Ekonominin en karmaşık konularını dahi basit ve anlaşılır bir üslupla tarif etmeyi başaran ekonomist, gazeteci, akademisyen ve yazar Prof. Dr. Tevfik Güngör Uras” artık aramızda yok. Pek çok ekonomi yazarının kendisine rol model olarak belirlediği merhum Uras 37 yıl boyunca Dünya Gazetesi’nde yayınlanan, “Olayların İçinden” köşesinde ekonomi ile ilgili kaleme aldığı çok ayrıntılı konuları bile kendine has üslubuyla geniş kesimlerin her gelişmeyi anlamasını temin etmişti. Merhum Uras okuyucuyla konuşurken kendinin hayal dünyasında yer alan Ayşe Hanım teyze ve Ali Rıza Bey amca tiplemeleriyle çarşı pazar gözlemlerinden, esnaf ve tarım kesiminden, üretim sahalarından, fabrikalardan aldığı bilgileri çok yalın bir şekilde anlatmayı başarmıştı.
Şimdi son günlerde siyasetin gündemi ekonomi olmaktan çıkmış olsa da, emekliler ve asgari ücretliler için bugün yaşanan tablo yarın daha ağır bir faturaya dönüşecek gibi görünüyor. Örneğin Temmuz ayında SSK ve Bağ-Kur emeklileri için öngörülen yüzde 25’lik zam daha şimdiden insanları kara kara düşündürmeye başladı. Deniliyor ki Haziran ayından itibaren enflasyon düşecek… “Enflasyonun düşmesi” merhum Güngör Uras’ın tabiri ve Ayşe Teyze ile Ali Rıza amcanın anlayacağı şekliyle “fiyatların düşmesi” anlamına gelmiyor. Bugün kilogramı 250 TL’den satılan zeytin, enflasyon düşünce 225 TL’den satılmayacak enflasyon düşük çıktığı için belki 260 TL’den satılacak. Hepsi bu… Enflasyonun düşüşü fiyat artış hızının yavaşlamasından başka bir değil. Sadece fiyatların daha yavaş arttığına tanıklık edeceğiz hepsi bu.. Bizim gelirimizde bir şey artacak mı? Asıl ona bakmak lazım. Geçtiğimiz günlerde “Milyonlarca emekliyi bekleyen tehlike!” başlıklı yazımıza çok sayıda geri dönüş aldım. Benim görüşlerime katılanlarda, katılmayanlarda oldu.
“Geçtiğimiz yıl Temmuz ayında kök maaş gerçeği ile yüzleşen emeklilerin çok büyük bir bölümü maaşlarına zam yapılmasına rağmen ellerine geçen parada bir artış olmadığı için büyük bir hayal kırıklığı yaşadılar. Kendilerine gösterilen yeni yıl hedefini de büyük bir umutla bekleyen emeklilerin maaşlarına yapılan yüzde 49.25’lik zamma rağmen yine on bin TL sınırına yaklaşamayan milyonların maaşı yine 10 Bin TL’ye yükseltilerek sabitlendi. TÜİK verilerine göre 2024 yılının ilk 4 ayında gerçekleşen enflasyon oranı yüzde 18.72 olarak kayıtlara geçti. Diyelim ki bu rakam Temmuz ayında yüzde 25 olarak gerçekleşti. Emekliye verilecek zam yasal olarak üzerinde bir değişiklik yapılmazsa böylece kalacak ve yine milyonların hevesi ve umudu kursağında kalacak. Uzmanlar bu konuyu değerlendirirken, “Fakat kök aylıkları 10 bin TL'nin altında olan işçi ve Bağ-Kur emeklileri, sıfır zam veya düşük zam alabilir. Bu durum, emeklilerin alım gücünde önemli bir düşüşe yol açabilir” yorumunda bulunuyorlar” diye yazmıştım.
Bazı dostlar, “sabırsız olma enflasyon düşecek, o zaman emeklide ülkede rahat bir nefes alacak” yorumunda bulunurken, bazı okuyucularımızda olaya daha mantıksal ve gerçekçi bir yaklaşımla, “enflasyonun düşmesi bizim gelirimizi arttıracak mı?” diye sordular.
Gerçek ne yazık ki enflasyon, yani fiyat artışları devam edecek ama bizim alım gücümüz öyle aman aman artmayacak, dolayısıyla sıkıntı çekmeyi sürdüreceğiz. Sıkıntı hepimiz için gibi görünse de, kamu kaynaklarından aksırıncaya, tıksırıncaya kadar yiyenlerin pek bu işten etkileneceklerini düşünmüyorum. Merhum Yazar Abdurrahim Karakoç’un her zaman tekrarladığım meşhur mısrası ile noktayı koyayım “Cümle şelek garibanın sırtında!”