Eskişehir gerçek anlamda kaynaklarını doğru değerlendiriyor mu? Eskişehir gerçek anlamda her defasında ifade ediyoruz Anadolu’nun kalbidir ve küçük resmidir. Eskişehir aslında Küçük Türkiye’dir. Eğitimi, sanayisi, tarımı, hayvancılığı, ticareti ile gerçekten Türkiye’nin özetidir. İnsanların birbiriyle konuşabildiği, diyalog kurabildikleri, insanların siyasi ve etnik kimlikleri üzerinden ayrıştırılmadığı güzel bir şehirdir aslında. Eskişehir üç üniversitesi, sanayi kuruluşları, tarımı, organize sanayisi ile Türkiye’ye model olabilecek kentlerin başında geliyor.
Bu Eskişehir kaynaklarını doğru değerlendirebiliyor mu? Asıl sorulması gereken soru budur. Eskişehir gerçekten kaynaklarını doğru kullanma konusunda yeterli işbirliği konusunda somut adımlar atmış olsa da bu konudaki gelişmelerin yeterli olduğunu söylemek kolay değil.
Eskişehir’in termal su kaynakları bakımından çok zengin bir kent olduğunu biliyoruz. Örneğin Eskişehir’in yıllar önce termal su kaynakları bakımından zenginliğinin daha net bir biçimde ortaya çıktığını biliyoruz. Devletin imkanları ile Kızılinler Mahallesi bölgesinde yapılan sondaj çalışmaları sırasında buradaki zengin ve yeterli termal su kaynaklarının bulunduğu ortaya çıktı. Eskişehir’in o dönemki Valisi Kadir Çalışıcı’nın çabaları ile yapılan çalışmaların ardından Eskişehir adına bir hayli umutlanmıştık. Yakın çevremizdeki illerde daha sınırlı kaynaklar ile özellikle termal turizm konusunda büyük adımlar atılırken Eskişehir’in bu kaynaklarını çok da iyi kullandığını söylemek mümkün değil. Özellikle dünyanın kabul ettiği termal sağlık merkezi anlamında örnek teşkil eden Balçova’da bulunan sağlık merkezinin bir benzerinin Eskişehir’de kurulmasının hayalini kurmuştuk. Yani Avrupa Birliği ülkelerinin de akredite ettiği bir sağlık tesislerinin kurulması gerçek bir heyecana sebep olmuştu. Eskişehir Tepebaşı Belediyesi ve Odunpazarı Belediyesi yetkilileri o dönemde iki ayrı proje hazırlayıp Kültür ve Turizm Bakanlığına başvurmuşlar ve buranın bakanlığın akreditasyonu ile yatırım alanı olarak ilan edilmesi için çalışmalar yapmışlardı. O dönemde bakanlığın önerisi ile iki belediyenin projelerin birleştirilmesi konusundaki çağrısı ile ortak çalışma yaptıklarını da biliyoruz. O dönemdeki umutlarımız için yeterli derecede Eskişehir’in aktörlerinin çaba gösterdiklerine şahitlik etmedik. Eğer bu konuda yeterli ve istekli yatırımcı bulunabilseydi ve aradan geçen zaman içerisinde gerekli adımlar atılabilseydi bugün Eskişehir’de özellikle hizmet sektöründe binlerce insanın istihdamına katkı yapılmış olacaktı.
Uzun süre uykuya yatırılan Kızılinler bölgesindeki termal kaynakların yeniden gündeme getirilmesi konusunda son dönemde Eskişehir Rumeli İş İnsanları Derneği tarafından somut talepler gelmeye başladı. Ancak bu konuda milletvekillerinin de desteğine rağmen ilk hamleden sonuç alınabilmiş değil. Bu konu yeniden ısıtılmak isteniyor. Son olarak Kızılinler Kültür ve Dayanışma Derneği genel kurulunda konu yeniden gündeme gelmiş. Yapılan genel kurulda dernek başkanlığına seçilen Semih Eken, “Mahallerindeki termal suların değerlendirilmesini beklediklerini belirterek,” Yıllardır konuştuk ama bir şey olmadı. Artık termal potansiyelimiz değerlendirilsin. Dolmuş uçak projesi de hayata geçmelidir” ifadelerini kullanmış. Başkan Eken Kızılinler mahallesinin köy olarak Balkan savaşlarından sonra Bulgaristan’dan gelen Balkan Türkleri tarafından kurulduğuna dikkat çekerek, “Verimli ovada üretimimiz devam ediyor. Bugün gözde bir mahalleyiz. Yıllardır konuştuk ama bir şey olmadı. Artık termal potansiyelimiz değerlendirilsin. Dolmuş uçak projesi de hayata geçmelidir. ERİAD’ın yaptığı projeleri destekliyoruz” değerlendirmesinde bulunmuş.
Şimdi daha açık bir ifade ile Eskişehir için yeni bir vizyon ve yeni bir çıkış yolu olabilecek, yakın gelecekte de nefes aldırması muhtemel bir adım için artık yeterli ve güçlü bir işbirliğine ihtiyaç oldu çok açık. Buraya yapılacak yatırımların Eskişehir’in ekonomisine de sosyal hayatına da çok önemli katkılar yapacağını düşünüyorum. Umut edelim ki Eskişehir bu fırsatı iyi değerlendirsin.