Nihayet hasretle(!) ve özlemle(!) beklenen Haziran ayı enflasyon verileri açıklandı. Yılın ilk 6 aylık sürecindeki toplam enflasyon rakamı nihayet belli oldu. TÜİK verilerine göre yılın Ocak-Haziran dönemi fiyat artış endeksi tüketici fiyatlarında yüzde 24.72 olarak gerçekleşmiş. Yasaya göre emekliler için yılın ikinci yarısında ön görülen zam oranı da tamı tamına bu kadar. İlave bir takım rakamlar verilir mi, verilmez mi, verilirse kaşığın neresiyle verilir? Kaşığın ucuyla verip sapıyla göz mü çıkartılır onlara aklım ermez. Aklımın erdiği tek şey piyasalarda yangın varken açıklanan rakamların tartışılır halde olmasıdır.

Buraya kadar sorunu özetleyeme çalıştım. Bu arada açıklanan rakamlara tepki gösterenler sadece emekliler değil. Kamu Çalışanlarının bir bölümünün örgütlü olduğu Yeni Sendika Genel Başkan Yardımcısı Abdülbaki Tekin yılın ikinci yarısı için kamu çalışanlarına verilecek “Yüzde 19’luk maaş artışını kabul etmiyoruz” açıklaması yaptı. Tekin çalışanlara ayrıca seyyanen maaş artışı yapılması gerektiği çağrısında bulundu. Yine Türk-İş’e Bağlı Demiryol-İş Sendikası’nın Eskişehir Şube Başkanı Ramazan Kaya kamu işçilerinin toplu sözleşme dönemiyle ilgili yapılan ek protokole rağmen maaşlarındaki kayıpların vergi adaletsizliği sebebiyle yüzde10-12 civarında olduğunu bu haksızlığın giderilmesi gerektiğini söyledi. Hatta kaya daha önce kamu çalışanlarının haklarıyla ilgili kendilerinin dertlerini anlatmaya çalıştıklarını ama yöneticilerin bunu görmezden ve duymazdan geldiğini de hatırlattı. Kaya, “Seçimden önce hatırlattık. Seçim sonuçlarını gördüler” göndermesinde de bulunmuş.

Bu defa sadece emekliler değil, gerek memurlar, gerekse kamu işçileri de mevcut durumdan rahatsızlarını yüksek sesle dillendirmeye gayret ediyorlar.

Şimdi gelelim emeklilere. Hemen her gün olmasa da arada bir evden ofise gelirken Odunpazarı Belediyesi’nin Alaaddin Parkı’nda bulunan çay bahçesine uğrayıp bir bardak 5’lik çaydan yudumlayarak orada bulunan yaşlı ve emekliler ile sohbet ederim. Emeklilerin nabzını utmak isteyenlere de tavsiye ederim. Bu arada Şeker-İş Sendikası eski Başkanı sevgili Davut Köroğlu ve Anadolu Kültür Derneği eski başkanlarından Ayhan Boz ile bir türlü Odunpazarı’ndaki çay sözleşmemizi de unutmuş değilim. Sözüm söz bir gün o çay muhabbetini gerçekleştireceğiz.

Her neyse Haziran ayı enflasyon rakamları açıklandıktan sonra malum çay bahçesine bir takılayım dedim kendi kendime. İyi ki de takılmışım. Emekliler kendi aralarında sohbet ederlerken gerçekten müthiş ironiler yapıyorlar. Birkaç yaşlı birbirlerine, “Hadi yine iyisin yüzde 24.72’lik zammı kaptın, yüzde sıfır 28’lik iyileştirmeyle de kazancına kazanç refahına refah katarsın” diye takılıyorlar. Bu sözleri duyunca şaşırmadım desem yalan olur. Çok şaşırdım. Çünkü oradaki emekliler bu kadar teknik rakam bilemeyebilirlerdi. Sonra sordum soruşturdum. Kamu ve özelde yıllarca mühendislik yapmış, yine yurt dışı deneyimlerinde bulunmuş emekli bir vatandaşın sözlerini ezberlemişler emekliler. Küçük ayrıntıyı bile kaçırmamışlar anlaşılan. Sonra bir kaçıyla sohbet etme imkanımız oldu. Söyledikleri gerçekten acı ama gerçekti. Diyorlar ki emekli vatandaşlarımız; “Bunca yıl emekliliğimize güvendik, iyi-kötü yaşayıp gidiyorduk. Ama son 2 yıldır artık çoluk çocuğun eline bakar hale geldik. Bize bu saatten sonra yüzde 50 zam verseler ne olur. Zaten pek çoğumuz asgari ücretin altında, bazılarımız yarısı kadar emekli maaşıyla sürünemiyoruz bile.” Yani emekliler on yıllar boyu çalışırken sönen gözlerinin feri ile birlikte yarınlara dair küçücük umutlarını da kaybetmiş görünüyorlar. Hale birisi var ki şöyle söylüyor; “Bugünleri de mi görecektik?”