Eskişehir’de dört mahalleyi kapsayan yeni imar planı, kentte tartışmaları beraberinde getirdi. Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanı Fesih Bingöl, bir basın toplantısı düzenleyerek kentteki kentsel dönüşüm çalışmalarını değerlendirmiş. İşin aslında sektör açısından önemli isimlerden birisidir bana göre Fesih Bingöl. Yapı Kontrol denildiğinde akla gelen Eskişehir’de birkaç isimden birisi olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla Bingöl’ün kentsel dönüşümle ilgili olarak yaptığı önerilerin dikkate alınması gerektiğini düşünürüm. Sayın Bingöl siyasetçi ve teknik eleman kimliği ile yıllardır Eskişehir’e kafa yoran isimlerden birisi. Halen Saadet Partisi Eskişehir il Başkanı aynı zamanda önümüzdeki günlerde gerçekleşecek olan kongrede de tek aday olarak il başkanlığını yeniden üstlenmesine kesin gözüyle bakılan bir isim. Bingöl hem siyasetçi hem de teknik bir eleman gözüyle kentte olması gerekenleri süzebilen bir isim olarak kentsel dönüşüm konusunda uyarılarda bulunuyor.
Fesih bey diyor ki; “Erenköy, Huzur, Çankaya ve Alanönü mahallelerindeki yeni imar düzenlemeleri çözüm açısından yetersiz. 4 kata çıkmak olumlu ama yeterli değil. 5-6 kat olmalıydı. Vatandaşın rızasını almak bu haliyle zor. Şu an inşaat maliyetleri yüksek, müteahhit de bu şartlarda işe girmez. Girdiğinde vatandaştan para ister. Bu nedenle çözüm, daha yüksek katlı yapılaşmadan geçiyor. Bu yeterli değil. Vatandaşın rızasını almak kolay değil. Bu nedenle ada bazlı planlama, emsal ve kat artışıyla ancak bir çözüm üretilebilir. 4 kat olumlu bir adımdır ama yeterli değildir. Bence bu dönüşüm 5 ya da 6 kat olmalıydı. Alan genişlemesine gerek olmadan, ayrık nizamla bu çözüm üretilebilirdi.
Ben sizin aracılığınızla Sayın Kazım Kurt’a çağrıda bulunuyorum. Daha önce de söyledim. Bu konu gündeme gelirse, lütfen bir araya gelelim, teknik olarak bunu konuşalım. Kendime güveniyorum. "Marifet iltifata tabidir." Bu konuda Türkiye'de en iyi bilen isimlerden biriyim. Eğer bu konuda bizim de fikrimizi alsalardı, daha faydalı bir sonuç elde edilebilirdi. Şu cümleye dikkat çekmek istiyorum. “Alan içerisinde çok fazla yeni yapılaşma ve ruhsatlı yapı bulunduğundan ada bazında yapılaşmanın mümkün olmayacağı görülmüştür.” Ben öteden beri bu uyarıyı yapıyorum. Şu an dönüşüm alanı olarak tanımlanan 585 dönümlük bir alanda yaklaşık 1200 bina var. Bu bölge zaten afet riski altındaki alan olarak kanunla belirlenmiş. Buna rağmen bu binalar hâlâ yeniden ruhsatlandırılıyor.
Gelecekte burada yeniden bir planlama yapıldığında, karşımıza yeni yapılar çıkacak. Kanun koyucu diyor ki: “Yeni yapılar planlama bütünlüğünü bozacaksa, bu binalar yıkılır ve gerçek değeri vatandaşlara ödenir.” Bu çok ciddi bir maliyet. Bugünden bu durumu öngörüp, yeni imar planlarına uygun bir şekilde yapılaşmayı yönlendirmeliyiz. Yoksa gelecekte şehir merkezinde bile ruhsatlı ama uyumsuz yapılarla karşı karşıya kalırız. Bu bir risktir.”
Sayın Bingöl’ün sözleri üzerinden önümüzdeki süreçte yeni bir düzenleme yapılabilir mi, yapılırsa ne olur, yapılmazsa ne olur bunun ince doğru bir fizibilitesi yapılmalıdır. Zira Eskişehir’in önünü açmak için ortak akla ihtiyaç olduğu açıktır. Teknik olarak çok bildiğim bir konu olmamakla birlikte insanların siyasi duruşlarına veya tercihlerine de saygı duyarak bilgi birikimlerine ve liyakatlerine göre görüşlerinin önemsenmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü hem ülkemizin hem de şehrimizin bu ortak akla ihtiyacı olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz…