Cumhuriyet Gazetesi, Türkiye Gazetesi’ne dayandırdığı haberinde tiryakiler için “izmarit vergisi” düşünüldüğünü yazmış.

Haberde şu görüşlere yer veriliyor: “Artık sigarayı yakarken iki kez düşünün! İzmarit vergisi geliyor. İktidar, tütün şirketlerinin ‘sigara izmaritlerini temizlemek’ için çöp veya kirletme bedeli vergisi ödemesi üzerinde çalışıyor. Tütün ürünlerinin yasaklanmasını düzenleyen kanun ile tütün ve alkol piyasasını düzenleyen kanunda değişikliğe gidilecek. Türkiye Gazetesi'nin haberine göre; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu konu üzerinde çalışılması yönünde talimat verdiği, çalışmanın Meclis’in yeni yasama döneminde ele alınarak, taslak metin üzerinde çalışılacağı öğrenildi. Sağlık Bakanlığına sunulacak ön çalışmada, halk sağlığını korumakla yükümlü kurum ve kuruluşlar arasında yapılacak görüşmeler neticesinde belirlenecek bir tarihin esas alınması ve bu tarihten sonra doğan nesillere sigara satışının yasaklanması önerilecek. Ticaret Bakanlığı'na ise, Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkol Piyasasının Düzenlenmesine Dair Kanunu’ nda değişiklik yapılması önerisi sunulacak. Tütün şirketlerinin sigara izmaritlerini temizlemek için çöp veya kirletme bedeli vergisi ödemesi de teklif edilecek. Çalışmalar sırasında bilim adamlarının da görüşlerinin alınacağı, aynı zamanda dünya örneklerinin de inceleneceği belirtildi.”

Haberi okuyunca “bir bu eksikti” dedim kendi kendime. Ne kadar ince(!) düşünce değil mi? Halk sağlığını korumak adına(!) yapılacak bir düzenleme den söz ediliyor. Bir sigara kullanıcısı olarak sigaranın zararlarını biliyorum. Ancak iktidar kanadının her sıkıştığında sigara kullanıcıları üzerinden hazineye para akışı sağlamak için özel bir çaba göstermesi gerçekten çok da şaşırtmıyor insanı. Sigara denildiğinde aklıma hep bir kaza sonucu batan Dumlupınar Denizaltısı ve orada şehit olan 22 kahraman askere verilen, “artık cigara içebilir, şarkı söyleyebilirsiniz” sözleri aklıma gelir ve kendi kendime, “Uzun olur gemilerin direği” hüzünlü türküsünü mırıldanmaya başlarım. Ne diyor o hüzünlü türküde? “Ah, bir ataş ver, cıgaramı yakayım. Sen sallan gel, ben boyuna bakayım. Uzun olur gemilerin direği. Çatal olur efelerin yüreği. Ah, vur ataşı gavur, sinem ko yansın. Arkadaşlar uykulardan uyansın.”

Ne kadar doğru, ne yanlış bilmem ama iktidarın eli hep tiryakinin cebinde. Bir paket sigara nerede ise 100 TL’ye dayanmışken bu paranın içinde sigara şirketinin üretim maliyeti ile karı eskilerin tabiri ile “nerede ise devede kulak” kalıyor. Geri kalan paranın tamamı hazineye vergi olarak gidiyor.

Evet, sigara bağımlılığı kötü, sigara kötü ama toplumun yüzde 50’sinden fazlası kadını ve erkeği ile sigara kullanıyorsa bütün yükü de onların üstüne yıkmak olmaz. Bu arada hemen belirtmeliyim ki sigaraya yüklenen her yeni vergi ve artan fiyatlar kaçak sigara baronlarının işine yarıyor ve gerçek anlamda kaçak tütün ve tütün mamullerinin pazarı her geçen gün büyüyor. Çünkü insanlar bir taraftan ekonomik sıkıntılar sebebiyle, diğer taraftan geçim kaygısıyla zaten içtikleri tütün ve tütün mamullerini daha ucuza getirebilmek için kaçak tütün ve tütün mamullerine yöneliyorlar. Bu aslında devletin denetim ve gözetiminde üretilen sigaralardan daha fazla halk sağlığı için tehdit oluşturuyor. Şundan emin olabilirsiniz ki hiçbir sigara bağımlısı sigaraya zam yapıldığı için sigara içmekten vazgeçmez. Elbette bu konuyla ilgili düzenlemeler yapılabilir, hatta yapılmalıdır. Ancak yapılanların mali politikalar üzerinden sürdürülebilirliği ne yazık ki mümkün görünmemektedir. Bağımlılıkla mücadelenin tek yolu zam yapmak, vergi yükünü arttırmak değildir.