İYİ Parti Eskişehir Milletvekili Nebi Hatipoğlu, sadece Eskişehir'i değil ülke siyasetini de salladı. Yılmaz Büyükerşen'in de kendisine karşı cevaplar vermeye çalışması ile tartışmalar uzadı ve Hatipoğlu, tüm Türkiye'ye siyasetteki net ve sağlam duruşunu gösterme fırsatı buldu. Nereden bakarsanız bakın çok başarılı bir süreç yaşadığını söyleyebiliriz Hatipoğlu'nun.

CHP'LİLER GÖRÜŞ VE DÜŞÜNCELERİN ÖZGÜR BİR ŞEKİLDE İFADE EDİLMESİNDEN PEK DE YANA DEĞİLLERMİŞ MEĞER!
Tabi bu arada TV100'de önceki akşam canlı yayına katılan Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Hatipoğlu ile ilgili yeni bazı iddialarda bulununca programa bağlanıp o net çizgisini, kendisine CHP'li siyasi gibi davranan yandaş gazetecilerin sorularına, tahriklerine rağmen korudu, bu arada ne asabını bozdu ne çizgisini bozdu ne de görüş ve düşüncelerinden bir adım geri attı!
Elbette tüm bu gelişmeler CHP'lilerin ve Yılmaz Büyükerşen'in asabını bozuyor. Hatipoğlu, konuyla ilgili olarak görüşlerini dile getirdiği andan itibaren CHP'liler tarafından linç ediliyor. Yılmaz Büyükerşen de Hatipoğlu'nu alaya alıp küçümsemeye, onu toplum içinde kendince rezil etmeye çalışıyor bir izlenim edinilmesine neden olan açıklamalar yaptı, tavırlar sergiledi. TV100 programı Büyükerşen açısından tarihi bir dönüm noktası olmuş olabilir. Nebi Hatipoğlu o programdaki Büyükerşen performansı ile ilgili olarak dikkatlerden kaçmaması gereken ilginç bir cümle kullandı: "Bu akşamki program Yılmaz Hocamın neden aday olmaması gerektiğini net bir şekilde göstermiştir!"

GELİŞMELERE, BÜYÜKERŞEN'İN TAVIRLARINA BAKILACAK OLURSA HATİPOĞLU'NUN SÖZLERİNE PEK DE GÜLÜP GEÇEMEMİŞ!
Evet Nebi Hatipoğlu özetle "Biz 2018 genel seçimlerinde ve 2019 yerel seçimlerinde CHP'ye hizmet ettik. Onların yanında olduk. Ancak bundan hep CHP kazandı, İYİ Parti bir şey kazanamadı. Partimiz yerel seçimlerde kendi kimliğinin oluşmasına katkıda bulunmak için yalnız girmeli. Her yerde kendi iddiasını ortaya koymalı. Hadi diyelim Eskişehir'de iş garanti olsun diyorsak MHP ve AK Parti ile işbirliği yapılmalı ve iş bitirilmeli" babında bir açıklamada bulunmuştu. Buna karşın Büyükerşen, Nebi Hatipoğlu'nu "zengin bir çocuk nasıl siyasi bir açıklama yaparsa öyle bir açıklama yapmakla" suçladı kendince. Sonra da Hatipoğlu'nun açıklamalarına gülüp geçtiğini söyledi. Ama gelişmelere, Büyükerşen'in celallenmelerine, Hatipoğlu'nun partisi tarafından cezalandırılması yönündeki beklentilerine bakılırsa hiç de öyle olmamış! Hele hele önceki akşamki televizyon programında Büyükerşen, muhtemelen kendisini seven birçok kişinin "Evet, başkan artık aday olmamalı" düşüncesine sahip olmasına neden oldu!
Büyükerşen, Nebi Hatipoğlu'nun sözlerine gülüp geçmemiş; öyle olsaydı Hatipoğlu'nu suçlamak için "halk arasında söylentilere" sarılmak zorunda kalır mıydı? Ya da Nebi Hatipoğlu ile muhtemelen 2007-2008 gibi geçen bir konuşmayı bundan 2,5 yıl kadar önce yapılmış bir konuşma gibi aktarıp, hiç olmadık yerden kendisini suçlamaya çalışır mıydı?

