TÜKDES yani Tüketiciyi Destekleme Derneği… İlk kurulduğu günleri hatırlıyorum hatırlıyorum. Sayın Süleyman Bakal’ın bu konudaki çabalarını, kurulduğu dönemdeki Porsuk Havzası ile ilgili yaptıkları çok değerli açıklamaları hatırlıyorum. Eskişehir merkezli tüketiciyi destekleyecek bir dernek olarak Türkiye genelinde örgütlenme çabaları çok dikkatimi çekmişti. Bildiğim kadarı ile Eskişehir’in dışında birde İstanbul’da şube açtı…
Kurulduğu günlerden başlayarak zaman zaman tüketiciyi destekleme konusunda önemli açıklamalara da imza attı. Kabul edelim ki tüketici haklarının korunması konusunda zaman zaman vatandaşlara ciddi desteklerde verdi. Ancak zaman ayarlı açıklamalarının ise genelde yerelde belediyeleri hedef aldığını da görmezden gelemeyiz. Ne zaman bir ulaşım zammı olsa, ne zaman suya zam yapılsa yapılan açıklamalar da bir hayli dikkat çekici. Halbuki bu tip sivil toplum kuruluşlarının tüketici hakları ile ilgili açıklamalarının tek taraflı olması pek de hoş bir şey değil.
Her zam tüketiciyi ilgilendirir. Örneğin akaryakıt zamları 86 milyon vatandaşı bağlar, tıpkı elektrik zammı gibi. Elbette suya yalına zam da etkilidir ve önemlidir. Tepki gösterilmesi gerekiyorsa gösterilir. Ancak yüzde 25’lik elektrik zammına tepki göstermiyorsanız, 5 liralık kalabak suyu damaca fiyatlarına yapılan zammına tepki göstermeniz anlaşılması zor bir durumu ortaya çıkarır. Elektrik zamlarının geri alınması ve yapılan zammın tüketici üzerindeki mağduriyeti üzerinden bir açıklama yapmıyorsanız, kalabak suyu damacana fiyatlarına yapılan zammı eleştirmeniz ve zamların geri alınmasını istemeniz biraz tuhaf kaçıyor haberiniz olsun. Yoksa siz elektriğe yapılan yüzde 25’lik zammı duymadınız mı?
Yanlış anlamayın kalabak suyuna yapılan zammı savunmuyorum. Ancak kalabak suyuna yapılan zammın temelinde elektrik fiyatlarına yapılan zammın etkisinin olduğunu da düşünmeli değil misiniz?
Kalabak zammına tepki gösteren TÜKDES Genel Merkez Denetim Kurulu Üyesi Osman Çağatay, “Su hakkına duyarlılık gösterilsin, gereksiz su zammı geri alınsın” demiş. Bu açıklamayı okuduktan sonra şöyle diyebilir miyiz? “ Enerji hakkına duyarlılık gösterilsin, gereksiz elektrik zamları geri alınsın!”
Ama olur mu? Sayın Çağatay üretim maliyetlerine etki eden ekonomik göstergelerin su fiyatına yansıtılmasının yanlış olduğunu belirterek, “Akaryakıt fiyatlarındaki düşüş göz önüne alındığında Kalabak su fiyatlarında zam değil, indirim yapılmalıdır” buyurmuş. Galiba akaryakıt fiyatlarında yapılan indirimin hemen ardından yapılan fiyat artışlarından haberi yok…
Neyse hiçbir zammı savunmak mümkün değil. Ne kalabak suyuna ne de elektriğe zam yapılsın. Çünkü vatandaş gerçekten zor durumda. Her fiyat artışı dar ve sabit gelirli kesimlerinin ekmeğinin her geçen daha da küçülmesine neden oluyor. Dar ve sabit gelirli kesimler gerçekten market market gezmekten, fiyat araştırması yapmaktan evindeki çorbayı kaynatmak için uygun fiyatlı ürün aramaktan yorgun düşüyorlar.
İnsanlar bir bardak çayı daha ucuza içebilecekleri yer ararken bir simitle öğün savuşturmaya çaba gösterirken hayatımızı etkileyen başka zamları görmezden gelerek sadece kalabak suyuna yapılan zam üzerinden bir eleştiri yapmak hakkaniyet ölçülerine uymuyor. Dikkat çekmek istediğim şey budur. Zaman ayarlı açıklamalar ile TÜKDES’in eleştirilerini inandırıcı bulmak bir hayli zor.