Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun toplantıları devam ediyor. Asgari ücretin açıklanmasına günler kala hala ortada bir rakam olmaması vatandaşları tedirgin ediyor. Türk Harb-İş Eskişehir Şube Başkanı Hasan Atak, DİSK Eskişehir Bölge Temsilcisi Zeynep Kaya, Şeker-İş Eskişehir Şube Başkanı Hamit Dokuzlar konuyla ilgili 2Eylül Haber’e açıklamalarda bulundu.
‘’Asgari ücret hiç açıklanmamalı’’
Şeker-İş Eskişehir Şube Başkanı Hamit Dokuzlar, devletin asgari ücret belirleme yetkisinin olmaması gerektiğini belirterek, ‘’Ben asgari ücretin hiç açıklanmaması taraftarıyım’’ dedi. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun yetkisiz olduğunu aktaran Dokuzlar, ‘’Oradakiler anlaştığı zaman zaman bizim bir söz hakkımız olmuyor. Son 2-3 yıla bakarsak asgari ücretteki artış toplu sözleşmelerdeki artışlara yansımıyor. Ülke tek ücrete gidiyor’’ şeklinde konuştu.
Asgari ücretin hiç açıklanmaması taraftarı olduğunu vurgulayan Dokuzlar, ‘’Devlet asgari ücrete karışmasın. Bugün Eskişehir Organize Sanayi Bölgesine baktığınız zaman asgari ücretle çalışan yok şu anda oranın piyasası 23-25 bin TL bandında. Ona da adam bulamıyorlar. Asgari ücret bugün 25 bin TL olsa zaten bu insanlar 25 bin TL alıyordu, diyecekler ki asgari ücret 17 bin TL iken bana 25 bin TL veriyordun sende bana 8 bin TL zam yap. Bence devletin asgari ücret belirleme yetkisi olmaması lazım’’ dedi.
Suriyelilerin ülkelerine gittikten sonra rahatlanmayacağını kaydeden Dokuzlar sözlerini şu şekilde bitirdi:
‘’Bugün OSB’de tekstil sektörü bitmiş durumda. Bunların hepsini gönderirsen sen piyasada çalıştıracak adam bulamazsan. Otomatik olarak enflasyon artacak. Ben burada kendi halkımızı da eleştiriyorum iş yok diyor ama çalışmak da istemiyor. Herkes beyaz yaka olmak ve cebine ayda 50 bin TL girsin istiyor. Çalışacak adam yok, Suriyelilerde gidince işveren işçiye 30-35 bin TL vermek zorunda kalacak. Bu sefer asgari ücret açıkladın diye enflasyon arttı diyeceksin’’
‘’Talepler değerlendirilmezse sendikanın görevi eyleme geçmek’’
Türk Harb-İş Sendikası Eskişehir Şube Başkanı Hasan Atak asgari ücretin belirlenirken, sendikaların belirlediği açlık ve yoksulluk sınırları ile bir bekarın bir ay içinde geçinebileceği zorunlu giderler dahilinde belirlenmesi gerektiğini kaydetti.
Atak, ‘’Bence asgari ücret otuz beş bin liranın altında olmamalı. Bunun nedeni, Türkiye'de milli gelirin 60 bin lira civarında olduğunu, 2025 yılında milli gelirin ortalamasına yüzde elli refah payı ekleyerek asgari ücretin belirlenmesi gerektiğini düşünüyorum’’ dedi.
Önceden sektörde asgari ücretin dört katının altına düşen ücretler olmadığına dikkat çeken Atak, ‘’Asgari ücret 23 bin TL olduysa, Millî Savunma Bakanlığı sektöründe 80 bin TL’nin altında olmazdı. Ama şu anda durum tam tersine dönmüş durumda. Şu anda asgari ücretin biraz üstünde, en fazla yüzde 5-10 oranında maaş alıyoruz. Ortalama olarak asgari ücretin bir nokta yedi katı maaşlarla çalışıyoruz. Bu yüzden asgari ücret bizim için önemli’’ ifadelerini kullandı.
Hükümetin, ekonomik politikanın dışına çıkmadığını ve kendi belirlediği rakamı sendikalara kabul ettirmiş gibi gösterdiğini iddia eden Atak açıklamasına şu sözlerle son verdi:
’’Biz Eskişehir şubesi olarak, toplu iş sözleşme masasına sadece ücret konusunda taleplerimizi sunacağız. Talebimiz, kümülatif olarak yüzde yüz 69 iyileştirme ve yüzde 107 oranında zam. Bu rakamlar, yapılan hesaplamalarla belirlenmiştir. İşveren bu talepleri değerlendirmezse, sendikanın yapması gereken masadan kalkıp eylem sürecine geçmektir’’
‘’Türkiye’de işçiler asgari yaşamak istemiyor insanca yaşamak istiyor’’
DİSK Eskişehir Bölge Temsilcisi Zeynep Kaya asgari ücretin geçinilebilir bir miktara getirilmesinin yanında gelir vergisinde de yeni düzenlemeler yapılması gerektiğini belirterek, ‘’Türkiye’de işçiler asgari yaşamak istemiyor insanca yaşamak istiyor’’ dedi.
Bu yıl asgari ücretin iki kez arttırılmadığını ve bu artışın olmamasının ücretlerin enflasyon karşısında erimesine sebep olduğunu aktaran Kaya, ‘’İşçinin zor durumda kalması 2025 yılı asgari ücrete olan beklentileri daha da artırdı. Asgari ücret işçinin bakmakla yükümlü olduğu hane halkı ile birlikte geçinebileceği bir ücret olarak belirlenmelidir’’ dedi. 2 kişinin çalıştığı bir eve, yoksulluk sınırı kadar gelir girebilmesi asgari ücret ile garanti altına alınması gerektiğini vurgulayan Kaya, ‘’Türkiye’de işçiler, sadece hayatta kalmak için değil, insanca yaşamak için mücadele ediyor. Bu nedenle, asgari ücretin belirlenmesinde, işçilerin temel ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri, sağlık, eğitim ve sosyal ihtiyaçlarını giderebilecekleri bir yaşam standardı göz önünde bulundurulmalıdır’’ şeklinde konuştu. Kaya açıklamasını şu sözlerle bitirdi: ‘’Sonuç olarak, asgari ücretin belirlenmesinde adil ve sürdürülebilir politikalar izlenmeli, işçilerin insanca yaşayabileceği bir ücret politikası benimsenmelidir. Gelir vergisi düzenlemeleri de bu politikanın ayrılmaz bir parçası olarak ele alınmalı ve işçilerin üzerindeki vergi yükü hafifletilmelidir’’
