Eskişehir’de yıllardır düzenli uçak seferleri tartışması yaşanır. İlk kez, eniştemiz ve eski Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanları’ndan Hüsamettin Cindoruk’un Demokrat Türkiye Partisi zamanında dönemin Ulaştırma Bakanı merhum Necdet Menzir’in girişimleri ile Eskişehir düzenli uçak seferlerine kavuşmuştu. Koalisyon hükümetinin dağılmasından bir süre sonra THY tarafından Eskişehir’e düzenlenen tarifeli uçak seferleri zarar ettiği gerekçesi ile durduruldu.
Eskişehir’in tarifeli uçak seferi talepleri o gün bugündür hiç bitmedi. Başka illerde hava alanları zarar ederken bu zarara katlananlar ne hikmetse Eskişehir’i zarar ediyor gerekçesiyle pas geçmeleri gerçekten anlaşılabilir bir şey değil. Yılda yüz binlerce gurbetçinin direk Eskişehir’e iniş yaptığı Hasan Polatkan Hava Limanı gibi her türlü uçuşa elverişli ve alt yapısı hazır bir tesis varken Eskişehir’e hala düzenli uçuşların yapılmaması gerçekten anlaşılabilir gibi değil.
Bir dönem yolcu garantili Zafer Hava Limanı’na kaydırılmak istenen tarifesiz seferler ile ilgili gerek Eskişehir kamuoyundan gerekse gurbetçilerden gelen tepkiler üzerine bir miktar geri adım atılmış olsa bile bugün geldiğimiz noktada her türlü teknik donanıma sahip bir hava limanının hala tarifeli uçak seferlerine açılmamış olmasını ben anlamıyorum.
Eskişehir’i tarif ederken, “Üniversite şehri, sanayi şehri, demiryolu kenti, havacılığın başkenti” tanımlamalarını yapıyoruz ama hala tarifeli seferlerimiz yok. Uçakların tamir, bakım ve onarımlarını yapabiliyoruz. Helikopter parçası, uçak parçası yapan sanayi kuruluşlarımız var ama bütün bunları yaparken tarifeli uçak seferlerimiz yok. Bu işin mantığını kavrayamıyorum. Gerekçe de banan inandırıcı gelmiyor. Neymiş? “Tarifeli uçak seferleri zarar ediyormuş.” Etsin kardeşim ne kadar zarar edebilir? Mesela hiç yolcusu olmayan yolcu garantili bazı hava alanları kadar eder mi?
Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Nadir Küpeli diyor ki; “Hava ulaşımında merkez olmalıyız. 2009 yıllardan başlayarak İstanbul’a ve bazı büyük şehirlerimize düzenli uçak seferleri konulmuş olsaydı, bunların kalıcılığı sağlanıp sefer sayıları zamanla artsaydı, bugün muhtemelen Eskişehir hava alanına gelen yolcu sayısı yılda en az 2.2 milyon kişinin üzerinde olacaktı.” Ve yine Sayın Küpeli, “Eskişehir’in hava ulaşımında kısa sürede önemli bir ulaşım üssü olacağını düşünüyorum. Sanayimizin ve iş adamlarımızın en büyük beklentisi THY başta olmak üzere İstanbul hava alanına her gün sabah akşam olmak üzere düzenli seferlerin konulmasıdır. Haftanın belli günlerinde özellikle İzmir, Adana-Mersin, Antalya, Erzurum, Van, Gaziantep, Trabzon ve Samsun’a düzenli ve bağlantılı seferler konulması çok faydalı ve yerinde olacaktır” diye ekliyor.
Yukarıda söylediklerimizi kim söylüyor? EOSB Yönetim Kurulu Başkanı Nadir Küpeli söylüyor. Peki, gereğini kim yapacak? İktidar milletvekilleri ve AK Parti’nin başta il başkanı olmak üzere üst düzey yöneticileri yapacak. Hani diyorlar ya: “Mühür kimdeyse Süleyman odur!” En azından şu soruyu kendi kendilerine sorabilirler: “Nadir bey böyle düşünüyorsa, şehrin diğer aktörleri örneğin ETO başkanı Metin Güler, ESO Başkanı Celalettin Kesikbaş acaba ne düşünüyor?” Listeyi genişletelim. Odunpazarı Belediye Başkanı kazım Kurt, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce ne düşünüyor? Hepsi bir telefon kadar yakın isimler. Yine bu listeye başka sivil toplum örgütlerini de ekleyebiliriz. Söz konusu Eskişehir’in çıkarlarıysa her türlü işbirliğine bütün kapılar aralanmalıdır. Siyaset ile şehrin çıkarlarını ayrı tutmak ve şehrin çıkarlarını öncelemekten başka bir yol yoktur. Ben bu şehrin atanmış ve seçilmişlerinin tümünün bu şehre hizmet konusunda iyi niyetlerinden şüphe etmiyorum. Umut edelim ki un, şeker ve yağın olduğu yerde bir helva yapılır da bu şehirde yaşayan insanların ağzı tatlanır.