Bir süredir Eskişehir’de kentsel dönüşüm ve dereme hazırlık konuları ile ilgili bir gündem oluşturulmaya çalışıyor. Bu konuyla ilgili olarak şahsım olarak ciddi bir çalışma yapılması gerektiğini düşünenlerdenim. Zira gündelik siyasetin gölgesinde gerçek sorunlarımızdan birisi Eskişehir’deki dönüşüm meselesinin ihmal edildiğini kanaatindeyim. Bizim gerçek ve kronik sorunlarımızdan birisi, insan hayatını tehdit eden en önemli önceliklerimizden birisi deprem. Ona hazırlık yapmak için kimsenin kimseden icazet almasına gerek yok. Bu şehrin yapı stoku sorunlu. Bunu artık sağır sultan bile biliyor. Bu sorunlu yapı stokunun dönüştürülmesi için hemen herkese her kuruluşa görev düşüyor. Konuyla ilgili çalışmaların hızlandırılması ve somut adımların atılması gerekiyor. Sadece sorunu ortaya koymak değil çözüm ortağı da olunmalı. Birileri taşın altına elini değil, başını koymalı. Yarın Allah korusun en canhıraş çığlıkların yükseldiği saatte kimse bu vebalin ağırlının altından kalkamaz.

Bu sebeple AK Parti İl Başkanı Gürhan Albayrak’ın Büyükşehir Belediye bütçesinde kentsel dönüşümle ilgili payın arttırılması üzerine Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce’ye yaptığı teşekkür açıklamasını son derece değerli buluyorum. Ancak bir konuyu da hatırlatmalıyım. Büyükşehir Belediyesi tarafından uygulamada karşılaşılan güçlüklerin aşılması konusunda iktidar partisi sorumluğu çerçevesinde Sayın Albayrak ve AK Parti’nin üst düzey temsilcilerinin ve milletvekillerinin de gerekli sorumluluğu üstlenerek bazı adımlarda yardımcı olup olmayacaklarını yakından takip etmek gerekecek.

Elbette siyasetin kendi etrafında bir döngüsü olacak ama şehri önceleyen her adıma verilecek desteğin vatandaş nezdinde karşılıksız kalmayacağını biliyorum. Çünkü Eskişehir bu konuları çoktan aşmış eğitimli ve bilinçli insanların yaşadığı bir şehirdir. Eskişehir vefalı insanların, hak sahibine hakkını teslim etmeyi başarabilen gerçekten bilinçli insanların şehridir. Bakın yıllar önce merhum maliye Bakanımız Kemal Unakıtan’ın yaptıkları hala konuşuluyor ve onlar minnet ve şükranla anılıyor. Mesela Aydın Arat’ın, Selami Vardar’ın, yine Sezai Aksoy’un hizmetleri unutulmuyor.

Bu arada dikkatimi çeken bir gelişmeden söz etmek istiyorum. ESO tarafından Eskişehir Teknik Üniversitesi’nin desteği, belediyeler, kamu kurumları ve sicil toplum örgütlerinin katılımları ile “depreme ve doğal afetlere hazırlık” için stratejilerin geliştirilmesi amacıyla bir toplantı düzenlenmiş. Bu toplantıda ESO Yönetim Kurulu Başkanı Celalettin Kesikbaş Eskişehir Sanayi Ekosistemi için hazırlanan Dirençlilik Eylem Planı ve Strateji Belgesi'nin, belediyeler, kamu kurumları, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarının iş birliğiyle hazırlanacağına dikkat çekmiş. Kesikbaş bu belgeyle ilgili olarak da, “Bu belge, sanayi yapılarımızın sadece fiziksel değil, aynı zamanda iş sürekliliği açısından da dayanıklı hale gelmesini sağlayacak. Deprem ve diğer doğal afetler karşısında daha dirençli bir sanayi yapısına sahip olmak, hem insan hayatını korumak hem de üretim süreçlerimizin kesintisiz devamını sağlamak için hayati önem taşıyor. Dirençlilik Eylem Planı ve Strateji Belgesi'ni belirttiğimiz gibi kurumlarımızın iş birliğinde hazırlayacağız. Eskişehir sanayi ekosisteminin en önemli aktörü olan Eskişehir Sanayi Odası olarak, bin 500 üyemizin ve 90 bini aşkın çalışanımızın refahı ve uygun şartlar altında yaşamlarını sürdürmeleri önceliklerimiz arasındadır. Eskişehir Sanayi Odası üyeleri, oluşturdukları istihdam ile bugün Eskişehir'de her üç aileden birinin geçimine katkı sağlamaktadır” demiş. Temennimiz bu tür çalışmaların bir an önce sonuçlandırılmasıdır. Emeği geçenleri kutluyorum.

Zira herkes her kurum sorumluk almalı ve harekete geçmelidir. ESO’nun bu çalışması başka kurumlara da örnek olmalıdır. Zira yarın çok geç olabilir.