Büyükşehir Belediyesinde ‘Logo’ tartışması kamuoyuna yansıyınca, aklıma yıllar öncesi sevgilisinden ayrılma aşamasına gelen arkadaşımın söyledikleri geldi. Belki 40 yıl önce, fazlası da olabilir. En sevdiğim arkadaşlarımdan biri, bir gün,” Bu kız benden ayrılacak galiba. Çünkü saçını çok kısa kestirdi ve kıvırcık yaptırdı” dedi. Bende nereden çıkarıyorsun diye sorduğumda,” Kızlar böyle olurmuş. Birinden ayrılmaya karar verdiklerinde saçlarını kestirir veya boyatırlarmış” cevabını verdi. Arkadaşımın kehaneti doğru çıktı. 

RASTLANILAN OLAY

Büyükşehir’de yaşanmaya başlanılan logo değişliği tartışması kamuoyuna yansıtınca akılıma yıllar önce yaşanmış bu olay geldi. Sonra, yıllardır Türkiye’nin bir numaralı gazetesi olan, basının amiral gazetesi olarak nitelendiren gazete, İzmirli bir işadamının İstanbul’a gelerek gazete çıkarması ile rekabet edebilmek için önce logosunu değiştirmişti. Yine büyük şirketler bir kabuk değiştirecekleri zaman ilk önce işe logolarını değiştirerek, işe başlarlar. Ya zirveye tırmanırken, ya da düşerken logolarda değişiklik yapmak rastlanılan bir iştir. Şimdi, tartıştığımız logo işinde yukarı doğru bir yöneliş mi? Yoksa aşağıya doğru bir gidişat mı var? 

BÜYÜKERŞEN’İN GÜCÜ 

1999 yılında Yılmaz Büyükerşen’in Büyükşehir Belediye Başkanı olmasından sonra, Eskişehir’de siyaseti o belirledi. Adeta şehri komple bir şekilde yeniden tasarladı. Belediye başkanı olmasına karşın, belediye başkanlarını, meclis üyelerini belirledi. Bazen saatinin şaştığını da gördük. Bazen de tam isabet etti. Büyükerşen’in Türkiye’de hatta dünyada önemli bir isim olduğunu söyleyebilir. Çünkü yurtdışında da Eskişehirli olduğumuzu söyleyince, sohbet dönüp dolaşıp Büyükerşen’e geliyor.

KÜLTÜRSÜZ, DÜŞÜNCESİZ 

Bazen kuruluşlarda ‘kraldan çok kralcılar’ ortaya çıkar. Bu kişiler, tepe yöneticiye yaranmak için, olmayacak işler yapabilirler. Logo değişikliğinde bu kapsamda olabilir. Mesela, birkaç ay önce bir uygulamayı eleştirdiğimde, Büyükşehir Belediyesi’nin, önemli bir yöneticisi” Biz bu işleri ortak akıl ile yapıyoruz” dedi. Bu ne demek, bu söylem biçimi bırakın Eskişehir’i Türkiye’yi birkaç kez uçurumun kenarına götürdü. Bir belediye ortak akıl değil, başkan tarafından yönetilir. Bu yöneticinin söyleminden yola çıkarsak, birkaç kliğin varlığına uzanabiliriz. Büyükerşen diyor ki;” Ben belediyenin danışmanıyım, logo benim dönemimde yapıldı. Değişiklik girişiminden benim haberim yok. Az daha meclise de sokacaklarmış.” İşte, Yılmaz Hoca, belediyenin içinde logo değişikliğini gündeme getiren kliğin kültürsüz ve düşüncesiz olduğunu söyledi.    

ORTAK AKIL HİKAYESİ 

Bu kişilerinde Yılmaz Hoca’nın uzun süre ekibinde görev yapanlardan oluştuğunu söylemek zorundayız. Şimdi,  bu ekibi, ‘Zembereğinden boşanmış’ bir ekip olarak değerlendirebiliriz. Çünkü Büyükerşen’in Ayşe Ünlüce’yi savunarak bu ekibi eleştirmesinden ders çıkarması gerekenler ders çıkaracak mı?    ‘Ortak akıl’ söylemi altında, gerçekten çalışan belediye personelini de görmüyorlar ya da zor durumda bırakıyorlar. Ya da bu kişiler, işini yapanları  belediyeden uzaklaştırmaya da çalışıyorlar. Ortak akıl, söylemi içinde bulunanlar, belediyecilikten anlamadığı gibi, hizmetlere de sekte vurabilirler. 

İKİ ÇİZGİ MÜCADELESİ 

Önemli siyaset bilimcileri bilirler. Partilerde ve hayatta iki çizgi mücadelesi vardır. İyi siyasetler, iki çizgi mücadelesi ile sıçrama yapar ve gelişir. Burada baş çelişmeyi saptamak gerekir. Büyükşehir Belediyesi için yapılması gereken en önemli mesela, çalışma ne olmalıdır. Tek düze bir çalışma insanı körler, çalışmalar bir amaç taşımaz. Yılmaz Hoca’nın, kültürsüz ve düşüncesiz dediği olay aslında iki çizginin yarışmasıdır. Mesela, bir zamanlar Susurluk çetesi tartışmaların yapıldığı dönemde onlarla bir arada bulunan kişiler bugün ortak akıl gibi ne olduğu belli olmayan söylem biçimiyle, belediyecilik yapmaya kalkarsa, Büyükerşen ile bile karşı karşıya gelirler. Örneğin, eş başkanlığı Türkiye’nin gündemine getirenler bile üniter yapı, ulus devlet karşısında bugün teslim oldular. Tarihin tekerleğini iyi okumak gerekiyor.  Sonuçta, her zaman, her koşulda doğru, yanlışla mücadele içinde gelişir ve güçlenir. Büyükşehir Belediyesinde de önümüzdeki dönemde bu olacaktır. Olaylara felsefi açıdan yaklaşmak da en doğru çözümdür. Yaklaşmayan, kim olursa olsun, bugün varsa yarın olmayacaktır.