10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla pek çok etkinlik yapıldı. Yapılmaya da devam ediyor. Medya demokratik sistemlerin olmazsa olmazıdır. Atanmışlar ve seçilmişler bugün için mesajlar yayınlar, yemekler düzenler, gazetecilerin hatırını sorarlar. Bu özel günde gazeteciler tebrik ediliyorlar. Halkın gören gözü, işiten kulağı olan gazeteciler aynı zamanda kurum ve de kuruluşların sesidirler. Her gün sıcak, soğuk, yağmur ve çamur demeden şehrin ve vatandaşların sorunlarını dile getiren gazeteciler bir kamu görevi yüklenmişlerdir. Gazetelerin ve diğer medya kuruluşlarının bu görevleri ifa ederken tek gelir kaynağı ise gazeteler için resmi ilanların dışında reklamlar ile satış gelirleridir. Diğer medya kuruluşlarının da geliri sadece reklamlardır. Dini ve milli bayram günleri, yeni yıl kutlama mesajları medya kuruluşlarının gelir elde etmesi bağlamında önemli günlerdir. Bu bakımdan gazetelerin ve gazetecilerin yaşam koşullarının iyileştirilmesi anlamında kurum ve kuruluşların desteğine ihtiyaç duymasından doğal bir şey yoktur. Kimi meslek odalarının yöneticileri, kimi özel sektör temsilcileri bu gerçeğin farkında olmalarına rağmen bu özel günlerde “dostlar alışverişte görsün” misali kutlama mesajları yayınlarlar. Ve her daim “basının yanındayız” mesajını verirler. Oysa ihtiyaç duyduklarında medya kuruluşlarından destek ister, işlerine gelmediği zaman da medya kuruluşlarını ve gazetecileri görmezden gelirler. Örneğin; Emlakçılar Odası gibi sehven giden gazeteye dahi tahammül edemeyerek “gazete istemiyoruz” diye tarafımıza mesaj gönderirler. Ancak kendileri ile ilgili en küçük eleştirel bir haber yayınlandığında dönüp kendilerini savunmak için yine medya kuruluşlarından yardım ve destek istemeyi de ihmal etmezler. Dünyada ve de ülkemizde gazetecilik özel meslek grupları arasında sayılır. Bu yıl düzenlenen etkinliklerin hepsine katılmamız nerede ise imkânsızdı. Yine de bütün etkinliklere katılım sağlamaya çalıştık. Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kahvaltılı kutlaması benim için ilk oldu. Daha önce oldu mu bilemiyorum. Kendilerine bu nazik kutlamaları için teşekkür ediyorum. Eskişehir Valiliği’nin düzenli olarak düzenlediği kahvaltıya katıldım. Sayın Valimize bizlere gösterdiği ilgi için teşekkür ediyorum. Yine AK Parti’nin düzenlediği öğle yemeği, bazı kurumların bir gün öncesinden ve bazı kurumlarında birkaç gün sonrasına ekledikleri etkinlikler gazetecilik mesleği adına beni gerçekten heyecanlandırdı. Gazetemize kutlama çiçekleri gönderenlere gazetemiz adına teşekkür ediyorum. Bunların hepsi güzel ve hatırı sayılır şeyler. Bu arada çok merak ettiğim bir konu da şudur. Gazetecilik mesleği adına faaliyet yürüten pek çok sivil toplum kuruluşu var. Bunların düzenlenen etkinliklerin neresinde olduğunu da merak etmiyor değilim. Asli görevleri gazetecilerin haklarını savunmak olan bu kuruluşlar gerçekten ne yapıyorlar? Gazetelerin daha iyi olabilmesi, meslektaşlarının sahip oldukları hakların savunucuğu anlamında ne gibi faaliyetlerde bulunuyorlar? Örneğin; İşini kaybetmiş bir üyesine sahip çıkabiliyorlar mı? Maddi destek verebiliyorlar mı? Sorunları karşısında avukat vs. destekleri var mı? Böyle listeyi uzatabiliriz. Neyse konumuzu uzatmayalım. Sonuç olarak; sayılmak, hatırlanmak her anlamda güzeldir. Herkesin hakkını savunan basınımızı yaşatın ki; gazetecilerimiz yaşasın.
******
10 Ocak Çalışan Gazeteciler günü benim için ayrıca çok önemli. Çalışan gazetecilerin gününü tebrik ederken 10 Ocak biricik oğlumun da aynı zaman da doğum günü. Nice 10 Ocaklara sağlıklı, mutlu ve huzurlu girilmesi temennisiyle…