Sabah haberlerini izlerken üretici bir çiftçinin sözleri dikkatimi çekti. Patates üreticisi olduğu anlaşılan vatandaş, “Patates tarlada 3 TL’ye kadar düştü buna bir çare bulsunlar!” diye sesleniyordu. Tarlada 3 TL olan patates pazarda kaç lira acaba? En ucuzunun 15 TL olduğunu biliyorum. 20-25 TL ortalama ile satılan patatesin kazancı kimin cebine giriyor dersiniz? Pazarcı vatandaşlarımız alınmasın. Aradaki farkın doğrudan onların cebine girmediğini bilmeyecek kadar “saf” değilim. Şimdi mazotun litresi 10 lira iken tarladaki fiyatı en az 5-8 TL olan patatesin tarladaki fiyatı ile 3 TL’ye düşmesinden sonra pazardaki fiyatının düşmesini beklersiniz değil mi? Ama mazotun litresi 40 TL ve üzerinde seyrediyorsa o fiyat düşmez bugünkü gibi yukarı çıkar. Tarladaki fiyatla, pazardaki fiyat arasındaki uçurumun tam anlamıyla olmasa bile büyük ölçüde nakliye fiyatından kaynaklandığını söylersek çok mu iddialı olur? Bunun hamaliyesi var, komisyonu var, kar marjı var… Dolayısıyla buradaki fiyat farkının doğrudan pazarcının cebine girdiğini söylemek gerçekten büyük haksızlıktır. Buradaki en büyük kazanç sahibinin doğrudan hazine olduğunu düşünüyorum. Neden mi? Bir litre mazotun içindeki vergi miktarı akaryakıt fiyatları arttıkça yükseliyor. Dolayısıyla tarlada 3 TL ye patatesini zararına sattığını söyleyen çiftçinin feryadına kulak vermesi gerekenler çiftçinin, üreticinin sermayesiz ortağı konumuna gelen “hazineyi yönetenler” değil midir?
Tarım ürünlerindeki ithalat artışını bir yetiliye soruyorlar, “Neden daha çok tarım ürünleri ithal ediyoruz?” yetkili zatın şöyle cevap verdiği rivayet ediliyor, “Üretim maliyeti daha yüksek! İthalat daha ucuz!” Eğer o yetkili böyle bir cevap verdiyse gerçekten çok yazık. Bir süre sonra üretim maliyetleri çok yüksek diye eğer bu yol tercih edilirse üretici bulamazsınız. Bu bir… İkincisi üretim maliyetlerini düşürmek tek başına üreticinin görevi değil ki. Gübrenin, sulamanın, enerjinin üretim üzerindeki yükselirini azalttınız da üretici mi bunu görmezden geldi. Üretim planlamasını yaptınız da buna çiftçi mi hayır dedi, üretici mi görmezden geldi?
Dönüp bakalım. Süt hayvanlarını süt üreticisi kesime gönderirken “ne oluyor?” diye sormayanlar, bugün gelinen noktada et ve süt ürünlerinin fiyatlarının artmasında sorumluluğu yok mu?
Başka bir örnek vereyim. Bundan 15-20 gün öncesine kadar yumurta fiyatları inanılmaz derecede düşüktü. Bugün 15’li bir yumurta paketinin fiyatı 75 TL yükselmiş durumda. Neden mi? Söyleyelim. Yumurta üretiminde inanılmaz bir düşüş yaşanmaya başlandı. Çünkü yumurta üretim çiftliklerinde tavukların bir bölümü kesime gitti. Biraz da yumurta üreticilerinin kendi çabaları ile ihracat yapabilme becerisiyle iç piyasa arzı düştü. Bugün 15’li bir yumurta paketi 75 TL civarında satılıyorsa bunun sorumlusu da yumurta üreticisi mi, yoksa başka gerekçeler ile olaya zamanında müdahalede bulunmayanlar mı?
Çünkü bazı insanlar işini yapmak yerine gözlerini, yüzlerini ve kulaklarını başka yerlere çevirip asıl yapmaları gerekeni yapmıyorlarsa burada bir aksaklık, eksiklik vardır. Tarım ve hayvancılık sektörünün tepesindekilerin, girdi maliyetlerinin düşürülmesi için çaba sarf etmek yerine “ithalat silahını” çekerek üreticiyi terbiye etme mantığı yüzünden özellikle gıda enflasyonunun yüksek seyrettiğini ne zaman göreceğiz?
Tarım ve hayvancılığın geleceğini sığınmacılara, mültecilere bağlayarak sorunların üstesinden gelebileceğimizi sanıyorsak yanıldığımızı çok kısa süre anlayacağız. Bu sebeple gerçekten üretmekten keyif alan insanların çektikleri sıkıntıları anlayabiliyor ve onlar adına gerçekten üzülüyorum. Bu işin sonu nereye varacak onu da merak ediyorum.