Ülkemiz çok zor günlerden geçiyor. Bir Türk genci olarak yaşadığımız bu günler beni derinden üzüyor. Yazıp yazmamak arasında çok kararsızlık yaşadım. Ben yazsam ne değişecek ki dedim önce. Sonra da susarsan vicdanında seninle susacaksa tepkisiz kalabilirsin dedim ve bu yazıyı yazmaya karar verdim.

Kim suçlu kim suçsuz şu süreçte anlayamıyoruz çünkü çok farklı iddialar var ortada. Bu süreçte ki düşüncem ise halkın bunalmış olduğu. İnsanlar geçim sıkıntısından, haksızlıklardan, hukukun tek taraflı işlediğine dair düşüncelerinden dolayı oldukça fazla bir şekilde bunalmış haldeler.

Özellikle İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının üzerinde ki iddialar üniversite öğrencilerini de birincil açıdan sürece dâhil etti. Öğrenciler, "Bu, sadece bir belediye başkanına değil, doğrudan halkın seçim hakkına yapılmış bir darbe girişimidir. Bu hukuksuzluğa sessiz kalmak, geleceğimize de sessiz kalmaktır! Bugün Ekrem İmamoğlu'nun diploması keyfi bir kararla iptal ediliyorsa, yarın herhangi birimizin de yıllarca emek verdiği diploması, eğitim hakkı birilerinin siyasi çıkarları uğruna gasbedilebilir’’ şeklinde açıklamalar yaptılar.

Uzun yıllardır gençler geleceğe dair umutsuzdu doğrusu. Ekonomi, alım gücümüzün düşüklüğü, işsizlik, torpiller gibi birçok şey bu umutsuzluğu yıllardır katlayarak arttırdı. Sokakta ki isyanın sebebi de bence bu. Konu Ekrem İmamoğlu değil gençlerin ümitsizliği ve öfkesi.

Suçlular parti ayırmaksızın cezasını çekmek üzere yargıya bırakılmalıdır ve yargı bağımsız olmalıdır. Bizlere yıllarca okullarımızda öğretilen budur. Melih Gökçek’ten esirgenen adalet Ekrem İmamoğlu’na işliyorsa orada hukuktan bahsetmek doğru olmaz. Eğer Ekrem İmamoğlu’nun üzerinde ki iddialar doğruysa elbette cezasını çekmelidir. Fakat bizler nasıl inanırız adaletli bir yargı olduğuna biliyor musunuz? Murat Ağırel’in tarafına 2 kitap yazdığı 1994-2017 yılları arasında Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapan Melih Gökcek’in de aynı şekilde yargı sürecinde olmasıyla. Hatta onun gibi nicelerinin. Parti, ideoloji ayırmaksızın yasadışı davranan, halkın hakkını yiyen herkesin hukuk önünde hesap vermesiyle inanırız..
Bilmeyenler yoktur değil mi Melih Gökcek hakkında ki iddiaları? Eğer varsa Murat Ağırel’in ‘’Parsel Parsel ve Vurgun ‘’ kitaplarını okumasını tavsiye ederim.

Kısaca şunu söylemek istiyorum. Gençler hukukun üstünlüğünü ve yargının bağımsızlığını görmek istiyor. Evet, bence de Türkiye bir hukuk devleti ve suçlular hukuk önünde hesap vermeli ancak tüm suçlular. Siyasi parti ayırmaksızın tüm suçlular. Çünkü devlet bir partiden daha fazlasıdır. Günün sonunda savunulması gereken tek şey hukukun her şeyden üstün oluşudur.

Umarım yaşayacağımız yarınlar yaşadıklarımızdan çok daha güzel olacak.
Herkese iyi haftalar..