Birkaç gündür Eskişehir sokaklarını arşınlıyorum. Sokaktaki seçim heyecanı 14 Mayıs öncesi gibi değil. İlk fark ettiğim şey bu oldu diyebilirim. Sanki ilk tur seçimlerinin ardından her şey bitmiş gibi. Halbuki yeni rejimin getirdiği asıl değişim Cumhurbaşkanlığı makamını yürütmenin tek sorumlusu öngörüyor. Meclisin elbette yasa yapma yetkisi önemli, ancak durum parlamenter sistemdeki kadar heyecan verici değil. Dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı seçiminin önemi bir kat daha fazla artıyor. Şimdi Türkiye ikinci kez deneyimlediği yeni sistemin getirileri ile Cumhurbaşkanlığı seçiminde ikinci tura hazırlanıyor.
Birinci tur seçimlerinde ortaya çıkan tablo belli. Parlamento’da çoğunluk şimdilik Cumhur İttifakı’nda görünüyor. Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında ittifakların meclis içerisinde sürdürülebilirliği de ayrı bir tartışma konusu olabilir. İttifakların seçimden sonra da işbirliğini sürdürmesi mümkün olduğu gibi, siyasi partilerin ayrı kulvarlara evirilmesi de normal bir gelişme olarak beklenebilir. Her neyse işin gerçek ve yüzleşilmesi gereken tarafı Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunun Pazar günü yapılacak olması. İkinci tur öncesi adaylar ve siyasi partiler çalışmalarını sürdürüyor. Ancak sahada görünür çalışmaların ilk turdaki kadar heyecan uyandırmaması acaba ikinci turda seçime katılım ilk turdaki katılımdan daha düşük olabilir mi sorusunu sordurmuyor değil.
İkinci tur öncesi sokağın nabzı ve tansiyonu düşük. Partiler ve adaylar çalışmalarını birebir temasla sürdürdüklerini söyleseler de bu kadar kısa sürede milyonlarla ifade edilen seçmenlerin her birine ulaşıldığını söylemek çok zor. Cumhur İttifakı meclis çoğunluğunu ve istikrar vurgusunu ön plana çıkartırken, Masa İttifakı ise sığınmacı sorunu ve referandum vurgusuyla seçmeni etkileme çabası içerisinde. Ve en önemlisi seçmenin nasıl bir karar vereceği Pazar akşamı belli olacak. İlk turdaki makas Cumhurbaşkanı Erdoğan lehine olsa da bu seçim yeni bir seçim olduğu için sandıklardan nasıl bir sonuç çıkacağını, seçmenin nasıl bir karar vereceğini hep birlikte göreceğiz. Muhalefetin dezavantajı her şeye rağmen yine yenilmişlik sendromunu yaşamış olmasıdır. Dolayısıyla muhalefetin işi iktidara göre biraz daha zordur. Bunu rağmen avantaj ve dezavantajlar üzerinden seçimi erkenden yorumlamak mümkün değil. Bu seçimin ilk turdan farkı kullanılan ve geçerli oyların yarıdan bir fazlasını alan aday Cumhurbaşkanı seçilecek. Bu sebeple ittifakların seçmenlerini konsolide etmesinin ötesinde üzerlerine yeni bir oran koymaları gerektiği için seçim yeni heyecanlara sebep oluyor. Aslında hepimizin üzerine düşen en büyük sorumluluk sandığa giderek vatandaşlık görevimizi yerine getirmektir.
***
Eskişehirspor’u ne çabuk unuttuk
Eskişehirspor artık amatör kümeye düştü haberiniz var mı? Eskişehirspor ile ilgili bir açıklama yapan, yorum yapan siyasetçiye rastladınız mı? Seçim döneminde kapıyı aşındıranların hangisi seçimlerin ardından Eskişehirspor ile ilgili küçücük bir üzüntü beyanında bulunmuşlardır? Hani Anadolu’da derler ya “doğanı severler, öleni gömerler” tam da onu yaşıyoruz. Ancak kimse unutmasın ki Eskişehirspor her şeye rağmen küllerinden yeniden doğacaktır. Bugün de, yarında var olacaktır. Zira Eskişehirspor sadece birkaç binadan ibaret kulüp değildir. Eskişehirspor kökleri olan ulu bir çınardır. Eskişehirspor gönüllerin takımıdır, Eskişehirspor taraftarından güç alan, mazisi büyük başarılarla dolu önemli bir kültür hareketidir. Onun sevgisi gönüllere kazınmış, varlığından insanlar manevi güç almıştır. Unutanlar utansın!.. Bu büyük çınar düştüğü yerden kalkacaktır buna inanıyoruz.