Mayıs ayı enflasyon verileri açıklandı. Medya kuruluşlarında çokça yapılan haberler arasında “Emeklinin gözü enflasyon rakamlarında” diye yazılıp çizildiği için açıklanan enflasyon rakamları üzerinden bir değerlendirme yapma ihtiyacı hasıl oldu.

2024 yılının ilk 5 aylık enflasyon verileri belli oldu. Enflasyon rakamları üzerinden maaş artışı olduğu için özellikle emeklilerin doğal olarak gözü kulağı açıklanan rakamlarda oluyor. İlk 5 aylık verilerde enflasyon rakamları Mayıs ayı verileri ile birlikte yüzde 21.95’e yükseldi. Haziran ayı verilerine ulaştığımızda bu yılın ilk yarısında enflasyon yüzde 25 rakamını bulacak gibi görünüyor.

Bunun anlamı çok net emekliler için Temmuz ayında yüzde 25’lik bir maaş artışı öngörülmesi muhtemel. Bunun üzerine refah payı eklenir mi, eklenmez mi, buna hükümet karar verecek. Muhtemelen bu defada emekli yüzde 25’lik maaş artışıyla yetinmek zorunda kalacak gibi görünüyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı asgari ücretle ilgili olarak ek zam taleplerine kapıyı kapattığına göre emeklilerin yüzde 25’in üzerinde hayal kurmasına da gerek yok diye düşünüyorum.

Temmuz ayına şunun şurasında bir şey kalmadı. Önümüzdeki ay maaş artışlarının yasal olarak yüzdesi netlik kazanacak. Bu arada kök maaş ve en düşük emekli maaşı meselesi ciddi anlamda tartışma konusu olacak. Emekli için yeni bir ışık söz konusu değil. 10 bin TL en düşük emekli maaşı uygulaması üzerinden yüzde 25’lik artışla en düşük maaş 12 Bin 500 TL olabilecek. Bu rakamlar kök maaş üzerinden değil hazineden sağlanan ek ödeme ile ilgili ulaşılabilecek. Yani emekliler için önümüzdeki süreçte değişen fazla bir şey olmayacak. Milyonlarca emeklinin beklentileri boşa çıkacak mı, çıkmayacak mı bunu ilerleyen süreçte göreceğiz. Ancak hükümet kanadından gelen açıklamalar hiçte umut verici değil. Hazine ve Maliye Bakanı’na sorulan soru karşısında söylediği, “Ayaküstü açıklama yapmıyorum” sözleri ne demeli? Yani demek istiyor ki, “Siz işi ciddiye almıyorsunuz ama durum bildiğinizden daha ciddi!”

Emekli zaten yoklukla savaşmaya alıştı. Kiralar, gıda enflasyonu, elektrik ve doğalgaz masrafları emekliyi zaten çok zor durumda bırakıyor. Üstüne üstlük yeni dönemde nefes alacak kadar da maaş artışı olmazsa vay emeklinin haline. Emekliye Kredi Yurtlar Kurumu’nun yurtları açarak tatil imkanı sağladık, PTT kargodan, THY’ de yolculuk yapacaklara indirim hülyaları yerine insanların gerçek ihtiyaçları üzerinden bir takım imkanlar sunulması daha gerçekçi olmaz mı?

Emekli askıda ekmeğe, hazarda çıkma ürüne muhtaç hale gelmişse bunun sorumlusu elbette kendisi değil. Yaklaşan Kurban Bayramı unutmayalım ki emeklinin biraz daha gerçekler ile yüzleşmesine fırsat verecek. Emekli isyan ediyor, ses yükseltiyor ve doğrusunu isterseniz sesini de kimseye duyuramıyor. Milyonlarca emekli yaklaşan bayrama yine boynu bükük girecek gibi görünüyor. 3 Bin TL bayram ikramiyesi ile insanların mutlu olmasını beklemek gerçekten son derece üzücü bir şey. Türkiye bir emekliler cenneti olmaktan çoktan çıktı. Birileri önce emeklilerden başlayarak, asgari ücretliler ve sabit ücretle çalışanlar ile ilgili bir şeyler yapmalı.

Öyle kafeleri ve çay bahçelerini örnekleyerek Türkiye’de nüfusun büyük bölümünün yaşadığı mağduriyeti gözlerden kaçırmak sorunu doğru teşhis edemediğimizi gösterir. Bir bölüm mutlu azınlık üzerinden gerçek mağdurları görmezden gelmek vicdani ve sorgulama yapılmadığının da bir göstergesidir. Rakamlar ve vaatler gerçekten karın doyurmuyor.