Yerel yönetimler seçimleri ile ilgili takvim işlemeye devam ediyor. Kamuoyu doğal olarak CHP’nin AK Parti’nin ve diğer partilerin adaylarını merak ediyor. Anladığım kadarı ile her iki partinin kurmayları birbirlerini kolluyor.

Ancak CHP’deki belirsizlik biraz daha fazlaymış gibi duruyor. Halbuki yerel seçim sürecine en rahat girmesi beklenen parti CHP iken ortaya çıkan tablo gerçekten şaşırtıcı. Bir ara CHP’deki tartışmaların yaşandığı günlerde yanılmıyorsam CHP Odunpazarı İlçe Başkanı Rahmi Çınar, “Hocam iki merkez ilçe belediye başkanı Kazım Kurt ve Ahmet Ataç’ı yanına alarak bir kare fotoğraf çektirse hiçbir sorun kalmaz” demişti. Ancak köprünün altından çok sular aktı. Aday belirleme sürecinin finaline yaklaştıkça CHP’deki kafa karışıklığı arttı. Saflar ayrışmaya başladı. Şu anda Odunpazarı ekibi ile Yılmaz Hoca ve Ataç cephesi karşı karşıya kalmış gelmiş görünüyor. Bu iki grup arasında her geçen gün kalın duvarlar örülüyor..

Bundan çok kısa süre önce, “Yılmaz Hoca’yı ikna mı edecekler?” başlıklı yazımda bugünlere işaret etmeye çalışarak, “CHP Genel Merkezi Yılmaz Hoca ile devam edip etmemekte kararsız. Anladığımız kadarıyla CHP genel merkezinin kararsızlığı memnuniyet anketi ile ilgili olabilir mi? Duruma göre CHP’nin duayenleri Eskişehir’e bir çıkarma yapabilir mi?

Yani işin içinde bir ikna meselesinin olduğu kesin ancak “Yılmaz Hoca Genel Merkezi mi ikna eder?” yoksa “Genel Merkez ve Özel, Yılmaz Hoca’yı mı ikna eder?” orasını bilemeyiz. Ama Eskişehir’de Yılmaz Hoca “ben adayım” derse başkaları, “yok sen aday olma” diyebilir mi? Asıl baba soru bu olsa gerek.” İfadelerini kullanmıştım.

İşte CHP’de tablo tam bu noktaya geldi. CHP’de adaylar ile ilgili bilgiler şeffaflaşacağına daha karmaşık bir hal almaya başladı. Alttan alta yürütülen ve ilk kez İl başkanlığı seçimlerinde su yüzüne çıkan restleşmede ilk raundu Yılmaz Hoca ve Ahmet Ataç’ın kazandığını gördük. Büyük Kurultay’da ise Odunpazarı grubunun açıktan destek verdiği Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu cephesi seçimi kazanması durumu beraberliğe taşıdı.

Her şeye rağmen Eskişehir’deki dengeleri elinde tutmak isteyen CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve genel merkez yöneticileri Eskişehir için, “Ne kızı veririm ne de dünürü küstürürüm” politikası izlediler. Böyle olunca şimdi başka bir kriz patlak verdi. “Sosyal Demokrasi Derneği” bir çalıştay düzenliyor. Eskişehir’de Odunpazarı Belediyesi’nin desteği ile düzenlenen “Yerel yönetimler çalıştayı” öncesi kriz patladı. Yılmaz Büyükerşen ve Ahmet Ataç kendilerinin program konusunda bilgilendirilmeden, danışılmadan böyle bir çalıştay düzenlenmesini protesto ederek buna katılmayı reddettiler.

Şimdi bu resme baktıktan sonra bir süre önce İYİ Parti’nin aday açıklamalarını, “CHP’ye kaybettirmek stratejisi” olarak değerlendiren CHP’lilerin İYİ Parti’yi eleştirmekten çok kendilerine bakmalarında yarar var diye düşünüyorum. Derler ki eskiler, “İki testi çarpışırsa biri kırılır, diğeri çatlar!” CHP’de gelişmeler tam da bu ölçekte gerçekleşiyor. CHP’de şimdi süper(!) güçler önceliği kendi aralarındaki bilek güreşine vermişler. Bu saatten sonra bu çatlaklar nasıl tamir edilir, kırgınlıklar nasıl giderilir ona kendileri karar verecek. Ancak “seçmen ittifakı” beklentileri ne yazık ki ortaya çıkan tablo ile gerçekleşecek gibi görünmüyor. Her şeye rağmen seçmeni bu saatten sonra ikna etmeleri bir hayli zor görünüyor.