Geçtiğimiz günlerde bir toplantıda ESO Başkanı Celalettin Kesikbaş, bazı gazetecileri de şaka yollu kastederek, sosyal medyada tvit atmakla konuların çözülmediğini söyledi. Dün de şehrimizde Tuğba Koç’un ölümü üzerine sosyal medyada gelişi güzel yazılar çıkması üzerine Cumhuriyet Başsavcılığımız bir açıklama yayınlayarak, sosyal medyadan yayınlanan haberlerin gerçekle ilgisi olmadığını söyledi. Sadece Türkiye’de, bizim ülkemizde değil dünyada bir klavye kahramanlığından söz etmek gerekir. Eleştirilerde, klavye kahramanları tarafından Kuzey Kore’ye döndüğümüz yönde eleştirilere neden oluyor. Sınırsız bir demokrasi ya da yanlışı savunmak hiçbir zaman demokratik bir durum değildir. Sorumluluklarını bilmeyenlere, toplum içinde yaşadıklarını unutanlara gerektiğinde ders niteliğinde tutum alınmalıdır.
Cahillikle yarışıyorlar
Mesela geçenlerde instagram durduruldu. Roblox oyunu yasaklandı. Tiktok’un da yasaklanması konuşuluyor. Herkesin belli kurallara ve yasalara uyması gerekir. Kendilerini muhalif olarak gören aslında cahillikte yarışanlar, yasakları ya da kısıtlamaları Kuzey Kore’yi mi dönüyoruz diyerek tepki vermektediler. Bu kişilerde bir ABD hayranlığı da var. ABD milli çıkarlarına aykırılık nedeniyle, TikTok’un yasaklanmasını isteyebiliyor. Önemli olan her devletin milli çıkarlarını korumasıdır.
Yapay zeka yarışı
Büyük devletler sosyal medya konusunda hassastırlar. Yapay zeka konusunda ciddi çalışmalar yapıyorlar. Konu milli güvenlik kadar, küresel ekonomik ve siyasi rekabeti de yakından ilgilendiriyor. Sosyal medya kullanıcılarının yaygınlığı ile yapay zekâ araştırmaları arasında doğrudan bağlantı var. Youtube, Instagram, Facebook, TikTok, Google gibi sosyal medya mecraları bize bedava hizmet sunuyor. Buralarda zaman geçirmemiz ve verilerimizi yüklememiz için sürekli daha geniş bellek alanları hediye ediyor.Bu tuhaflığın nedeni, yapay zekanın katlanarak gelişmesini sağlayan makine öğrenmesi ve büyük verinin (big data) ancak milyarlarca insanın makinelere gönüllü öğretmenlik yapması sayesinde mümkün olmasıdır. Bir başka deyişle, Instagram’daki her hareketiniz Amerikan yapay zekâ araştırmalarına, TikTok’taki her hareketiniz de Çin’in bu alandaki yarışına gönüllü katkı sağlamak anlamına geliyor.
Sansür var
Sosyal medya firmaları, kendi devletlerinin politikaları ile bütünleşmiş durumdadırlar. Bu nedenle Instagram ya da Facebook türünden Amerikan firmaları, Amerikan emperyalizmine ya da İsrail siyonizmine yönelik kınamaları sansürlüyor, Ermeni soykırımı emperyalist bir yalandır demeniz halinde “nefret suçu” işlediniz diyerek hesaplarınızı askıya alıyor, Haniye suikastini kınayan mesajları, -o mesajlar devlet kurumlarından ve görevlilerinden gelse bile- “uçuruyor.” Sosyal medyada düşünce özgürlüğünün sınırlarını Amerikan devletinin milli çıkarları çiziyor.
Vatansızlık
Kuruldukları ülkenin milli siyasetlerine eklemlenmek ve işbirliği yapmak zorunda olan sosyal medya mecralarının vatanı var ama onları kullanmadan yaşayamaz hale getirilmiş bağımlı insanlardan vatansızmış gibi tepki vermeleri isteniyor. Kimi, çevreler Instagram’a giremedim diye ağlayıp sızlanan, milli gururu kendisine yakıştıramayan ama karşısındaki mecraların çatır çatır milli siyaset izlemelerini onlara hak gören bir acizlik hali yayılsın istiyorlar.
İkiyüzlülük var
Emperyalist devletlerin düşünce özgürlüğü ve milli bilinç konusundaki ikiyüzlülüğü kimseyi şaşırtmamalı. Aklı başında her devlet, öncelikle kendi toplumunu dışarıdan gelecek siyasi manipülasyonlardan ve ahlaki çürüme etkenlerinden koruyucu tedbirler almak zorundadır. Ayrıca, sadece bu kepazeliklerle uğraşıp durmaktan kurtulmaya değil, kendi yapay zekâ araştırmalarımızın veri tabanını yaratmaya da hizmet edeceği için, ertelenemez bir devlet politikası olarak ele alınmalıdır.
Kısacası, laf arasında da söylemiş olsa ESO başkanı Kesikbaş’ın ‘salla bir tvit’ anlayışı içindeki gazeteciyi eleştirmesi, Cumhuriyet Başsavcılığımızın bir ölüm olayı hakkında uzunca bir açıklama yapmak zorunda kalması, bilinçsiz yurttaşların klavyeleri karşısında zorunluluk oluşturuyor. Hepimizin beğendiği Uğur Mumcu’nun “Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz” şeklinde bir sözü vardı. Ancak, sosyal medyada yapılanlar, bu sözü çok aşmıştır. Sosyal medya bugün güvenilmez bir kurum olmuştur. Birçok yanlış bilginin karşılığı yoktur. Sağduyulu yurttaşlar, insanlarda sosyal medyada yazılanlara inanmamalıdır.