Soner Arıca, Hababam Sınıfı isimli filmle ünlenen şarkısında Neler oluyor hayatta?” diye sorduktan sonra şöyle sesleniyordu: “Neler oluyor hayatta. Bir de şu rüya gerçek olsa, olsa. Sabah olup uyanınca, her şey yine aynı kalsa, Beni unuttun sanmıştım. Bir de baktım ki işte orada, orada. Anladım ki çok yanılmışım, beni seviyormuş oysa.

Onun sesi ta kendisi. Geri gelmiş demek. Sensiz diyor yaşanmıyor. Aşk bu olsa gerek. Karanlıkta sokaklarda. Elinde bir çiçek. Beni arıyor, beni soruyor. Hayırdır inşallah, hey.

Neler oluyor hayatta. Bir de şu rüya gerçek olsa, olsa. Sabah olup uyanınca, her şey yine aynı kalsa. Uzun desem, uzun değil. Bir yol var önümde. Yeşil desem, yeşil değil. Beyaz bir elbise.

Gümüş desem, gümüş değil. Altın bir yüzükle. Bana bakıyor gülümsüyor. Hayırdır inşallah, hey! Neler oluyor hayatta? Bir de şu rüya gerçek olsa, olsa. Sabah olup uyanınca, her şey yine aynı kalsa! 

Neler oluyor hayatta? Bir de şu rüya gerçek olsa, olsa. Sabah olup uyanınca, her şey yine aynı kalsa. Onun sesi ta kendisi. Geri gelmiş demek. Sensiz diyor yaşanmıyor! 

Aşk bu olsa gerek. Karanlıkta sokaklarda. Elinde bir çiçek. Beni arıyor, beni soruyor.  Hayırdır inşallah, hey! Neler oluyor hayatta! Bir de şu rüya gerçek olsa, olsa. Sabah olup uyanınca, her şey yine aynı kalsa. 

Neler oluyor hayatta? Bir de şu rüya gerçek olsa, olsa. Sabah olup uyanınca, her şey yine aynı kalsa!”

Çok bir şey anlatmaya gerek var mı? Geçtiğimiz günlerde arkadaşımız Erhan Ünal ile gazete de sabah sohbeti yaparken, “Nasıl acaip bir ülkede yaşıyoruz ağbi?” diye sordu. “Gerçekten de öyle” diye cevap verdim kendisine. Doğrusu akşam başka bir gündem ile yatıyor, sabah bambaşka bir gündemle uyanıyoruz. Akşam gündemimiz başka, sabah bir başka… Dünyanın belki de en hızlı gündem değiştiren ülkesiyiz. Bir dönem yaşadığımız “sabah operasyonları!” yeniden gündemimizin en baş sırasında oturuyor. Ve hemen herkes yeni bir sabaha farklı duygular ile uyanıyor. Gerçekten “Neler oluyor hayatta?” diye sormadan edemiyoruz kendimize. 

İktidar kanadından dün beyaz dediklerine bugün siyah, dün siyah dediklerine bugün beyaz kıyafetler giydiriliyor… Doğal olarak böyle olunca da makul insanların kafası karışıyor. İster istemez insanlar soruyor, “hangisi doğru?” Sadece gündemin hızına yetişemiyoruz, öte yandan iktidar ile muhalefet arasındaki savaşın sosyal medya ve TV ekranlarına taşındığına da tanıklık ediyoruz. İşin ilginç tarafı “beyaza siyah, siyaha da beyaz” denildiğinde belirli çevrelerce aynı çılgınlıkta alkış tufanı gelince de kafalar karışıyor. Muhalefetin iddiası kendilerine “düşman hukuku uygulandığı”, iktidarın iddiası da “kendinizi hukuka bırakın, yargı bağımsızdır” şeklinde olunca insanlar neye inanacaklarını gerçekten şaşırıyorlar. İktidar muhalefeti “Meşru siyaset zemininden dışarı çıkmakla” eleştiriyor. Muhalefet kendilerine yönelik uygulamalara “sokaklar bizimdir” tepkisiyle karşılık veriyor. İktidar ile muhalefet arasındaki güç savaşları emin olun en çok geçim kaygısı içerisindeki vatandaşı yoruyor. Böyle olunca da vatandaş diyor ki; “Neler oluyor hayatta? Bir de şu rüya gerçek olsa, olsa. Sabah olup uyanınca, her şey yine aynı kalsa!”