Şimdi çok merak ediyorum, kaç emekli PTT Kargo ile ürün göndermiştir? Yine kaç emekli kredi yurtlar kurumunun bulunduğu yerlere gidip tatil(!) yapmıştır?
Birkaç yıldır devam eden ve her geçen daha da ağırlaşan ekonomik koşullardan en çok olumsuz etkilenen kesimlerin başında emekliler geliyor. İktidar, kök maaştı, en düşük emekli maaşıydı falan derken asgari ücretin bile nerede ise yarısı kadar maaşa razı olmak zorunda kalan emekliler için geçtiğimiz yıl “emekliler yılı” ilan edilmiş, emeklileri mental olarak rahatlatılmak istenmişti.
“Maaş artışları yapamıyoruz, hiç olmazsa yarım elma gönül alma şeklinde onların hayatlarını kolaylaştıracak önlemler alalım” gibisinden bir yaklaşım gösterilmişti. 2024 “Emekliler yılı” olarak ilan edilince emekliler galiba, “maaşlarımızda bir iyileştirme yapılacak, seyyanen bir zam yapılacak” gibi beklentilerin içine girmişti. Sonra emekliler yılı ile ilgili müjdeler peş peşe geldi. Örneğin, “PTT Kargodan indirimli ürün gönderme, THY ve TCDD ile iç hatlarda indirimli seyahat, termal kaplıcalardan ücretsiz yararlanma ve son olarak da Kredi Yurtlar kurumunun yaz boyunca boş bekleyen Yurtlarına giderek ücretsiz tatil fırsatı!” gibi pek çok hak(!) sağlandı.
Şimdi çok merak ediyorum, kaç emekli PTT Kargo ile ürün göndermiştir? Yine kaç emekli kredi yurtlar kurumunun bulunduğu yerlere gidip tatil(!) yapmıştır? Kaç emekli 12 Bin 500 TL’lik maaşıyla uçağa binmiştir? Kaç emekli termal tesislere gidip doya doya tatil yapma fırsatı bulmuştur?
Doğrusunu isterseniz bu imkanlardan istisnai de olsa yararlananlar olmuş olabilir ama 16 milyon emeklide kaç kişi acaba? Bu tür alanlar açılarak emeklilerin psikolojisini düzeltmek ve onların kendilerini iyi hissetmelerini sağlamak düşüncesi doğru ama alım gücü bitmiş, tükenmiş ve “askıda ekmek, pazarda çıkma ürün” bekleyen emekli sizce rahatlamış mıdır?
Şimdi yeni yıl geliyor. En çok merak edilen konulardan birisi emekli maaşlarına ne kadar artış yapılacağı değil mi? Rakam şimdiden üç aşağı beş yukarı belli. Hepi topu yüzde 15 civarında bir artış yapılacak. Çünkü TÜİK’in yılın ikinci yarısı için öngördüğü enflasyon rakamı maaş artışlarında esas alınmıyor mu?
Neymiş efendim Yılın ilk yarısında kümülatif maaş artışı yüzde 25’in altında değil miydi? Yılın ikinci yarısındaki artış da yüzde 15 olarak öngörülmüyor mu? Toplasanız yılın iki yarısındaki maaş artışı yüzde 40 yapar. Peki öngörülebilir kümülatif enflasyon ne kadar? Yüzde 44 değil mi? Nerede bu 4 puanlık fark? Tamam garibanın cebinden çıkan rakam belli, garibanın cebine girecek olan rakamda belli? Ya aradaki farkı kim ne yaptı?
Şimdi diyorum ki, “Allah’tan 2024 yılını emekliler yılı ilan etmişler” ya etmeselerdi?! Şükürler olsun ki 2024 yılı bitiyor. Öyle bir kargo göndermek için emekliler olarak PTT’de kuyruğa girmeyeceğiz. Uçak bileti aramak için internette dolaşmayacağız. Öyle kış kıyamette tatil yapacak kaplıca, ya da barınacak öğrenci yurdu da aramayacağız. Bütün bunları kendi üzerimden yazıyorum çünkü ben de bir emekliyim.
Ben de en az sokaktaki emekli kadar 2024’ün bitmesini dört gözle bekliyorum. Zira benzer çileleri yaşamak konu komşuyu kıskandırmak istemiyorum. Konu komşunun iki de bir, “Hadi yine iyisiniz tatili de, uçak biletini de, kargoyu bedavaya getirdiniz” sitemlerinden bıkıp usandık.
Peki 2025’den bir beklentiniz var mı diye soracak olursanız. Şimdiden peşin peşin söyleyelim, “Kimse gölge etmesin başka ihsan da istemem!”