Malum bir şahıs milletin bir yerlerine bir şey demişti. Ne demişti sahi? Neyse ben unuttum siz de unutun… Demişler ki “kem söz sahibine aittir!”

Söz konusu şahıs kendisi pek ortalıkta görünmese de, uzayan elleri kolları ile Atalan-Alpagut’ dan Kaz Dağları’na maden aramak için, ya da aradığını bulmak için “kurallı-kuralsız” çalışmalarına devam ediyor. Geçtiğimiz gün Eskişehir’de Çanakkale’de bilmem kaç futbol sahası büyüklüğündeki bir alanda yapılacak olan ağaç katliamı ile ilgili protesto eylemi vardı… Söz konusu eylem haberini okuduktan sonra kendi kendime dedim ki; , bu ağaç katliamcıları yaptıkları çalışmaların aranacak madenin faziletleri yanı sıra çevreciliklerinden de dem vuruyorlar ya! Kendilerine desek ki; “Sen ağaç katliamı mı yapacaksın? Madem öyle iki katı kadar boş kıraç bir araziye fidan dik, ağaçlandırma çalışması yap da senin iyi niyetinden emin olalım!”

Böyle bir çalışmaya “evet” derler mi sanırsınız? Ben hiç “evet” diyeceklerini sanmıyorum. Bazılarının Bergama da başlayan altın aşkından bizim hemen dibimizdeki Kaymaz da nasibini aldı. Sonra öğreniyoruz ki yerli işbirlikçileri pardon ortakları ile yabancı şirketler ülkenin 22 bölgesinde daha “siyanürle altın” arıyormuş da haberimiz yokmuş. Bu altın arama aşkı nereden çıktı bilmiyorum ama benim merak ettiğim bir konu daha var. Sahi çıkarılan altınlardan bizim hazinemize ne kalıyor? Bizim vatandaşa ne düşüyor? Bugüne kadar yerin altını üstüne getiren milyonlarca ağacın katledilmesine sebep olan bu kazı çalışmaları sonucunda bize kaç kilogram pardon kaç gram altın düştü dersiniz? Bu konuda ben somut bir veriye rastlayamadım. Örneğin Kaymaz’da Altın İşletmesi’nden ne kadar altın elde edildi, bunun ne kadarı ülkemizin hazinesine girdi?

Atalan-Alpagut hattında altın arayacaksınız ya? Buradan ne kadar altın çıkaracaksınız? Bu altının ne kadarı Türkiye Cumhuriyeti hazinesine kalacak açıklamasını yapabilen var mı? Kestiğiniz ağaçların toplam getirisi çıkardığınız altının ne kadarına denk geliyor?

Sizin çıkardığınız veya çıkaracağınız altın ya da gümüş mesela mikro-klima iklimine sahip ve İç Anadolu’nun Çukurovası olarak tanımlanan Sakarya Vadisi’nin sebze ve meyveden elde ettiği katma değerin ne kadarına karşılık gelir? Çıkaracağınız altın Bergama da kimi zengin etti? Erzincan’ın İliç ilçe ekonomisine ne kazandırdı? Çıkardığınız altınlar toprağında altında can veren ve günlerce cenazelerine ulaşılmayı bekleyen hangi canın karşılığı oldu?

Elbette ülke ekonomisi, elbette ülke menfaatleri önemli, ülkenin yer altı ve yerüstü zenginlikleri yine bu ülkenin insanlarının hakkıysa eğer yukarıdaki sorulara birileri çıkıp cevap versin. Bu konu siyaset üstü olmalı kabul, ama gerçek bilimsel verileri de masaya yatırmalı bunları en açık şekilde kamuoyu ile paylaşmalı değil miyiz?

Her şeyi anlıyorum da bu kadar tepkiye, bu kadar ses yükseltmeye rağmen karşılığındaki ısrarı anlayamıyorum. Şunu herkesin bilmesini isterim ki ben marjinal diye nitelendirilen bir çevreci değilim. Sadece somut gerçeklikler üzerinden değerlendirme yaptığımda yapılan çalışmaların bana pozitif gelen bir kısmı yok. Bir de millete şey(!) eden bir şahsiyet işin tam göbeğinde olunca hep Bergamalı Hopdediks’e rahmet diliyorum. Her maden, her ağaç katliamı denildiğinde hafızam beni hep seslerini duyurmak için çizgi film karakter oyuncularına bürünen “Bergamalı köylülere” götürüyor. Belki de ilk olduğundadır kim bilir…

Sahi çıkıp birileri milletin neresine ne demişti?