Bir önceki yazımda siyasetin arka bahçesinde olan bitenleri anlatmaya çalıştım. Bu yazının ardından çok sayıda olumlu geri dönüş aldım. Bazı dostlarımız arayarak bir gerçeğin dile getirilmesinden dolayı duydukları memnuniyeti dile getirdiler.
Yine aynı yazıda “Yerel siyasetin nabzı belediye meclislerinde atıyor” diye de özellikle belirtmiştim. Tepebaşı Belediye Meclis toplantısından sonra Büyükşehir Belediye Meclisi’ni de yerinde izleme fırsatım oldu. Yaklaşık 30 maddelik gündem maddelerinin topluca komisyonlara havalesinin ardından gündem dışı konuşmalara geçildi. Kısa süreli alt yapı yetersizliği tartışmasının yanı sıra asıl tartışma konusu kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet oldu. Belediye Meclis toplantısında geçtiğimiz günlerde Çifteler Belediye Başkanı Zehra Konakçı’ya karşı yapılan hakaret ve tehdit iddiasının gündeme gelmesinden sonra mecliste yer alan kadın üyelerden başta Başkan Ayşe Ünlüce olmak üzere, Mihalgazi Belediye Başkanı Zeynep Güneş ve bazı meclis üyeleri konuşmalarında Çifteler Belediye Başkanı Zehra Konakçı’ya yönelik davranışları kınadıklarını belirttiler. Kendisine geçmiş olsun mesajlarını ilettiler. Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, son kadın cinayetleri ve özellikle Narin cinayeti ile 2 yaşında istismara uğradığı için yoğun bakımda iken hayatını kaybeden Sıla bebek üzerinden yaşananlara isyan etti. Başkan Ünlüce, “Yasta değil isyandayız!” tepkisini gösterdi. Başkan Ünlüce işlenen kadın cinayetlerine, cinsel istismara karşı herkesin taşın altına elini koyması gerektiğini belirterek, kamu kurumlarına, yerel yönetimlere ve sivil toplum örgütlerine işbirliği çağrısında bulundu. Ünlüce, bu arada belediye adına bir kadın sığınma evinin hazırlıklarına “tasarruf tedbirlerine” takılmamak adına geçtiğimiz Nisan ayında başladıklarının da altını çizdi. Bu arada AK Partili Kadın üye Özlem Ünalır da söz alarak Gazze de katledilen kadın ve çocuklar üzerinden yaşananlara isyan etti. Özellikle kadınların daha çok söz aldığı meclis toplantısında küçük çaplı tartışmaların dışında bir “uyum ve işbirliği” anlayışının hakim olduğunu gördük.
Bu arada mecliste “siyaseten eleştiri” ve yine “siyaset üzerinden cevaplar” da verilmedi değil. AK Parti Grup başkanı Ahmet Sivri ile AK Parti gurubundan Zeynep Güneş geçtiğimiz günlerde yağan şiddetli yağış ve Emek Mahallesi’nde yaşanan kısa süreli krizi gündeme getirince CHP grubundan önce Nihat Çuhadar alt yapının yüzde 99 tamamlandığını belirten bir açıklama yaptı. Ardından Ali Haydar Çelik ülkenin pek çok yerinde AK Partili başkanların yönettiği illerden yaşanan sel felaketlerini ve yaşanan can kayıplarını dile getirince Mecliste kısa süreli bir gerilim yaşandı. Meclis tamamlandığında ise ayaküstü Çelik ile Sivri arasındaki “dersine iyi çalışma” muhabbeti de dikkatimizi çekti. Yani siyaseten eleştiriler, siyaseten cevaplar meselesi bir kez daha gün yüzüne çıktı.
Yaşananlar, gördüklerimiz “olmasın” dediklerimiz değil. Perdenin ön yüzü ile arka yüzü arasındaki görünen ve görünmeyenleri ortaya koymak, yorumu da siz değerli okuyucularımıza bırakmak. Elbette aramıza “kara kedi” girmesin. Sadece siyaseten farklı düşündüğümüz alanlar yüzünden birbirimizin gırtlağına sarılmayalım. Çünkü bu şehir hepimizin. Zaten sokakta kol gezen şiddete bir de yerel siyasetçilerimiz “rol model” olmasın diye düşünüyorum. Siyasette uzatılan eli sıkmak, karşı tarafa teslim olmak anlamına gelmiyor elbette. Ancak kendimize biçtiğimiz rolün gereğini yapmak adına kendimizi parça pinçik etmenin de bir anlamı olmadığını ifade etmek istiyorum. Çünkü bu ülke hepimizin, bu şehir hepimizin ortak yaşam alanı, çocuklar bizim. Kadınıyla erkeğiyle bu ülkenin insanları hepsi bizim değerimiz. Elbette varsa ciddi eleştiriler olacak, muhatapları da eleştirilerden gerekli dersleri çıkarak.