Yaşam çiçeğini bilenleriniz var mı bilmiyorum. Yazının en altına görselini ekleyeceğim.

Yaşam çiçeği bizlere tüm bilincin tek bir kaynaktan ortaya çıktığını anlatır. Bu sembol bizi tüm canlılara ve evrene bağlar. Çünkü yaşam çiçeği yaşamın ve varoluşun yapı taşlarını simgeler. Hatta birçok antik kaynakta da esintilerini görmemiz mümkündür. Farklı iki konuymuş gibi gözüken evrende ki dönme gücünden yararlanan sarkaç tekniğinden bahsedeyim biraz. Çünkü farklı gibi görünse de birbiri ile bağlantılı iki konu.

Evrendeki her şeyin kendi içinde döndüğü ve etrafa enerji yaydığı mantığından ‘‘Sarkaç tekniği’’ adlı köşe yazımda da bahsetmiştim bilmeyenleriniz o yazıyı okuyup tekrar buraya gelebilir.

Evreni şöyle bir düşünelim. Dünya, DNA’nın sarmal yapısı, gezegenler… Her şey dönüyor ve dönerek aktive oluyor. Kimi kült bilimcilere göre evrenin ve yaşamın tüm kodu ve başlangıcının yaşam çiçeği sembolünde gizli olduğuna inanmakta. Drunvalo Melchizedek “Yaşam çiçeğinin unutulmuş sırrı” isimli kitabında bu sembolün Atlantis zamanında bilindiğini ve Atlantis’in çöküşüyle unutulmaması için Mısır’a taşındığını söylemektedir. İrlanda’da, Türkiye’de, İngiltere’de, İsrail’de, Mısır’da, Çin’de, Tibet’te, Yunanistan’da, Japonya’da birçok ülkede izlerine rastlamak mümkün. Bu birbirinden kültürel ve coğrafi olarak uzak olan antik medeniyetlerin kaynaklarında nasıl oluyor da aynı ize rastlayabiliyoruz?

Yaşam çiçeği titreşen enerji dalgaları aracılığı ile boşluk ve boyut kavramlarının oluşumunu anlamada kullanılabilen uyum, denge ve iç huzuru sağlamaya yarayan bir meditasyon aracıdır. Bu sembol sayesinde kişi sonsuz bilincin kaynağından çıkan fiziksel gerçekliği deneyimlerken kendi içinde ve dışında farkındalığını arttırarak her genişlediğinde yeni bir şeyler keşfedip, düşünüp, üretip yaratarak kendisinin ne olduğunu anlamada daha derine inebilir; tamamlaması gereken döngüleri olması gerektiği şekilde gerçekleştirebilir...

Herkese mutlu hafta sonları..