31 Mart seçimleri yaklaştıkça siyasi tansiyon yükseliyor. Halbuki Eskişehir bir demokrasi şehri ve Eskişehir’de bugüne kadar ufak tefek çıkıntıların dışında her seçim büyük bir olgunlukla sonuçlanmıştır. Çünkü Eskişehirli seçmen bilinçlidir. Eskişehirli seçmen genel seçimde farklı, yerel seçimde farklı tercihlerde bulunabilir.

Dün evden gazeteye gelirken çarşıda birkaç esnaf arkadaşa selam vereyim diye çarşının ortasına çıktım. İkisi de Eskişehirspor sevdalısı, gerçek taraftar ve Eskişehirli iki kardeşimizle biraz sohbet etme imkanı oldu. Takıldım kendilerine, “hadi çayları söyleyin bakalım” diye.. Çaylar geldi ayaküstü konuştuk. Eskişehirspor’dan yerel seçimlere kadar kısa süreli muhabbette neredeyse her şey vardı. Her iki dostumda farklı görüşlerde.. Birisi başka bir adayın, diğeri öteki başka bir adayın kazanabileceğini kendilerince hem iddia ediyorlar hem de gerekçelerini sıralıyorlardı. İşin özeti açık ve net bir biçimde “maç 1-1 berabere” devam ederken, ben kendilerine, “Seçim havası nasıl?” diye bir soru yönelttim. Önce birisi, “Bu kadar gerilim gerçekten çok fazla. Defalarca seçim yaşadım böyle yüksek tansiyonun yaşandığı bir seçim görmedim. Bu siyasiler arasındaki yüksek gerilim korkarım ki Eskişehir’de sıkıntıya sebep olmaz. Biz esnaf insanlarız. Hepimiz bir birimizle rekabet ederiz ama birbirimizi kırmayız, dökmeyiz. Bize bir başka esnaftan alışveriş yapmadan gelen vatandaşın şikayetini dikkate almayız. Bizden giden müşterinin şikayetinden de karşımızdaki arkadaşımız etkilenmez ve ilgilenmez.

Zira bazen biz komşumuzdan bozuk para alırız, bazen komşumuz bizden ödünç para alır. Açıkçası rekabet ederiz ama birbirimizi kırmayız. Oturur iş olmadığı ve havaların müsait olduğu zamanlarda tavla atarız, hoş sohbetler ederiz kardeş kardeşe geçinir gideriz. Ancak siyasilerdeki bu hırs, yüksek tansiyonun topluma zarar vermesinden gerçekten endişe ediyoruz. Çünkü bu toplumun bütünleşmeye, sevgiye saygıya ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Yanlış anlaşılmasın şimdi bir bardak suda fırtına koparılıyor diyeceğim ama bunu örnek olsun diye söylüyorum. Su tartışmalarından bağımsız ifade ediyorum. Yaşanan tartışmalardan bize ait, şehre ait bir şey ben göremiyorum ya da fark edemiyorum” dedi. Diğer arkadaşımızda bu konuyla ilgili olarak arkadaşının söylediklerini tasdik etti.

Şimdi özelde konuştuklarımızı buraya nakletmiyorum. Ama dışarıdan vatandaşın fark ettiği bu gerilim işi gerçekten insanın canını acıtacak kadar acı gerçek. Sonuçta bir seçim yapacağız. Yapacağımız seçimde kullanacağımız ifadelerin dozunu da iyi ayarlamayız. Aklımıza gelen her şeyi eleştiri diye sıralayamayız, herkes özellikle siyasilerimizin dilinin ayarını iyi yapması gerekiyor.

Çünkü seçimler biter hepimiz yine bu şehrin sokaklarında aynı yolları arşınlar, aynı havayı teneffüs eder, aynı kahvede çay içer, aynı hastanede muayene oluruz. Yine birbirimizden alışveriş yapar, yine birbirimizle selamlaşırız. İşin gerçek olan tarafı budur.

Bunun ötesinde elbette siyasi bir rekabet olmalı. Eleştiri olmalı, projeler ortaya konulmalı, müzikler çalınmalı, insanlar birbirinin yanından geçerken alkışlanmalı ama asla tansiyonu gerilime dönüştürmemeliyiz. Bizim özetle kardeşliğe, dostluğa, birlik ve beraberliğe daha çok ihtiyacımız var. Yaşananlardan sonra bu siyasi rekabetin nerede ve ne zaman biteceğini kestirmek bir hayli zor. Herkes şunun farkına varmalı. Burası Eskişehir ve Eskişehir’in bir farkı her zaman vardır, olmalıdır da…