“Yiğit düştüğü yerden kalkar” derler. Eskişehirspor’da düştüğü yerden kalkıyor. Yanlış yönetim anlayışları, yapılan hatalar ve borç batağına sürüklenen bir zamanlar Türkiye’nin en güçlü takımlarından biri olan futbol kültürü ve duruşuyla  “ANADOLU YILDIZI” unvanını sonuna kadar hak eden Eskişehirspor ne yazık ki Bölgesel Amatör Ligde yeniden ayağa kalkma mücadelesi veriyor. Bu mücadelede geçtiğimiz hafta çok büyük bir adım atıldı.

Renklerini Balkan Harbi’nde yaşanan kara gün ile şehitlerimizin kanından alan ve siyah-kırmızı renkler ile futbol kulübünden çok daha fazlası olan Eskişehirspor yani “ANADOLU YILDIZI” aslında Eskişehir’in en önemli ortak paydalarından birisi olarak şehrin gerçek çimentosudur.

Şöyle anlatayım; Eskişehirspor’un nerede olduğu, hangi ligde mücadele ettiğinin bir önemi yok. Onun ağlayıp, onunla gülen bir şehrin insanları olduğumuzu Bölgesel Amatör Ligde bile kırdığı seyirci rekorları göstermeye yetiyor da artıyor bile. Bölgesel Amatör lig dediğini bir alanda her hafta en az 15 bin kişiye oynayan bir takım dünyanın neresinde var. Türkiye’de örnek gösterebileceğimiz bir başka takım var mı? 30 bin 358 taraftarı ile rekor kırarak süper ligin büyükleri olan milyarlarca liralık devasa bütçeler ile Edirne’den öte gidemeyen sözüm ona Türk futbolunun büyüklerine bile kafa tutan kaç takım var?

Söz konusu Eskişehirspor olunca Eskişehir’de kimin hangi siyasi düşünceden olduğunun hiçbir önemi kalmıyor. Tribünde herkesi yan yana, omuz omuza dizen ve her galibiyeti ile insanları mutlu eden, amatör liglerde bile başarıları dilden dile şarkıya dönüşen başka hangi takım var? Şehrin insanlarını siyah-kırmızı renkler altında buluşturan, kardeşleştiren, kucaklaştıran, birlikte ağlatıp, birlikte güldüren bir futbol takımından öte kaç kulüp var. Ne diyordu taraftarlar, “TOPRAĞA DÜŞENE KADAR!” Böyle bir sevginin temelinde bir şehrin insanlarının siyah-kırmızı renklere olan aşkından başka bir şey yoktur..

Bütün bunları niye yazıyorum? Geçtiğimiz Pazar günü Eskişehirspor BAL ‘da en kritik maçlarından birini oynadı. Tribünlerde 20 bini aşkın taraftarını arkasına alan Eskişehirspor Ereğli karşısında sahada büyük bir mücadele verdi. Necati Önal’ın şık kafa gölüyle de maçı kazanmasını bildi. Bu galibiyetin üzerine en yakın takipçisi Manavagat’ın Mezitli deplasmanında sahadan 3 puan bırakarak ayrılmasının haberi gelince stadyumda tam bir şölen havası yaşandı. Sezon boyunca takımın en büyük itici güçlerinden biri olan ve attığı goller ile takımını zirvede tutan Necati Önal’ın maç sonu açıklamalarını dinleyince pek çok Eskişehirspor taraftarı gibi benimde yüreğim titredi ve gözlerimden iki damla yaş aktı. Necati Önal konuştuğu mikrofonlara, “Bu attığım gol benim BAL liginde bugüne kadar attığım 100’üncü gol. Bu golü 4 büyük takımda atmadım ama çok büyük bir takımda attım” dedi.

Yani Necati Önal gibi hangi ligde olduklarına bakmadan hangi takımda oynadıklarının farkındaki yürekli futbolcular ile bir kez daha şampiyonluk yaşamanın keyfine vardık Pazar günü… Bir kere daha tekrarlıyorum, “Dört büyük takımda değil çok büyük bir takımda!” sözü gerçekten insanın yüreğini titretecek kadar anlamlı ve güzel unutulmayacak, Eskişehirspor’un tesislerinin duvarına yazılacak kadar önemli bir cümle… Hep var olun yürekli adamlar. Siz ve sizin gibiler olduğu sürece bu kulüp bir futbol takımı olmaktan öte bir büyük aşkın, çok büyük bir hikayenin ana teması olmaya devam edecek.