MEĞER HALK İSTEDİĞİ İÇİN DEĞİL DE KAZIM KURT "KEMAL BEY DEĞİŞMELİ" DEDİĞİ İÇİN KIZMIŞ DA ADAY OLMUŞ!
Büyükerşen, Nebi Hatipoğlu'nun kendisine karşı çıkışından dolayı bugüne kadar hiç olmadığı kadar rahatsız ve endişeli. Çünkü Hatipoğlu, bugüne kadar her dönem kendi karşısına çıkan AK Partili bir isim değil; CHP ile daha kısa bir süre öncesine kadar ittifak yapan bir isim ve bu yüzden sözleri halk üzerinde çok daha etkili oluyor. Hatta uğradığımız mekanlarda, daha önceki seçimlerde Büyükerşen'e oy vermiş birçok kişinin bu süreçte daha ziyade Hatipoğlu'na destek verdiğine şahit oluyoruz.
Bu arada gazetecilerin ısrarlı soruları neticesinde özetle "Kazım Kurt'un Kemal Bey'in (Kılıçdaroğlu) tekrar aday olmaması yönündeki sözlerine kızıp aday oldum" deyiverdi. Büyükerşen'in bu sözleri, yaklaşık 3 hafta önce yaptığı ilk adaylık açıklamasına götürdü bizi. Zira o ilk adaylık açıklamasında adaylığına sebep olan nedeni vatandaşın ısrarı olarak ifade etmişlerdi.
Bakın o tarihte Büyükerşen aynen şunları söylemişti:
"Ben aslında önümüzdeki dönemde adaylık düşünmüyordum fakat son bu tartışmalardan sonra yeni dönemde de aday olmaya karar verdim. Sokağa çıktığımızda halktan 'bir dönem daha belediyeyi yönetin' baskısıyla karşı karşıyayım. Bu yüzden önümüzdeki dönemde adayım. Seçmende moralsizliği gözlemliyorum. Bu konuda genel merkezimizin üzerine çok büyük bir görev düşüyor. Genel merkezimiz ortamı derleyip, toparlamalı, mesaj ve moral vermeli. 'Kazanamamayız' tartışmasını da belediye başkanı arkadaşlarımız hiçbir şekilde yapmamalı."
Demek ki neymiş? Yılmaz Büyükerşen, aday olmasını Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt'a borçluymuş!
Eğer öyleyse Kazım Kurt'a teşekkür etmeli, el altından Kazım Kurt'u İYİ Parti'ye yedirerek karşılığında Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazanmak için pazarlık yapmamalı, bu tür düşüncelere geçit vermemeli!

EKRANDA NET BİR ŞEKİLDE GÖRDÜK Kİ: İYİ PARTİLİLERİN SADECE CHP'YE ÇALIŞMASI GEREKTİĞİNE KENDİLERİNİ İNANDIRMIŞLAR!
Bu arada Yılmaz Büyükerşen ve Nebi Hatipoğlu'nu konuk eden gazetecilerin daha ziyade CHP'ye yakın gazeteciler olması, özellikle Barış Yarkadaş'ın Nebi Hatipoğlu'nu adeta yargılar gibi sorgulaması, sadece CHP'nin menfaatine çalışan bir siyasi aklın temsilcisi gibi davranması şahsen bizim tarafımızdan çok yadırgandı!
Bir ara Yılmaz Büyükerşen, Nebi Hatipoğlu'nun yerel seçimlere yönelik açıklamalarını Büyük Ortadoğu Projesi'ne bağladı! Programın en eğlenceli bölümlerinden birisi de burasıydı. Gazeteciler sordukları sorularla hiç alakası olmayan anılarını anlatmaya kalkışan, meseleyi Büyük Ortadoğu Projesine bağlayan Büyükerşen'i uyarmaktan yoruldular!
Şurası net ki Yılmaz Büyükerşen, son yıllarda AK Parti'nin kendisine hiç ses çıkarmayan yöneticileri sayesinde bir hayli rahat yıllar geçirmişti Eskişehir'de. Hatipoğlu hiçbirimizin tahmin edemeyeceği kadar sert bir ceviz çıktı. Hiç lafı eğip bükmeden, saklamadan "İstemeye istemeye Kılıçdaroğlu'na oy vermek zorunda kaldım" bile dedi. Ancak Hatipoğlu önümüzdeki günlerde ve aylarda Eskişehir'de çok konuşulacak, bizim dün bir parça gündeme getirdiğimiz konudaki sözleri kendi imtiyazında bulunan gazeteye yaptığı açıklamada söyledi. Hatırlarsanız Büyükerşen kendisine "Çok varlıklı birisi, zengin birisi, zengin birisi siyaseten ne söylerse onu söylemiş, güldüm geçtim" babında ifadeler kullanmıştı. Hatipoğlu da cevap vererek şunları söyledi:

"YILMAZ HOCA KENDİSİNİN VE AİLESİNİN MAL VARLIĞINI AÇIKLASIN DA HANGİMİZ DAHA ZENGİNMİŞİZ BÜTÜN ÜLKE ÖĞRENSİN!"
"Ben ağzımda altın kaşıkla doğmadım. Ailemiz kent merkezindeki küçük bir dükkandan, dev bir sanayi kuruluşu doğurdu. Ama 3 nesil mücadele ve emekle. Ben de dişimle tırnağımla çalıştım. Bizim işimizin altında emek, harcanmış on yıllar yatar. Bütün Eskişehir de bilir. Peki iddia ediyorum, bir de Yılmaz Hoca kendisi ve ailesinin mal varlığını açıklasa? Bakalım hangimiz daha zenginmiş bütün ülkede öğrense. Hani ben sanayici, o memur ya!" dedi.
Bize kalırsa Büyükerşen, Hatipoğlu'nun buradaki imalı sözleri ile ilgili olarak cevap veremez. Vermeyecektir, veremeyecektir. Hadi verebilsin de görelim!
Bu arada bir not daha ekleyip yazımızı bitirelim:
Nebi Hatipoğlu'nun yaptığı açıklama o kadar büyük bir etki meydana getirdi ki (bize kalırsa kasıtlı olarak o kadar büyütüldü ki Kılıçdaroğlu tayfası tarafından) Kılıçdaroğlu'nun koltukta ısrar etmesi bile gündemden düştü!