Yazının başlığı bana ait değil, bir okuyucumuza aittir. Okuyucumuz ayrıca bana gönderdiği yazısını sosyal medya hesaplarına da koydu. Gizli saklı bir şey yok. Okuyucumuz kendi derdi ile Eskişehir’de yaşayan binlerce insanın derdini dile getirirken, belki de derman bulunacağını düşünüyor.
Okuyucumuz köşe yazımızın başlığına konu olan başlıktan sonra şunları söylüyor: ”Asgari ücret ile birlikte elbette yükselebilecek olan kiraların farkında olarak kutu kadar güneş almayan evlerine 8-9 bin TL istemeyecek bir ev sahibi arıyorum. Biliyoruz ki sizlerde o evleri emek ile aldınız fakat emekleriyle yaşamaya çalışan gençleri de düşünerek empati yeteneğine sahip kişilerle karşılaşmayı diliyorum. Merkezdeki evinizi 1000 TL ye kiraya verin diye kimse size ısrar etmiyor ama merkezde diye 1+1 45m² eve 10.000 TL isteyen kişiler içinde diyecek pek bir şey bulamıyoruz. Umarım anlayışla karşılarsınız hepinizden şimdiden özür dilerim”.
ÇÖZÜM BEKLİYOR
Yine bir başka okurumuz” Arkadaş ben %30 zam alıyorsam ev sahipleri de %30 zam yapsa anlarım %300 nedir? Geçim derdine düşmüş halka kim yol gösterecek. Derdine kim derman olacak?” diyor. Dün mahallemizdeki berberde eşi ile çalıştıklarını belirterek, Eskişehir’deki ev kiralarının yüksekliği nedeniyle deniz kıyısında bir tarafa taşınmayı düşündüklerini söyledi.
GÖÇ ALIYORUZ
Bu yıl yaşadığımız büyük depremden sonra, 50 binin üstünde insanını yıkıntıların içinden çıkarak, yeni yaşam yeri olarak Eskişehir’i seçtiği söyleniyor. Özellikle Hayat ve Malatya gibi illerden gelenler Eskişehir’de buldukları evleri kiraladılar. Yine çok sayıda mülteci, Birleşmiş Milletler tarafından başka illere yerleştirilmiş olmalarına karşı ‘Özgür’ kent olarak gördükleri Eskişehir’de yaşıyorlar. Birleşmiş Milletler komiserliğinin direkt Eskişehir’e yerleştirdiği mülteciler ile birlikte Eskişehir’de yaşayan mülteci sayısında da artış var. Bu mültecilerin barınma ihtiyacı için az sayıdaki evlere yönelmeleri ev sahiplerinin kiraları artırmasına neden oluyor.
Eskişehir’in nitelikli göç aldığını konusunda hemfikiriz. Ancak, göç niteliksiz veya nitelikli olsun sonuçta barınma ihtiyaç var. Dünyada en önemli konu ilk önce güvenlik sonrada barınma ihtiyacıdır. Dünyanın en güvenli kentti olurken, başka şehirlerden mültecilerde dahil insanları mıknatıs gibi Eskişehir’e çekiyoruz.
ENFLASYON YÜKSEK
İktidar kısa bir süre önce enflasyonla mücadele ve zam oranları gündemiyle toplandı. Toplantıda memur ve memur emeklilere yüzde 50 civarında zam kararı çıktı. Asgari ücret arttı. Bu durum ev sahiplerinin yapıla zamlar üzerinde zam yapması kararı almalarına neden oluyor. Bugün ülkemizde en önemli başlıklardan biri ise konut kira sorunu oluyor. Hükûmetin , köklü çözümleri devreye sokması gerekiyor. Bir süre önce yüzde 25’lik kira artış sınırını bir yıl daha uzatma kararı alınması, ev piyasasını etkilemedi. Veriler, Sulh Hukuk Mahkemeleri’ne bir ayda açılan her 100 davadan 60’ının tahliye ve kira bedelinin belirlenmesiyle ilgili olduğunu gösteriyor. Kiracılarla konuştuğumuzda ise çok daha vahim bir tablo ortaya çıkıyor.
Mağduriyetlerini dinlediğimiz çok sayıda kiracı, yüzde 25 sınırının uygulamasının işlevsiz olduğunu, bu durumun toplumsal huzuru da bozduğunu belirtiyor. Ev sahiplerinin fahiş kira artışına itiraz eden kiracıları çıkarmak için tehditler savurduğunu anlatan kiracılar, kimilerinin de evi kiraya vermeden önce yüzde 25 sınırına uymama şartı koydular.
KİRAYA MAAŞ YETMİYOR
Maaşlarda önemli artış olsa da, bu artış kira fiyatlarına yetişemiyor. Bir Eskişehirli de şunları söyledi:” “Eşimle ben asgari ücretle geçiniyoruz. Asgari ücrete gelecek zamla birlikte bir maaşımız bile kirayı karşılamıyor. Bu kirayı vermemiz imkânsız. Çıkmak istesek de, İstanbul'un en ücra köşesinde bile 30-40 senelik evlere en az 10 bin TL kira istiyorlar. Emlakçı, depozito, ilk kira, taşınma masrafı derken 50-60 bin TL cebimizden para vermek durumunda kalacağız. Böyle bir para da yok. Sonuçta kredi çekip bankalara borçlanarak, yaşamak zorundayız”
KİRALAR DONDURULMALDIR
Enflasyonun en önemli sebeplerinden birisinin fahiş kira artışları olduğu görülüyor. Bence kısa dönemde en iyi formül, üç yıl boyunca kiraların dondurulmasıdır. Konut sorunu serbest piyasanın insafında kurtarılıp kamucu çözüme yönelmesi gerekir. Herkese sağlıklı, güvenli, depreme dayanıklı ve uygarca yaşayabileceği konut sağlanmalıdır. Ülkenin bu konuda önemli bir kuruluşu var. TOKİ daha fazla desteklenirse, bu sorunda çözülür diye düşünüyorum. Konut yapımı için kooperatifçilikte desteklenmelidir.