Eskişehir’de bundan bir süre önce üç merkez belediyenin başlattığı “tertemiz Eskişehir” kampanyası Eskişehir için yeni bir başlangıç olabilir mi? Diye düşünmedim değil. Eskişehir için daha temiz bir görünüm, daha hijyen bir sokak anlamına da gelen bu uygulamanın denetimlerinin ilk bölümünde bazılarına kabahatler kanununa göre cezalarda yazıldı. Ancak sonuçta ne oldu derseniz çok da bir şey olmuş gibi göremedim ben. Aslında çağrılar, kampanyalar yapılmalı. Çünkü bu çevre meselesi gerçekten hepimiz için çok önemli yarınlara dair temiz bir şehir ve temiz bir gelecek bırakmak adına buna hepimizin ihtiyacı olduğunu biliyoruz.
Eskişehir dışarıdan bakıldığında Anadolu’nun tam ortasında çöldeki vaha gibi görünse de bizim insanımızın zaman zaman duyarsızlığı gerçekten hepimizi üzüyor. Şimdi özellikle tramvay ve otobüs duraklarına bakıyorum. Ramazan ayı olmasına rağmen yine de duraklarda bile dünya kadar çer çöpe rastlamak mümkün. Geçtiğimiz günlerde bir temizlik görevlisi ile “bu kampanyanın faydası oldu mu?” sohbeti yaptım ayak üstü. Aldığım cevap biraz benim için şaşırtıcıydı;” Şimdi sokaklara atılan maddeler kampanya öncesinden daha fazla”!” deşince “Nasıl yani?” demekten kendimi alamadım.
“Tertemiz Eskişehir” kampanyası başlamadan çok dikkatimi çekmiyordu ama artık dikkatli bir gözle sokaklarda, caddelerde gezerken bakıyorum. O kadar çok şey görüyorum ki. Hatta Porsuk’u gözlemliyorum. Nerede ise her gün temizlik yapılmasına rağmen Porsuk’un yüzeyinde o pet şişeleri ve lüzumsuz çöpleri ve kirliliği görünce de çok üzülüyorum. Burada aslında yerel yönetimlerin çağrıları doğru ama insanlarımızın duyarsızlığı veya inadına tavırları rahatsız edici.
Hemen her gün günü birlik turlar ile çok sayıda yerli turistin geldiği bir şehirde onların bırakacağı her kuruş bizim ekonomimize katkı yapacak. Ne demişler, “Damlaya damlaya göl olur!” bizimkisi öyle bir şey işte. Gördüğüm kadarı ile bizim daha, “Tertemiz Eskişehir için çok ekmek yememiz lazım!” ne dersiniz, bu tablo değişir mi?