Önce sağlıkçılar hedef tahtasına oturtuldu, şimdi de eğitimciler hedef tahtasında. Toplumsal gerginlik ve şiddet hemen her meslek gurubunu derinden sarsıyor. Trafikte, çarşı da pazarda öyle sıradan vaka-i adi yeden olmaya başlayan şiddetle ilgili alınabilecek önlemlerin sınıflandırmasını nasıl yapsak bilemiyorum. Son olarak hayatını insanlara “iyiyi, güzeli ve doğruyu” anlatmaya adamış bir eğitimci 72 yaşındaki bir okul müdürü yabancı uyruklu bir öğrencisi tarafından tabanca ile vurularak öldürüldü. Bu son derece vahim hadise üzerinden öğretmenler adeta ayaklandı. Öğretmenlerin gösterdiği tepki bu tip olayların önüne geçmek için yeterli olacak mı? Soru bu…
Şu kadar söyleyeyim öylesine paramparçayız ki sade bu örnek üzerinden anlatmaya gayret edeceğim bu parçalanmışlık karşısında hangi önlemi alırsak alalım sorunları çözme gücü ve iradesine sahip olmamız mümkün görünmüyor.
İstanbul’da yabancı uyruklu öğrencinin kurşunlarına hedef olarak hayatını kaybeden öğretmenimizin ardından eğitim sendikaları tepkilerini ortaya koymaya başladılar. Bu vahim olayın ardından kaç tane eğitim sendikası olduğunu da öğrenmiş olduk. Konuyla ilgili olarak Özel Sektör Öğretmenler Sendikası, Eğitim Sen, Eğitim-İş, Hürriyetçi Eğitim Sen, Eğitimin Gücü Sen, Teç Sen ortak bir eylem kararı almış. Onların eylem gerekçesinde, “Grevdeyiz! Hedef Gösterildik. Öldürüldük. Yastayız. Öfkeliyiz!” denildikten sonra eylem yeri olarak 10 Mayıs Cuma Günü saat 11.00’da Ulus Anıtında yapılacak basın açıklamasına çağrı yapılıyor.
Aynı konuyla ilgili olarak Memur-Sen ve Eğitim Bir Sen’de , “Kınama mesajı değil, ŞİDDET YASASI istiyoruz. Haykırıyoruz” açıklamasıyla üyelerini yine 10 Mayıs saat 11.00 de Sendika Sokağı başına davet ediyor.
Yine bu hain saldırı ve vahim olay üzerinden Türk Eğitim Sen, “10 Mayıs Cuma günü EĞİTİM DE YAŞANAN ŞİDDETİ protesto etmek için tüm Türkiye de 1 günlük iş bırakma eylemi yapacağız. Eskişehir de bu çerçevede saat 12 de İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde basın açıklaması yapılacaktır” duyurusu yapılıyor.
Sizce de garip değil mi? Elbette eğitim camiasının bu hain saldırı üzerinden ayağa kalkmasını normal karşılıyorum. Ama ortada bir cenazenin etrafında bile birleşemeyen bir toplum haline gelmişsek, bir dayanışma sergileyemiyorsak bu şiddet sarmalından nasıl çıkacağız?
Yahu ortada bir cenaze var, bir vahşet var, büyük bir sorun var iken hala yan yana gelemiyorsak bunun sorumluğu kimin? Hem de yan yana gelemeyenler bu toplumu geleceğe hazırlayacak olan öğretmenlerimizi temsil eden STK veya sendikalar ise gerçekten sorunlar olduğunda yan yana duramıyorsak bu işin çözümünü beklemek ne kadar mümkün. Eğer hepimizi ilgilendiren bir konuda dayanışma gösteremiyorsak ve hala ideolojik farklılıklar üzerinden hareket ediyorsak bize kimse yardım edemez. Tablo çok net biz kendimize bile yardım edemez hale gelmişiz. En derin ve en tehlikeli bir mecrada bile hala “sen-ben, benim dediğim, senin dediğin” yaklaşımı ile hareket ediyorsak çıkan sese birilerinin kulak vermesini bekleyemeyiz. Tabir yerinde ise en iyi orkestra bir şefin yönettiği, enstrümanların şefin işaretleri ile uyumlu şekilde çıkardığı seslerden oluşan orkestradır.
Beyler farkında mısınız? “Ortada bir cenaze var!”