Türkiye’nin gündemi her gün değişiyor. Bugünlerde belediyelerin özel günlerde düzenledikleri konserlere katılan şarkıcıların aldığı paraları konuşuyoruz. Bir belediye başkanı eleştiriler karşısında,” Öbürleri de yapıyor” diye savunmaya geçiyor. Yanlış, yanlış ile savunur mu? Sonunda İstanbul, Ankara derken, Sivrihisar Belediyesinin özellikle düzenlediği son iki konserinin rakamları mercek altına alındı. Hazine ve Maliye Bakanlığından Eskişehirli bir uzman konuyu incelemekle görevlendirildi.
Geçmiş yıllarda özel günlerde, belediyelerin düzenlediği konserlerde, çıkan sanatçılar ücret almazlardı. Sonra yıllar içinde bu durum değişti. Ya da pahalı ve ünlü sanatçılar yerine belediyeler yerel sanatçıları sahneye çıkarabilir. Cumhuriyetimizin 101. Yılı nedeniyle düzenlenen Cumhuriyet konserinde Tepebaşı Belediyemiz, Eskişehirli sanatçı Mithat Körler’in sahne almasını sağladı. Konseri gazeteci olarak sadece ben takip ettim. Körler ile Eskişehirliler bir kez daha kaynaştı.
Tepebaşı farkı
Soğuk havaya rağmen konserin yapıldığı Uçak Müzesi, her yaştan coşkulu Eskişehirliler ile doldu. Başkan Ataç ile Eskişehirliler ellerinde Türk Bayrakları ile halayla çekti. 101. yılın sevincini yaşadılar. 40 milyon lira üzerindeki rakamlar, göze yüksek görünüyor. En iyisi belediyelerin bu konser organizasyonlarını bırakmasıdır. Ya da şehirdeki sanatçılar ile konserler vermesidir. Geçmişte o günün anlamını belirten halka açık konferanslar ve paneller düzenlenirdi. Sonra konser modası çıktı. Sahne sanatçıların aldığı rakamlar büyünce, dedikodularda büyür. Son gelişen olaydan sonra, belediyelerin konser dönemleri sona erecektir.
Toplumsal sonuç önemli
Eskiden Müslüm Gürses’in konserlerinde jiletçiler vardı. Eskişehir’deki bir konserinde bile jiletçileri gördüm. Eğitim ve zekânın yüksek olduğu Eskişehir gibi ilde bile Gürses’in konserinde, jiletlenme vakaları geçmişte görüldü. Acımasız çarkların arasında ezilen insanlar, toplumsal bilinçten yoksun olduklarında, bedenlerine zarar verirler.
Son günlerde konserler dışında, kadın cinayetlerini konuşuyoruz. Birkaç gün önceki bir yazımda öldürülen kadınlardan ve kadın cinayetlerinden istatiksel verilerde vererek, bahsetmiştim. Ülkemizdeki bu gelişmeler, konserde toplumsal bilinçten yoksun insanların olaylar karşısındaki tutumunu da gösteriyor. Ne yapacağını bilmeyen insanlar, ya intihar etmek de, ya da ruhsal durumlarını başlarından çıkarıyorlar. Bu gelişmeler ayrıca, toplumsal çürümenin de bir göstermesidir. Ataerkil özellikle kadınlar ve çocuklar hedef olurlar.
Neoliberal ekonomi
Toplumda bugün gelinen noktada yozlaşmayı ve çürümeyi görenler ise siyasette karşılığını bulamıyorlar. Sosyal Demokratların veya bu çizgideki partilerin Neoliberal siyasetlere teslim olmaları ülkenin önünü açmaya yetmiyor. Neoliberal siyasetleri uygulayan iktidarlarda, ülkeyi üretimden koparıyorlar. Sosyal adaletin giderek bozulmasına neden oluyorlar.
Toplumsal sorunlar hiçbir zaman polisiye tedbirleri ile çözüldüğü görülmemiştir. Erozyon toplumsal soruna neden olduysa, çözümde başka bir siyasal sistemle mümkündür. Her şeyden önce ekonomimiz üretmelidir. Mercimeği Latin Amerika’dan, muzu Afrika’dan almamalıyız. Ülkede üretilebilen her şeyi üretmeliyiz. Onurlu yurttaşlar olarak, dayanışma ve birlik içinde olmalıyız. Böylelikle sadece jileti de tıraş için kullanırız.