Yurttaşlarımız, sosyal medyadan düşüncelerini ifade edebiliyorlar. Ancak, son zamanlarda sosyal medyadan bilgi kirliliği dalga dalga yayılıyor. Sosyal medya üzerinde bilgi kirliliğinin yanı sıra, hakaret, tehdit, şantaj ve iftira gibi suçlarda da artış var. Bu kirlilik habercilikten başka çabası olmayan medya kuruluşlarını da zor durumda bırakıyor.

  İletişim Başkanlığının son yayınladığı basın bülteninde yalan haberleri şöyle sıraladı: ”İngiltere, 11 Mart İtibarıyla Diplomatik Pasaport Sahibi Türk Vatandaşlarından da Vize İsteyeceğini Bildirdi”, “Fransız Donanmasının Baskın Yaptığı Türk Gemisinde 9 Ton Uyuşturucu Madde Yakalandı” , “Türkiye’de Kalp Krizinden Ölüm Oranı Yüzde 66’ya Ulaşarak Avrupa Ülkelerini Geride Bıraktı” . Yalan haber listesi uzun ama ben sadece üçünü aldım. İngiltere’nin vize konusundaki çalışması, tüm dünya ülkelerini kapsıyor. Konunun sadece Türkiye ile ilgisi yok. Fransız donanmasının baskın yaptığı gemide bir Türk gemisi değil. Türkiye ile hiçbir ilgisi yok. Türkiye’de, kalp krizlerinden ölüm oranı da yüzde 9’larda olduğu biliniyor. Yani Avrupa Birliği ülkelerinden çok yüksek değil.

  BİLGİ KİRLİLİĞİ

  Sosyal medya çok kullanıldığı için, yalan haberlerde çok çabuk yayılıyor. Sosyal medyada birde isimsizlik sorunu var. Her şey anonim olarak kullanılıyor. Bu durumda ciddi suçların işlenmesine zemin hazırlıyor. İletişim Başkanlığı yalan haberleri her ay bültenlerle duyuruyor. Yalanı yakalamak biraz zor oluyor. Hukukçular, sosyal medyadaki kuralsızlıkları, kaygı verici bir gelişme olarak değerlendirdi. Anonim hesapların işlemiş olduğu suçların faillerine ulaşmanın zorluğu, bu sorunların çözümünü daha da karmaşık hale getiriyor. Sosyal medyaya, çeşitli yasal düzenlemeler geldi. Ama yeterli olmadığı görülüyor.

Sosyal medya platformlarının düzenlenmesi ve kimlik bilgileri doğrultusunda hesapların kontrol altına alınması gerektiği görülüyor. Hukukçular, bu düzenlemenin sadece ifade özgürlüğü açısından değil, aynı zamanda toplumsal huzur ve güvenlik açısından da bir gereklilik olduğunu söylüyorlar.

SAHİPSİZ KALIYOR

  Sosyal medyadaki, isimsizlik ile her gün işlenen binlerce suç faili meçhul kalıyor. Suçların faillerine ulaşılamamaktadır. Bu suçlar hiç de hafife alınacak suçlar değildir. Anonim hesapların işledikleri bu suçların faillerine ulaşmaktaki zorluk nedeniyle, her gün daha da artarak suç işleniyor. İnsanlık tarihinin hiç bir döneminde, hiç bir devirde isimsiz kalarak, kimliğini gizleyerek suç işlemek bu kadar kolay olmamıştı. Dünyanın bütün gelişmiş ülkeleri sosyal medya yoluyla işlenen suçları düzenleme gayreti içerisindedir. Sosyal medyada isimsiz olarak suç işleyen kişiler, kendi kimliklerini gizleyerek, normal hayatta davranmayacakları şekilde davranarak toplum düzenini bozmaya çalışmaktadır.

GERÇEK GAZETECİLER ZORDA

Gazeteciliği, televizyonculuğu namusu olarak yapan, halka hizmet eden gazetecilerde sosyal medyadaki bu olumsuzluktan yakınıyor. Şimdi, bazılarımız beğenmediğiniz hesabı takip etmeyin diyebilir. Yapılanların yanında bu söz çok hafif kalır. Haklı bir itiraz değildir. Hiç kimse suç işleme özgürlüğüne sahip değildir. Gerek ifade özgürlüğü bakımından gerekse basın yayın hürriyeti bakımından bu alanın düzenlenmesi zorunluluktur. Bu düzenlemeyi de mutlaka TBMM yapacaktır.  Sosyal medya şirketlerine bu yeni sisteme uyum sağlaması için belirli bir süre tanınmalıdır. O sürenin sonunda uyum sağlamayan şirketler ile ilgili çeşitli erişim yaptırımlarına başvurulmalıdır. Türkiye’de belirli gruplar binlerin üzerinde hesaplar açtırıp, kendi amaçları doğrultusunda kullanıp, kamuoyunda belirli konularda algı yaratıyorlar. Bu bazen kamu düzenine yönelik doğrudan faaliyetler olduğu gibi, ticari faaliyetler de oluyor. Kişilerin doğrudan saygınlığını da hedef gösteriyor. Türk toplumu daha fazla olumsuzluktan etkilenmemelidir. Bilgiye erişim hakkını korumak ve doğru bilgiye ulaşmak için çaba sarf etmek, bilgi kirliliği ile mücadelede ilk adımlardan biri olduğu unutulmamalıdır.