Yüzyıllar önce Selçuklu komutanı Porsuk Bey’in Eskişehir’i ele geçirmesi ve isminin Porsuk Çayına verilmesiyle, hikâye başladı. O zamanlar bir kasaba görüntüsündeki Eskişehir, milli mücadele günlerinde devleşti. Anadolu’da Mustafa Kemal’e, Kuvayı Milliye’ye en sahip çıkan şehir oldu. Milli Mücadele de, merkez oldu. Atatürk bir ara Eskişehir’i başkent olarak düşündü. Kurtuluş Savaşından sonra ise süreç içinde kurulan genç Cumhuriyet’in önemli kentti oldu. Sanayi ve kültür şehri oldu. Balkan göçleri ile kültür ve emek birikimini aldı. İlklerin şehri oldu. Bugünde bu özelliğimiz devam ediyor.
EN KİRLİ NEHİR
1950’li yıllarda Balkanlardan göçen bir Türk ailenin Eskişehirli çocuğuyum. Sivrihisarlı olmam da bu nedenledir. Çocukluğumuzda Porsuk çayından sazan balığı tutardık. Sonra yapılan fabrika nedeniyle porsuk gaz kokmaya başladı. Balıklar kayboldu. Sanayi tesisi Türkiye’yi kalkındıracaktı. Porsuk’un kirlenmesinin bir önemi yoktu. 1970’li yıllar geride kaldığında yavaş yavaş Porsuk Türkiye’nin en kirli nehri oldu. Havası ve suyu en kirli şehir Eskişehir olarak anılmaya başlanıldı. Sonra, yazın tozdan kışın çamurdan geçilmez ibaresi de şehrimize eklendi.
TRAMVAY HATTI GEÇSİN
Bir dönem Eskişehir’de siyaset yapanlar ile seçimlerden önce Kanal 26’da program yapıyorduk. Belediye başkanları adayları içinde Porsuk ile ilgili olarak net bir düşüncesi olan yoktu. Porsuk çayının temizlenemeyeceği, ulaşıma açılamayacağı söylenirdi. Hatta bir başkan adayı Porsuk çayının yatağının değiştirilerek, tramvay hattı yapılmasını o televizyon programlarında teklif etmişti. Porsuk da şehir içine girmeden, Eskişehir’in çevresinde akıp gidecekti. Dünyanın şehir içinden nehir geçen ender şehirlerinden biriydik. O kişiyi belediye başkanı seçseydik, bu özelliğimizi kaybedecektik.
O günlerde, gazeteci arkadaşımızın birisi köprübaşında çayın içine atılan büyükçe bir yorganı insan cesedi olarak değerlendirince, polise ve itfaiyeye haber vermişti. İtfaiye kancalar attı. Yorganı çıkardı. Bir başka belediye başkanı nehri temizleyeceği yerde, balık attı. Ördek saldı. Bunlar tabi, sonucu değiştirmedi.
Neyse 1999 da seçilen Büyükşehir Belediye Başkanı, kredide bularak porsuk çayını temizledi. Gondollar, tekneler dolaşmaya başladı. Balık nüfusu arttı. Pis koku, renkli akma, çöplerden eser kalmadı. Eskişehir’e tramvay veya başka hizmet her zaman yapılabilir. Ama porsuk çayını temizlemek ve bugünkü hale getirmek gerçekten cesaret ve emek isterdi. Bugün binlerce turist sırf gondolla porsuk da gezmek için geliyor. Turistte bir anlamda para demektir.
TERTEMİZ ESKİŞEHİR
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, Odunpazarı Belediyesi ve Tepebaşı Belediyesi “Tertemiz Eskişehir” sloganıyla yola çıktı. Belediyeler, Eskişehirli vatandaşların da kampanyaya destek vermesini istedi. Zabıta ekipleri çevreyi kirletenlere Kabahatler Kanunu gereğince 2 bin 953 TL idari para cezası uygulayacak. Turizm şehri olmakla övünüyorsak, belediyelerin yükselttiği çıtaya destek vermeliyiz. Eskişehirlinin büyük çoğunluğunun yerlere çöp, çekirdek kabuğu izmarit gibi maddeler attığını düşünmüyorum. Bugünden itibaren üç belediyenin de zabıtası teyakkuz haline geçiyor. Mesela dün ben evdeki kullanılmış pilleri atmak için belediyeye gittim. Tık pil kutusuna attım. Belediyelerimizin geri dönüşüm konusunda da Eskişehirlilere çağrıda bulunmasını isterim. Bu işi de temiz Eskişehir kampanyasından sonra ikinci konu olarak düşünmeliyiz.