Eskişehir’de 200 gram ekmeğin fiyatı 7TL olarak belirlendi. Vallahi ne demeli bilmem ki. Vatandaş ekmek başına cebinden çıkan 2TL’nin hesabını yaparken zamma rağmen bunu yeterli bulmayan birileri de çıkıp “ekmek 10 TL olmalı” demeye başlamışlar. Oldu olacak bari ekmeğin fiyatı 20 TL olsun(!) da “yiyenle yemeyen belli olsun” diyorum bende. Yahu kardeşim, tamam ekmeğin üretimi kolay iş değil, maliyetler yükseldi eyvallah da bu kadarı için ben şahsen bir şey diyeceğim de demeye dilim varmıyor, “hadi gönlünüz doymuyor, gözünüz doysun” diyebiliyorum ancak.

Emekliye refah(!) payı dahil yüzde 25 zammı çok görenler, toplu taşımada 65 yaş üstüne serbest kartların iptal edilmesini teklif edenler oldu olacak garibanın ekmeğini de iyice küçülttükçe küçülttüler ama “Evet ama yetmez” demeyi de sürdürüyorlar. El insaf yahu…

İTO verilerine göre İstanbul’da Temmuz ayı enflasyon verileri açıklanmış, enflasyonla mücadele kurumu TÜİK verileri ise yarın açıklanacak. Sadece İstanbul’da İTO verilerine göre İstanbul'da; perakende fiyat hareketlerinin göstergesi olan İstanbul Ücretliler Geçinme İndeksi bir önceki aya göre yüzde 9,84 artmış. Bu verilere göre İstanbul’da yaşayan bir SSK emeklisi daha kendisi için öngörülen 25’lik zam eline geçmeden bunun 9.84’nü kaybetmiş demektir. Hani diyorlardı ya “yüzde 5.77 refah payı verdik” diye, işte açıklanan rakamlar refah payı diye öngördükleri rakam sadece bir ayda eriyip gittiği gibi bir de üstüne enflasyon farkından alıp götürmüş durumda…

Onun için ekmek kaç para olmalıymış? 10 TL istemişler. Ben de diyorum ki 10 TL kesmez siz en iyisi 20 TL yapın şu ekmeğin fiyatınıda(!) “ yiyenler ile yemeyen belli olsun. “ Zaten hazır benzine-mazota-otogaza gelen zamları karşılamaz ekmeğe yapılan zam(!) En iyisi siz vurun abalıya olsun bitsin…

Örneğin ucuz ekmek yemek isteyenlere de bir önerim var. Ekmeği ucuz iken alıp konserve yapın(!), atın bir köşeye ihtiyaç oldukça çıkarıp yersiniz, yemeseniz bile yanında yatabilirsiniz(!)

Gerçekten bazı değerlendirmelere şaşırıyorum. Kardeşim durum ortada, zaten almışsın alacağını fedakarlığı hep karşıdan, müşteriden beklemeyin. Fedakarlığı toplum olarak yapalım ki krizleri birlikte aşalım. Mesele şu iktidar, bu iktidar meselesi değil, mesele tamda memleket meselesi. Bu toplumun dayanışma ve paylaşma ruhuna ne oldu gerçekten merak ediyorum. Bir dilim ekmeği bölüşenler, bir tas çorbayı birlikte yiyenler ne ara bu kadar yüksek egoların sahibi oldular.

Bu arada bir çift sözümde şu “umut tacirliği yapan” benim tarif etmekte zorlandığım bir kesim var. Başladılar yine “emekliye yapılacak zam netleşti, az önce açıklandı” gibilerinden yalanlarını sıralamaya… Yahu insanın gözü bu kadar kararmış, gönlü körleşmiş olamaz. Bir şeyleri savunacağız derken bunca umut tacirliği niye yapılıyor? Memleketin hali ortada ekstra izaha gerek yok. Benzin mazot 40 TL’ye dayanmış, dolar avro 30 TL de, diğer zamlar yağmur gibi yağıyor sen kalkmışsın, “umut tacirliği” yapmayı tercih ediyorsun.

Ayıptır, günahtır kardeşim. Yalancı çoban hikâyesindeki gibi bu medya kalıntıları bir gün yanlarında kimseyi bulamayacaklarının farkındalar mı acaba? Bu kadar yandaşlık, bu kadar Candaşlık çok fazla çok… Zaten sadece bu yüzden gazete alan, okuyan nerede ise kimse kalmadı. Hatta bu bağlamda geçtiğimiz günlerde bir araştırma sonucuna rastladım yazılı medya yüzde 30 kan kaybetmiş. Bu ne demek? Gazete alan her yüz kişiden 30’u gazete almaktan vazgeçmiş demek…