Türkiye’yi bırakıp, Arabistan da kupa maçı yapmaya kalktık. Süper Kupa'da yaşanan krizin ardından, Suudi Arabistan Başkonsolosluğu'nun bulunduğu Akasyalı Sokağın adının Fahreddin Paşa Sokağı olarak değiştirileceğini açıklandı. Böylelikle, önemli bir şahsiyetin tarihin tozlu sayfaları arsında kaldığını gördük. Yakın tarihimizi değişik olaylar ile karşılaştığımızda mı öğreneceğiz. Yoksa televizyon dizelerinden yalan yanlış tarihimizi öğrenmek için çaba mı göstereceğiz.
Süper kupanın oynamamasının ardından, yaşanan gelişmeler üzerine sosyal medya hesabından bir açıklama yapan Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat, Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğu'nun bulunduğu Akasyalı Sokağın isminin değiştirileceğini açıkladı. Sokağın adının Fahreddin Paşa olarak değiştirilmesinin ardından Fahreddin Paşa kimdir? sorusu gündem oldu.
BALKAN TÜRK’Ü
Fahreddin Paşa, 1868'de, bugün Bulgaristan sınırları içerisindeki Rusçuk’ta dünyaya geldi. Asıl adı Ömer olan, Soyadı Kanunu'ndan sonra Türkkan soyadını alan Fahreddin Paşa, 93 Harbi'nden sonra ailesiyle İstanbul'a geldi, 1888’de Harp Okulu’nu, 1891’de kurmay subayların yetiştirildiği okul olan Erkan-ı Harbiyye’yi bitirdi ve kurmay yüzbaşı olarak orduya katıldı. 26 Ocak 1915'te 12. Kolordu'daki görevinin yanı sıra 4. Ordu kumandan vekilliğine getirilen Fahreddin Paşa, aynı dönemde birçok Ermeni ayaklanmasını bastırdı.
ŞERİF HÜSEYİN İSYANI
İngilizler ile anlaşan Mekke Şerifi Hüseyin’in isyana hazırlandığı haberinin alınması üzerine Fahreddin Paşa, 4. Ordu kumandanı Cemal Paşa tarafından 28 Mayıs 1916'da Medine'ye gönderildi. Şerif Hüseyin ve dört oğlu, 3 Haziran 1916’da Medine çevresindeki demiryolunu ve telgraf hatlarını tahrip ederek isyanı başlattılar. 5-6 Haziran gecesi Medine karakollarına saldırdılarsa da Fahreddin Paşa’nın aldığı tedbirler sayesinde geri püskürtüldüler.
2 YIL 7 AY SAVUNDU
Fahreddin Paşa'nın savunduğu Medine dışındaki hemen bütün büyük merkezler asilerin eline geçti. Bu sırada Kanal Harekatı bütün şiddetiyle devam ettiğinden Hicaz'a asker gönderilemiyordu. Fahreddin Paşa, elinde bulunan son derece kısıtlı imkanlarla Medine'yi 2 yıl 7 ay boyunca şehri müdafaa etti.
Fahreddin Paşa, Medine'yi savunabilmek için İstanbul’dan devamlı takviye kuvveti istiyor, Osmanlı hükümeti de onun isteklerine cevap verebilecek durumda olmadığını bildiriyordu.
EMANETLERİ KURTARDI
Osmanlı hükümetinin Hicaz’ı kısmen boşaltma kararı alması üzerine Fahreddin Paşa, herhangi bir yağmaya karşı Medine'de Hz. Peygamber’in mezarında bulunan mukaddes emanetlerin İstanbul'a nakledilmesini teklif etti. Sorumluluk kendisinde olmak şartıyla teklifi hükümet tarafından kabul edildi. Fahreddin Paşa bir komisyon kurarak tek tek kontrol ettirdiği 30 parçadan oluşan mukaddes emanetleri 2 bin askerin koruması altında İstanbul’a gönderdi.
TÜRK BAYRAĞINI İNDİRMEDİ
Hiçbir yerden yardım alamaz duruma gelen şehirde kalmış olan halk ve asker arasında açlık ve hastalık hüküm sürmeye başladı. Bu güç şartlara rağmen Fahreddin Paşa şehrin müdafaasını sürdürdü hatta kuşatmadan önce kaleyi tahliye etmesini teklif eden İstanbul hükümetine, "Medine Kalesi’nden Türk bayrağını ben kendi elimle indiremem, eğer mutlaka tahliye edecekseniz buraya başka bir kumandan gönderin." cevabını verdi.Fahreddin Paşa ve askerleri bir taraftan düşmanla, diğer taraftan açlık ve hastalıkla mücadele ederken İngilizlere karşı 2. Kanal Harekatı felaketle sonuçlandı, Filistin elden çıktı ve en yakın Osmanlı kuvvetleri Medine'den 1300 kilometre uzakta kaldı.
HİZMETLERİ BÜYÜK
24 Eylül 1921'de Milli Mücadele'ye katılmak için Ankara'ya gelen Fahreddin Paşa, 9 Kasım 1921'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin Kabil elçisi olarak tayin edildi ve Türk-Afgan dostluğunun gelişmesinde önemli rol oynadı.12 Mayıs 1926'da görevinin sona ermesi üzerine yurda dönen Fahreddin Paşa, 5 Şubat 1936'da Türk Silahlı Kuvvetleri'nden tümgeneral rütbesiyle emekliye ayrıldı, 22 Kasım 1948'de vefat etti. Fahreddin Paşa'nın cenazesi Aşiyan Mezarlığı'nda defnedildi.
Hatası ile sevabı ile Türk tarihi destanlarla doludur. Bu destanlar, gerçek destanlardır. Zor dönemlerde Fahreddin Paşa , Gazi Osman Paşa gibi devlet adamları inisiyatifler üstlenmiş, devleti savunmuşlar. Türk Bayrağını indirmemişlerdir. Fahreddin Paşa da Araplar ile değil, dönemin en önde gelen emperyalist ülkesi İngilizler ile mücadele etmiştir.