Kurtuluş Savaşı'mızın önderi ve Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemâl Atatürk'ün ebediyete uğurlanışının 86. yıldönümünde saygı ve özlemle anıyoruz. Tek kelime ile Atatürk, Türk milletine ve mazlum milletlere ışık olmuştur. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılmasının 86. yılında Türk Milletinin onun etrafında birleştiği görüldü. Dünyada ölümünden 86 yıl sonra bile milletini birleştirebilen liderler parmak ile gösterilir. Atatürk’ün döneminde yaşayan pek çok lider bugün hatırlanmıyor. O ise aramızdan ayrılmasının üzerinden 85 yıl geçmesine rağmen, kurtardığı milleti tarafından ayakta alkışlanıyor. Karşılanıyor. Saygı ile yâd ediliyor. Anıtkabir milyonlarla ifade edilen ziyaretçi akınına uğruyor. Bu topraklarda Mustafa Kemaller Ölmez diyenler, birlik ve beraberliğinde önderleridir. Temsilcileridir. Her yüzyılda bir emperyalistlerin iştahları Ortadoğu için kabarıyor. Büyük Atatürk onları yendi. O miras bugün bizimdir. Büyük Atatürk’ün ruhu şad olsun.
BÜYÜK DEVRİMCİ ÖNDER
Atatürk, çağımızın büyük devrimci önderlerinden biridir. O nedenle Atatürk ile hangi iklime gitseniz, “Büyük Devrimci” dir. O, 20. yüzyılın devrim mirası içinde eşsiz bir konumdadır. Atatürk’ün tarihsel duruşu tartışmasızdır. Ne dünyada, ne de Türkiye’de Atatürk’e karşı mevzilenerek hiçbir ciddî iş yapılamaz, olsa olsa vatan hainliği ve yıkıcılık yapılır. Atatürk’ü nasıl anladığını herkes sözüyle değil, duruşuyla açıklar, işiyle ortaya koyar. Toplumun değeri olan büyük tarihsel kişiliklere lafla karşı konulamaz, ancak eylemle karşı konabilir. Lafa bakarsanız, Atatürkçüden geçilmez. Ancak eyleme bakarsanız, herkesin Atatürk konusundaki konumunu sağlıklı olarak saptayabilirsiniz. Atatürk Devriminin ilk aşaması, sekiz yıllık bir vatan savaşıdır. Daha sonra emperyalizmin ve Ortaçağ’ın dayattığı kurum ve ilişkilere karşı toplumsal-ekonomik-kültürel düzlemdeki büyük atılım geldi. Türkiye’nin Namık Kemal ve Mithat Paşalarla başlayan Millî Demokratik Devrimi, iniş çıkışlardan geçerek 1945 yılına kadar sürdü. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Türkiye’nin adım adım Atlantik sistemine bağlanması nedeniyle, Atatürk’ün devrimleri, reformları kesin sonuca ulaşamadı. Önümüzdeki hedef, Atatürk’ün düşüncelerini yeniden hayata geçirmektir. Somut olarak dile getirirsek, terörü içte ve dışta temizlemek, Vatan bütünlüğünü sağlamak, Akdeniz’den gelen tehdidi göğüslemek ve ekonomide dışa bağımlılığı ve borçlanmayı ortadan kaldırmak gerekir. Atatürk’e bağlılık, Atatürk’ün izinden gitmek, Atatürk Devrimini yeniden rayına koymak, gerekiyor.
MAZLUM MİLLETLERE ÖRNEK
Yaşamı boyunca emperyalizme karşı mazlum milletlerin yanında yer almış, Anadolu'da yaktığı bağımsızlık ateşiyle Doğu halklarına umut ışığı olmuş Atatürk'ün bugün bile yaşayan düşüncesiyle mazlum milletlere yol gösterdiği görülüyor. Emperyalizmin Türkiye'ye dayattığı büyük zorlukların Atatürk kararlılığıyla aşılacaktır. Atatürk'ün devrimci tarzı Türk milletine ışıktır. Norveçliler zor zamanlardan çıkmak için 'Atatürk gibi yapmak' diyor. Norveçlinin deyiminde, Çinlinin ders kitabında, Kübalının sokaklarında, Hindu'nun umudunda, Afgan'ın başarısında Atatürk var. Atatürk'ün devrimci tarzı bütün mazlumlara ışıktır. Büyük Devrimci Önderimizi saygıyla anıyoruz. "Mustafa Kemaller ölmez" bilincimizi, çabamızı her zamankinden daha canlı tutmak bir vatan ve tüm mazlum uluslar adına bir insanlık borcudur. Sık sık aklımıza gelen "insan ne zaman ölür" sorusu "insan artık anımsanmadığında, adı unutulduğunda ölür" cevabını da içinde barındırır. Her yıldönümünde Anıtkabir’e akın akın gelen insan seli, yediden yetmişe yurttaşların dilindeki "Atatürk ölmedi, kalbimizde yaşıyor" sözü 1938’den sonsuza giden bir yolu aydınlatır.