Türkiye seçim atmosferinden kurtulmuş değil. Her ne kadar normalleşme adımları atılıyor olsa da özellikle ekonomi konusunda somut bir adım atılıyor diye düşünmek mümkün değil. Ekonomik sıkıntıların merkezindeki kesim toplumun nerede ise yüzde 20’si kadar bir kısmını oluşturuyor. Bu kesimin adı, emekliler… Emekliler gerçekten çok mağdur. On bin TL maaşa talim etmek zorunda kalan emekliler gerçekten çaresizce kendilerine yapılmasını bekledikleri seyyanen zammı ve düzgün bir maaş artışını bekliyorlar. Geçtiğimiz yıl Temmuz ayında kök maaş gerçeği ile yüzleşen emeklilerin çok büyük bir bölümü maaşlarına zam yapılmasına rağmen ellerine geçen parada bir artış olmadığı için büyük bir hayal kırıklığı yaşadılar. Kendilerine gösterilen yeni yıl hedefini de büyük bir umutla bekleyen emeklilerin maaşlarına yapılan yüzde 49.25’lik zamma rağmen yine on bin TL sınırına yaklaşamayan milyonların maaşı yine 10 Bin TL’ye yükseltilerek sabitlendi.

TÜİK verilerine göre 2024 yılının ilk 4 ayında gerçekleşen enflasyon oranı yüzde 18.72 olarak kayıtlara geçti. Diyelim ki bu rakam Temmuz ayında yüzde 25 olarak gerçekleşti. Emekliye verilecek zam yasal olarak üzerinde bir değişiklik yapılmazsa böylece kalacak ve yine milyonların hevesi ve umudu kursağında kalacak. Uzmanlar bu konuyu değerlendirirken, “Fakat kök aylıkları 10 bin TL'nin altında olan işçi ve Bağ-Kur emeklileri, sıfır zam veya düşük zam alabilir. Bu durum, emeklilerin alım gücünde önemli bir düşüşe yol açabilir” yorumunda bulunuyorlar.

Böyle olunca yine uzmanlar, “Peki en düşük emekli maaşına seyyanen zam yapılır mı?” sorusunu gündeme getiriyorlar. Bu sebeple hükümet çevresinden düşük maaş alan emeklilere seyyanen zam yapılması konusunda baskı olduğu söylemleri var. Bu zammın da 3ila 4 Bin TL olduğu konuşuluyor. Ancak her zaman olduğu gibi 2024 yılını emekliler yılı olarak ilan eden ancak hazinedeki sıkışıklık sebebiyle emeklileri memnun edecek bir rakam belirleyemeyen hükümetin emeklilere yeni bir hedef olarak 2025 yılının başını göstermesi de ihtimal dahilinde.

Yani milyonlarca emekli için Temmuz ayı yeni bir hayal kırıklığı dönemi olabilir. Aslında konu çok net. Emeklilerin beklentilerinin karşılanması için atılması gereken somut adımlardan birisi istihdamın yaygınlaştırılmasından başka bir şey değil. İki çalışan bir emekli düştüğü sürece emeklinin durumunu düzeltmek ve onu sosyal devlet şemsiyesinin altında rahat ettirmek mümkün değil. Birde bilmem kaç çeşit maaş ödemesi yerine bunları birkaç kalem altında toplamak ve kök maaş uygulaması yerine insani şartlarda olması gerekeni yapmak için çok fazla uğraşa gerek yok.

Türkiye ekonomik olarak sıkışık durumda, bunun herkes farkında, kemer sıkılması gerekiyor eyvallah… Ama kemeri emeklinin beline taktığımız sürece bu işlerin üstesinden gelmek mümkün değil. Kamu kaynaklarını birileri fütursuzca kullanırken, emeklinin asgari geçim yükünün bile altında ücretle yaşamaya mahkum edilmesi kabul edilebilir bir şey değil.

Öte yandan benzeri bir sıkıntı da asgari ücretliler için geçerli. Daha geçtiğimiz yıla kadar yüksek enflasyon sebebiyle yılda iki kez belirlenen asgari ücret bu defa yılda bir kez belirlenecek açıklaması ile çalışanlarında kolu kanadı kırılmış durumda. Özetle emeklileri bekleyen tehlike asgari ücretli içinde geçerli. Hem emekliler hem de asgari ücretle çalışanlar açısından 2024 yılının ikinci yarısında çok daha zor geçecek gibi görünüyor. Allah herkesin yardımcısı olsun. Bizim işimiz umutla umutsuzluk arasında yaşamak .. Bakalım gün doğmadan neler doğar…