Türkiye ekonomik krizle boğuşuyor. Yüksek enflasyon yeni zamları getiriyor. Bugünlerde benim en çok karşılaştığım soru erken seçim olur mu ve Bulgaristan ile Avrupa’da et fiyatları nedir. Dün bir lokantacı arkadaş, et fiyatlarının kilo bazında 50 lira düştüğünün açıklandığını ancak bunun kendilerine yansımadığını söyledi. Altı ayda bir Bulgaristan’a gittiğim için, Avrupa’daki et fiyatlarını da gözlemliyorum. Paramızın Avrupalı para cinslerine karşı değerinin düşük olmasına karşın Avrupa ülkelerinde kıya fiyatları 7 Euro civarındadır. Başka bir deyişle, kıyma fiyatları kiloda 300 TL gibi görülebilir. Eskişehir de bu fiyat 500 ile 600 liraya kadar çıkabiliyor.
Sadece lokantacılar ya da vatandaşın et fiyatlarından yakınmasının dışında birçok işletmenin sıkıntıda olduğunu gözlemliyorum. Konkordato talepleri artıyor. Toplu işten çıkarmalar yaşanıyor. İşadamları bu nedenle sıkıntılı günler yaşıyor.
Ekonomi yönetimimiz ise başta ABD ve İngiltere olmak üzere sıcak para arayışının sürdürüyor. Yurtdışındaki para kuruluşları da Türkiye’nin ekonomik yönden zor durumda olduğunu biliyor. Batılı ülkeler ülkemizde Neoliberal politikaların devamını istiyorlar. Ekonomi yönetiminiz 1980 yılından bu yana bizi bu hale getirecek, Neoliberal politikaların uygulanmasını nasıl isteyebilecek? Siyasi dayatmaların sonuçlarına göre kredi musluklarının açılması düşünülüyor. Günü kurtarma çabaları ile ekonomik durumumuz nasıl düzelir? Peş peşe gelen zamlar, vergilerdeki artışlar devam eder mi? Ekonomik göstergelerimiz uluslararası finans kuruluşlarının istekleri ile yön kazanıyor. Bu kuruluşlar notumuzu artırıyor. Ya da düşürüyor. Amaçları doğrultusunda bu işi yapıyorlar. ABD veya batılı hazineler Türkiye’deki şirketleri Rusya, İran ve Suriye ile işbirliği yapmayın diye tehdit edebiliyor. Batıdaki ekonomik olarak kayıplarımızı Rusya telafi etti. Ama biz dış politikalarımızı bölge merkezli yeniden oluşturmalıyız.
TARİHİ FIRSATLAR
Ülkemizin önüne birkaç ke tarihi fırsatlar çıktı. Yine çıkacak. Batı İran dan çekildi. Ukrayna savaşı ile Rusya’yı terk ettiler. On milyarlarca dolarlık Pazar bize kaldı. Bu pazarı hızla doldurmalıyız. Şirketlerimiz hazır, ama bizi yönetenler bu ülkeler ile ilişkilerimizin gelişmesi halinde batı ile bozuşmaktan korkuyor. Ekonomik menfaatimiz neredeyse, orada olmalıyız. Putin ne dedi ki, “ Türkiye enerji merkezi olsun”. Rusya, Türkmenistan, Azerbaycan üzerinden gelecek doğalgazı Türkiye üzerinden pazarlamak,istiyor. Daha ne olsun ki.
Türkiye’nin temel ihtiyacı petrol ve doğalgaz değil midir? Komşularımızdan bu ürünleri ucuz fiyata alabiliriz. Bizim içinde büyük avantaj olur. Tarihi fırsatları bir bir değerlendirmeliyiz.Yerel seçim sonuçlarını, AK Parti iyi değerlendirmelidir. Bu hususlara dikkat edilmelidir. Batıda çözüm arayışları boştur. Üretimi arttıracak, işsizliği azaltacak tarihi fırsatlar değerlendirilmelidir.
ERKEN SEÇİM GÜNDEME GELİR Mİ?
10 ayda 3 seçim yaptık. İzlenen seçim ekonomisi oldu. Maliyeti yüksek oldu. Halk da seçim istemiyor. Herkes seçim değil, dertlerinin geçim olduğunu söylüyor. Sorunlara çöüzm bulunsun isteniyor. CHP genel başkanı da ilk önce seçime soğuk durdu. Sonra bir televizyon programında, “ “Millet erken seçim isterse ben de haydi derdim.
Böyle giderlerse yakın” dedi. Milletvekilleri kesinlikle istemiyor. İbrahim Arslan hiç istemez. Ortadoğu da hesaplar yeniden yapılıyor. ABD Ukrayna ve Gazze de zora girdi. Hesaplar Türkiye üzerinden yapılmaya başlanıldı. Türkiye’yi hizaya sokmak isteyenler var.Batının Türkiye’den talepleri var. Bu talepler politikalarımız ile örtüşmüyor. Bu konularda bir anlaşma sağlanamaz. Sorunda burada başlıyor. İktidarın sıkıntıları biliniyor. AK Parti erken seçim ile tahdit ediliyor. Terör örgütlerinin, uyuyan hücreleri uyandırılmak isteniyor. İktidarın gelişmelerin daha çok farkına varması gerekiyor. ABD ve batı Türkiye’ye abanıyor. Türkiye kritik günlerden geçiyor. Herkes dikkatli olmak zorundadır. Atatürk’ün politikalarına sarılmalıyız.