"Yılın ilk ayında enflasyonun yüzde 5 olarak çıkması beraberinde birtakım tartışmalar getirdi. Ocak ayındaki bu enflasyon son 4 yılın ocak aylarındaki en düşük enflasyondur. Üç aşağı beş yukarı 3,5-4'lük bir enflasyon bekleniyordu. Burada tek seferlik denilebilecek rakamlar var. TÜİK burada sepet ağırlıklarını değiştirdi ve buradan bir ilave enflasyon geldi. Yine geçtiğimiz yılın son çeyreğinde üzerinde çalışılan sağlıkta birkaç yıldır muayene fiyatlarında bir değişiklik olmamıştı, buradaki değişikliklerin de 0,6'lık bir etkisi oldu. Belediyelerin şebeke suyuna yaptığı zammın etkisi var 0,4 puanlık. Bütün bunlar dikkate alındığında enflasyonun ana hedefteki düşüşünde bir değişiklik yok. Yani 2023'ün sonunda yüzde 65 olan enflasyon, geçen sene yüzde 44'e, bu yıl ise yüzde 24'e düşmesini öngörüyoruz. Enflasyondaki düşüş fiyatların düşüşü olarak algılanmamalı ama. Fiyatların artış hızının yavaşlaması olarak okunmalı. Temel mallara bakıldığında yüzde 24, gıdayı da katarsanız mal enflasyonu yüzde 33.6. Burada yüksek olan hizmet enflasyonu. Genelde tüm ülkelerde hizmet enflasyonu gecikmeli düşüyor. Çünkü hep geçmiş enflasyon baz alınıyor. Vatandaşımız hayat pahalılığı şikayetinden haklı. Enflasyon adaletsiz bir vergi gibidir. Özellikle sabit ve dar gelirlileri vurur. Enflasyon en büyük kötülüktür. Mutlaka enflasyonla mücadele edilmelidir. Vatandaşımız müsterih olsun, köklü bir çözüm peşindeyiz. Bütün dünyada mücadele bir zaman alıyor. Pandemi sonrası Avrupa ve Amerika'da da enflasyonda artış görüldü. Yüzde 9-10'lara çıkan enflasyonu 2-3'e düşürmeleri 3 yıldan fazla süre aldı. Bizim dezenflasyon programımız 2023'ün 2. yarısında başladı ve daha 2 yılını doldurmadı. Enflasyondaki düşüş sürecek.”
Yukarıdaki sözler ekonominin dümenindeki Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e ait… Bu konuşmanın içerisinde bana göre dikkat çeken iki temel ayrıntı var. Birincisi, “Enflasyonun ana hedefteki düşüşünde bir değişiklik yok. Yani 2023'ün sonunda yüzde 65 olan enflasyon, geçen sene yüzde 44'e, bu yıl ise yüzde 24'e düşmesini öngörüyoruz. Enflasyondaki düşüş fiyatların düşüşü olarak algılanmamalı ama. Fiyatların artış hızının yavaşlaması olarak okunmalı” sözleri.

İkinci kısımda yer alan sözleri daha dikkat çekici; “Pandemi sonrası Avrupa ve Amerika'da da enflasyonda artış görüldü. Yüzde 9-10'lara çıkan enflasyonu 2-3'e düşürmeleri 3 yıldan fazla süre aldı.”

Daha önce üç yıllık orta vadeli program çerçevesinde enflasyonun mutlaka düşürüleceğinden söz edilirken bunun sanki normalleşme gibi algılanması konusundaki itirazlara yönelik olarak ses yükseltiliyor “her şey yolunda” deniliyordu. Şimdi acı gerçeği kabul ediyorlar ve diyorlar ki; “Vatandaşımız hayat pahalılığı şikayetinden haklı. Enflasyon adaletsiz bir vergi gibidir. Özellikle sabit ve dar gelirlileri vurur. Enflasyon en büyük kötülüktür. Mutlaka enflasyonla mücadele edilmelidir. Vatandaşımız müsterih olsun, köklü bir çözüm peşindeyiz.” Bu sözlere inanalım mı?

Yine bizzat Maliye ve Hazine Bakanı Mehmet Şimşek diyor ki; “2023'ün sonunda yüzde 65 olan enflasyon, geçen sene yüzde 44'e, bu yıl ise yüzde 24'e düşmesini öngörüyoruz.” Avrupa ve Amerika ‘da durum nasılmış yine bakan kendi ağzıyla şöyle söylüyor: “Avrupa ve Amerika'da da enflasyonda artış görüldü. Yüzde 9-10'lara çıkan enflasyonu 2-3'e düşürmeleri 3 yıldan fazla süre aldı.”

Yüzde 65 nerede, yüzde 9-10 nerede Allah aşkına? Yani bugün yaşadıklarımız gerçekten çok normal şeyler değil. Vatandaşın itirazı ise bu kadar acı verici hayat pahalılığı meselesinin üzerinin üretilen gündemler üzerinden örtülmeye çalışılması ve milyonların yaşadığı ağır mağduriyete… Ne dersiniz? Birilerinin kralın çıplak olduğunu kabul ettiğini düşünüyor musunuz?