Her şey değişiyor, her şey gelişiyor. Bir tek hariç… Siyasetimiz bırakın değişmeyi ve gelişmeyi geri geri gidiyor. Daha çok demokrasi denildiğinde, daha çok merkeziyetçi bir yönetim anlayışına doğru gidiyoruz. Sandık dedikçe, sandıktaki tercihleri azaltıyoruz. Siyaset konuşabilmek, uzlaşabilmek, sonuçlara katlanabilmek sanatı olmasına rağmen tahammülsüzlük, çatışma ortamı ve bel altı siyaset anlayışı gelişirken, çok seslilik, daha fazla tartışma ortamı her geçen gün geriye doğru gidiyor. Hatta Eskişehir’de bu siyasal erozyon Türkiye geneline göre bir tık önde…

“Büyüklerimiz iyi bilir!” özdeyişinin gereği örneğin Eskişehir’in büyükşehir adaylarının belirlenme sürecinde bırakın vatandaş olarak partilerin örgütleri de tam bir teslimiyet içerisinde hareket ettiler. Herkes genel merkezden haber bekliyor. Herkes partisinin genel başkanının ağzına bakıyor. Herkes birileri kendileri için en iyisini yapar beklentisinden hala vaz geçmiş değil. Bize dayatılan isimler üzerinden bir tercih yapmamız isteniyor. Dolayısıyla ipi halkın değil genel merkezlerin elinde olan yönetici tipinin bize hesap vermesi diye bir şey söz konusu olabilir mi? Onun hesap vereceği yer kendisine o koltuğu tahsis edenlerden başkası değil. Bunu sadece yerel yönetimler için yazmıyorum, genel seçimlerde de böyle oluyor.

“Eskişehirli ne düşünüyor, Eskişehirli ne söylüyor?” bunun bir kıymeti harbiyesi yok. Birileri anket yaptığını söylüyor, bir diğeri memnuniyet araştırması… Bunların sonuçları ortada var mı? Elbette o sonuçlar sır gibi saklanıyor. Sadece anket sonuçları değil başka faktörlerde aday belirlemede kriter olarak değerlendiriliyormuş. Örneğin bu kriterlerden en önemlisi ne acaba? Partiye ve lidere sadakat olabilir mi?

Şu memnuniyet araştırma sonuçlarını da yaptırılan anket sonuçlarını da açıklasalar, ya da partilerde yapılan temayül yoklamasının gerçekten sonuçlarını açıklamak mümkün olsa da kamuoyu da bir fikir sahibi olsa ne iyi olur değil mi?

Ama asla böyle bir şey olmaz. Çünkü eninde sonunda tek bir karar vereci bütün kriterleri dikkate alarak sonucu ilan eder. Her sonucun bir gerekçesi elbette vardır. Bakın kimse yanlış anlamasın. Burada kişileri değil zihniyetleri, siyaseti kaybettiği gelişim sürecinin, geriye doğru nerelere gittiğini anlatmak için çaba gösteriyorum. Amacımız birilerinin keyfini kaçırmak değil, Eskişehirlilerin de partilerine gönül vermiş on binlerinde ne düşündüğünün sorulmaya muhtaç olduğunu anlatmaya gayret ediyorum.

Partisinin tabanının yanı sıra vatandaşın güvenine layık olan milletvekili ve belediye başkanları çok daha güçlü ve rahat hizmet etme imkanı bulurlar. Şimdi bir süreç işliyor. En azından ilçe belediye başkan adaylarının belli olmayanlarını Eskişehirlilere ya da ilçelerde yaşayan vatandaşlara sorma imkanı olsa hiçte fena olmaz değil mi? Yine biliyorum ki buradaki kriterde ilk kriterden daha fazlası olacak. Parti aidiyetinin dışında lidere sadakat ve birde büyükşehir adayı ile uyumlu çalışma zorunluluğu. Peki, Eskişehir nerede?
“Eskişehirliler nasılsa ne yapacağını bilir” diyerek işin o tarafı ihmal edildiğinde emin sonuçlar kimsenin beklemediği, ummadığı şekilde ortaya çıkabilir. Yerel seçimlerin önemi yerel yöneticileri belirlemek olduğuna göre Eskişehirlinin ne düşündüğü de, ne söylediği de gerçekten önemlidir.Bunlar dikkate alınmadığı sürece Eskişehir’de siyasetin bir adım ileri gitmesi asla söz konusu olmayacağı gibi geriye gitmesinin de önüne geçilemeyecektir.