Dün sabah saatlerinde bir arkadaşım aradı. Arkadaşım programsız ve arızadan kaynaklanan elektrik kesintilerinden şikayet ederek, “Söylemesi ayıp tam duştayım telefonuma bir mesaj geldi. Mesajı gönderen kurumun ismi OEDAŞ. Mesajda ‘Değerli müşterimiz; aboneliğinizin bulunduğu adreste sizinde etkilenebileceğinizi düşündüğümüz beklenmeyen bir elektrik arızamız mevcuttur. Ekiplerimiz şu an enerjinizin sürekliliğini sağlayabilmek için sahada tüm gücü ile çalışmaktadır’ deniyordu. Son dönemde böylesine arızalar o kadar çoğaldı ki sinirlenmemek mümkün değil. Tam duşun ortasında buz gibi suyla yıkanmak aynı zamanda hasta olmak nasıl bir duygudur? Bu konunun acilen ve kalıcı bir çözümü kavuşması mümkün değil mi?” diye derdini anlattı.

Arkadaşımızla daha önce aynı bölgede plansız ve arızaya yönelik kesintiler sebebiyle evlerdeki elektrikli ve elektronik eşyalarından zarar görenler olduğunu da konuştuk.

Sahi bu ne iştir? Elbette arıza olabilir bu insani bir şeydir. Ancak benzeri arızalar çok sıklıkla oluyorsa orada gerçekten sıkıntı vardır. Sıkıntı olan bölgelerdeki arızaların temel sebebini bulup kalıcı çözümler üretilmeli değil mi? Havalar yağışlı, yağışların sebep olabileceği arızalar olabilir veya büyük ve tehlike arz eden yağışlarda elektrik kesintileri yapılabilir bunlara itiraz etmek söz konusu değildir. Dikkat edilmesi gereken şey süreklilik arz eden ve aynı bölgeden gelen şikayetlerin köklü çözümünün acilen bulunup sonuçlandırılması gerektiğidir. Şimdi siz düşünün önümüzdeki Pazar günü hangi haklı gerekçe ile olursa olsun yaşanabilecek elektrik arızası veya kesintisinde seçimle ilgili oluşabilecek spekülasyonların önüne nasıl geçilebilir ki? Bunun geçmişte örneği yaşandı. Ve “trafoya giren kedi” hikayesi anlatıldı çok uzun süre… Onun için OEDAŞ yetkililerine bir dost uyarısı benimkisi. İşlerinin kolay olmadığını da bildiğim için kolaylıklar diliyorum. Şimşek çakar mı? Çakar. Yıldırım düşer mi? Düşer! Trafoya yabancı bir nesne girer mi? Girer. Bunların hepsine eyvallah… Tedbir mutlaka alınmıştır hem de en üst düzeyde, buna yürekten inanıyorum. “Tedbir takdiri bozmasa da” herkesin sorumluluk bilinci ile hareket etmesinde fayda var. Niyetimiz asla “vurun abalıya” değildir.

***

Parametresi çok fazla seçim!

Yarın Türkiye yeniden sandık başına gidiyor. Vatandaşın kararı yarın belli olacak. Hep birlikte sandığa gideceğiz ve Cumhurbaşkanlığı seçimi için görev yapacağız. Türkiye demokrasi adına 14 Mayıs tarihinde başarılı bir sınav verdi. Sakin, sinirlerine hakim olmuş ve en küçük bir olaya meydan vermeden görev yapmış insanların yine aynı olgunla Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunu da başarıyla tamamlayacaklarından eminim. Her türlü spekülasyondan uzak ve milletin kararına uyan bir seçim olmasını temenni ediyorum.

Türkiye’de bugüne kadar pek çok seçim gerçekleşti. Seçim meydanlarında tansiyonun yükseldiği de oldu ancak sonuçta herkes vatandaşın tercihine saygı gösterdi. Demokrasinin temeli de zaten milletin beyan ettiği irade değil midir? Şimdi bu Cumhurbaşkanlığı seçiminin pek çok parametresi var: bu parametrelerden hangileri etkili olacak, hangileri etkisiz eleman konumuna düşecek bunu da merak etmemek mümkün değil. Seçimler tamam eyvallah da seçimden sonra ekonomisiyle iç ve dış politikasıyla nasıl toparlanacak? Seçim meydanlarında kullanılan dilin sebep olduğu gerilim nasıl düşürülecek, yeniden nasıl birlikte yol yürünecek? Sonuçta milletin tercihine eyvallah demekten başka bir çözümde göremiyorum…