Enflasyon karşısında maaşı günden güne eriyen, geçinmekte zorluk çeken emekliler bir kez daha yoksulluğa mahkûm edildi. En düşük emekli maaşının 10 bin liraya çıkarılması, emeklileri mutlu etmedi.

ENFLASYONA YETİŞMİYOR
Günlerdir emeklilere ek zam için çalışmalar sürdüren ekonomi yönetimi emeklilerin beklentilerini boşa çıkardı. Her defasında 'Emeklileri enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz' diyen hükümet yapılan ek zamla emeklileri hayat pahalılığı ile mücadele etmeye terk etti. Asgari ücretin 17 bin 2 lira olduğu, açlık sınırının ise 16 bin 483 lira olarak açıklandığı bu dönemde emeklilerin maaşlarındaki artış tepki topladı.

MÜJDE, MÜJDE OLMADI
Emekli olarak bende maaşlarımıza yapılan düzenlemeden memnun olamadım. Yüzde 426 rakamı çok yüksek olarak görülebilir. Aynı zamanda emekliler arasındaki fark da giderilmelidir. 2000 ile 2000 yıllarından sonra emekli olanlar arasında büyük bir uçurum vardır

TEPKİ GEÇİKMEDİ
Eskişehir’de emeklilerin sendika ve dernekleri artışa tepki gösterdi. Tüm Emeklilerin Sendikası Genel Başkanı Zeynel Abidin Ergen, ise "Bize yine ölümü gösterip sıtmaya razı ettirmeye çalışıyorlar. 2024 yılı güya emekliler yılı olacaktır; bu mudur emekliler yılı? En düşük emekli maaşı 10 bin lira olmuş, 10 bin lira ile geçim olabilir mi? " dedi. Ergen ,sözlerinin devamında ise, “Kimi araştırmalara göre 18 bin 239 lira olan açlık sınırının neredeyse yarısı kadar olan bir miktarı açıklandı. Bütün emekliler olarak bu durumu reddediyoruz." diye konuştu.

GÖZDEN GEÇİRİLMELİDİR
Benimde üyesi bulunduğum Türkiye Emekliler Derneği (TÜED) Genel Başkanı Kazım Ergün de en düşük emekli aylığının 10 bin liraya yükseltilmesinin ile SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin aylıklarına yüzde 5'lik ilave artışın emeklilerin beklentilerinin altında kaldığını belirtti. Ergün artışların gözden geçirilmesini talep etti. Bizim genel başkanın yaklaşımı en gerçekçi ve politik kaygılardan uzak bir açıklamadır.

***

İkisi de hepimiz için değerlidir

Türk şairi Nazım Hikmet’in 122. doğum gününü kutladığımız bugünlerde yeni bir tartışmada yapılıyor. Nâzım Hikmet ile Mehmet Âkif'in ilişkisidir. Nâzım Hikmet'in Mehmet Âkif'ten 'Âkif büyük şair, inanmış adam' diye bahsettiği biliniyor. Peki, Nâzım Hikmet'le Mehmet Âkif tanışıyor muydu?
Nâzım Hikmet, Kurtuluş Savaşı'nı anlattığı Kuvayi Milliye Destanı'nda Nâzım Hikmet, Mehmet Âkif'ten
"Akif inanmış adam, büyük şair..." diye bahseder.
Peki Nâzım Hikmet'le Mehmet Âkif tanışıyor muydu? Edebiyatçı-Yazar Beşir Ayvazoğlu, Mehmet Âkif'in kızı Suat Ersoy'un Nâzım Hikmet'in annesi Ressam Celile Hanım'dan dersler aldığını belirtti. Mehmet Âkif'in kızı Suat Ersoy, 1996 yılında Gösteri dergisine verdiği röportajda babası Mehmet Âkif'in kendisini resme özendirdiğini belirtmiş ve Celile Hanım'dan dersler aldığını söylemişti:
Beşir Ayvazoğlu'nun aktardığına göre Mehmet Âkif'in Nâzım Hikmet'in akrabalarıyla da dostluğu vardı. Bu isimlerden birisi de Türk Dil Kurumunun Kurucu Başkanı Samih Rifat'tı. Ali Fuat Cebesoy'un hatıralarında anlatıldığına göre Samih Rifat Nâzım Hikmet'in teyzesi Münevver Hanım'la evliydi.
Samih Rifat ve Mehmet Âkif Ali Fuat Cebesoy’un babası İsmail Fâzıl Paşa için birlikte bir mezar taşı kitabesi bile yazmıştı. İsmail Fâzıl Paşa, Nâzım Hikmet’in anneannesi Leyla Hanım’ın kız kardeşi Zekiye Hanım’la evliydi.
Nâzım Hikmet'le Mehmet Âkif'in her ne kadar ayrı dünya görüşünü paylaşsalar da pek çok ortak yönü buluyor. Dava adamlığı, vatanseverlik ve halkın refahı konusunda her iki şair de benzer düşüncelere sahipti. Akif'in kızı Suat Ersoy'un Nâzım'ın annesi Celile Hanım'dan ders alması, akrabalarıyla olan ilişkisi Nâzım Hikmet'le Mehmet Âkif'in tanışmış olma ihtimalini güçlü kılıyor.