Eskişehirspor taraftarı tribünlerde şöyle bağırır; “İçimizde Es es aşkı bambaşka, O büyük taraftarınla çok yaşa!” Eskişehir’i biz kendimiz böyle görüyoruz… Ve Eskişehir bu kentte yaşayanlar açısından her zaman farklı bir şehir…

Nasıl? Anlatayım… Yıllar önce başka şehirlerde de yatırımları olan Eskişehirli bir iş insanı ile sohbet ederken bana şöyle demişti; “ Eskişehir’in dışına çıktığımda içimdeki özlem bir başka oluyor. Bir an önce Eskişehir’e dönmek istiyorum!” O tarihlerde Eskişehir biraz çamurlu, biraz da tozlu bir kentti. Bu sebeple kendisine “Eskişehir’in nesini özlüyorsun?” diye takıldığımda, “Eskişehir’in çamurunu da tozunu da özlüyorum” cevabını vermişti.

Bir başka şehre gittiğinizde Eskişehir bahsi açıldığında hemen pek çoğumuzun iç geçirdiğini, bir an önce Eskişehir’e dönmek arzusu yaşadığınızı biliyorum. Bilmem ama en azından yukarıda anlattığım iş insanının içinde bulunduğu duyguyu ben de yaşıyorum. İnsanı Eskişehir’e çeken cezbeden bir duyguyu pek çok kişinin yaşadığından eminim. Hatta bu şehirde okumuş ve daha sonra memleketine dönmüş pek çok insandan aynı geri dönüşleri alabilirsiniz.

Yine geçtiğimiz yıl Tepebaşı Belediye Başkanı Sayın Ahmet Ataç ile yaptığımız söyleşide bayıldığım bir bölümü de buraya alayım. “Eskişehir’in bir tılsımı var. O Eskişehir tılsımı kazanın içine giren herkes Eskişehirli olup çıkar. Yani ayrı metalleri koyarsanız oradaki alaşım o metallerden daha değerlidir. Eskişehir’de böyle bir yapı var. Bugün git Ağrılı ile Vanlı ile konuş Eskişehirlidir. Hiçbir zaman Ağrı, Van demez. Ama kendi örf ve adetlerini kendi içlerinde sürdürürler. O ayrı bir şey ama Eskişehir ekonomisine katkısı da olur, çocuğunu Eskişehir’de okutur. Allah geçinden versin vefat ederse Eskişehir’de defnedilir. Böyle bir şehir Eskişehir.”

Yine Eskişehir dediğinizde içi bir tuhaf olan ve Eskişehir’in gönüllü elçisi Mithat Körler de şöyle anlatıyor Eskişehir’i, “Eskişehir bizim, Eskişehir hepimizin. İnanın ki bu şehirde yaşayan ve bu şehrin güzelliklerini hisseden bütün hemşerilerimiz bu şehrin kıymetini biliyorlardır. Bu şehrin güzelliğini bu şehrin yaşanabilir bir kent olduğunu şehrin dışına çıktığınız zaman çok daha fazla hissediyorsunuz. Ben İstanbul'a gidiyorum ama dönerken çok mutlu bir şekilde dönüyorum çünkü Eskişehir'e geliyorum. Eskişehir'in kıymetini bilelim. En önemlisi de bu şehirde siyasi görüş ve düşünceniz ne olursa olsun bu şehir için kenetlenip bu şehrin çok daha iyi bir noktaya iyi gelmesi için çaba sarf etmemiz gerekiyor. Ben inanıyorum ki Eskişehir daha büyük, daha gelişen ve güzelleşen bir kent olacaktır. Bunu şehrimizde hak ediyor şehirde yaşayan bütün hemşerilerimizde hak ediyor.”

Biz böyle görüyoruz da dışarıdan etkin ve yetkin bir göz Eskişehir’i nasıl görüyor dersiniz? Örnek vereyim Anahtar Parti Genel Sekreteri Nihal Ağca geçtiğimiz gün gazetemizi ve sitemizi ziyaret etti. Sayın Ağca Eskişehir ile ilgili o kadar güzel şeyler söyledi ki inanın içim kıpır kıpır etti. Sayın Ağca diyor ki; “Eskişehir kendini aşmış bir şehir. Son yıllarda diğer kentler arasında çok öne çıkan bir şehir. Son derece medeni ve üretken bir şehir!” Eskişehir dışarıdan nasıl görünüyormuş anladınız mı şimdi.

Daha ne olsun! Acaba diyorum biz mi böyle görüyoruz. Öyle değil işte. Eskişehir gerçekten “Tılsımı olan bir şehir!” Ve Eskişehir aynı potanın içinde vatanın her köşesinden insanı hemşehrilik duygularıyla bezeyen, kucaklaştıran bir şehir… Ne mutlu kendini Eskişehirli hissedenlere, Eskişehirli olanlara..