Türk tarihi bütün olarak nasıl ortaya çıkarılıyor? Ya da bir milletin tarihine nasıl gidiliyor. Yazılı veya yazılı olmayan insanlık çağının dönemleri var. Milletleri geçmişten geleceğe taşıyan, ninniler ve masallardır. Eskişehir’de bir grup hemşerimizin bir araya gelerek, kendilerine ‘Eski Şehrin Masalcıları’ adını vermesi önemli bir çalışmadır. Bazılarımız, bir grup kadın hemşerimizin mesleklerinin dışında bu işi bir hobi olarak başlattığını düşünebilir. Ama, önemli bir görevi üstlenmiş bulunuyorlar. 

Yine Eskişehirli olan ve elinden her hüner gelen iletişimci İrfan Ongar, masalları yazıyor. Kadınlardan oluşan toplulukta, masalları anlatıyor. Masal değil, aslında insanlığın tarihini anlatıyorlar. Mesela, Eskişehir’ de 100 bin kişi yılda tiyatroya gidiyor. Bu rakamın yarısı kadar da senfoni orkestrası konserlerini kaçırmıyor. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi dışında, hiçbir belediyenin senfoni orkestrası yok. Bu açıdan da Eskişehirliler kendilerini şanslı olarak görebilirler. Bazı illerde bu işi Kültür Bakanlığı üstlenmiş bulunuyor. Eskişehir’de ise belediye bu görevi 20 yıldır yapıyor. Eskişehir’de her şey değişik işliyor. Özellikte buradan geliyor.  

 ATEŞ KUŞU İLE BAŞLADI 

Eski Şehrin Masalcıları adlı grubu oluşturanlar, Ateş Kuşu isimli masal ile Eskişehirlilerin karşısına çıktılar. Eskişehir’de çok rağbet gören kafeterya veya kitapevlerinde  kadın hemşerilerimizden oluşan grup İrfan Ongar’ın sazı eşliğinde sahneye çıkıyor. Benim aklıma şu geldi. Eskişehir’de önemli bir masal ve ninni kültürü var. Balkan ve Kafkas göçleri ile şehir şekillendiği için, buralardan gelenlerin getirdiği bir kültür de var. Bugün bu kültürü kitaplarda bile bulamayabiliriz. Üç üniversitesi bulunan bir şehirde, 1 milyon nüfusa yaklaşan hemşerilerimize bu kültür anlatılmalıdır. Belki de bu görev İrfan Ongar ile Eski Şehrin Masalcılarına düşecek.  Bu grup  Eskişehir’de kültürel konudaki bu boşluğu doldurabilir.

TUTSAK OLMAYALIM

Sosyal medyanın yediden yetmişe herkesi tutsak aldığı bir dönemde kültürümüzün bu yönünü ortaya çıkarmalıyız. Masallar, ninniler her toplumun değerlerini, inançlarını, geleneklerini ve yaşam biçimini yansıtır. Bir toplumun masallarında kahramanlık, iyilik, kötülük, adalet gibi kavramlar nasıl işlenir, o toplumun değer yargılarını ortaya koyar. Masallar ve ninniler ile  geçmişte yaşanmış olayları, mitolojik öyküleri ve halkın ortak anılarını kuşaktan kuşağa aktarır. Bu sayede, kültürler kendi kimliklerini korur ve gelecek nesillere taşır.
Masallar, ninniler dilin gelişimine büyük katkı sağlar. Yeni kelimeler, deyimler ve anlatım biçimleri, çocukların zihinlerine yerleşir. Aynı zamanda, çocukların hayal güçlerini ve yaratıcılıklarını besleyerek, onların dil becerilerini geliştirir. Masallar, sadece eğlenceli hikayeler olmaktan çok ötedir. Kültürlerin ortak mirası olan masallar, çocukların gelişiminde önemli bir role sahiptir. Masallar, çocukların hayal güçlerini besler, duygusal gelişimlerini destekler ve sosyal becerilerini geliştirir. Aynı zamanda, kültürlerin değerlerini korur ve gelecek nesillere aktarır. Bu nedenle, masalların çocukların hayatındaki yeri her zaman özel olacaktır.

YAPARSIN ŞEKERİM  

Dünde Eskişehir’de Genco Erkal’ın anısına açılan tiyatro sahnesinin açılışından yola çıkarak, Eskişehir’in kültür ve sanat hayatına küçük dokunuşlar yapmıştık. 

Türk Tiyatrosu'nun en sevilen eserlerinden 'Lüküs Hayat' müzikali, Haldun Dormen'in yönetiminde ilk kez Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Senfoni Orkestrası eşliğinde, uzun yıllardır sahneleniyor. Eskişehirliler, uzun yıllardır bu müzikali beğeni ile izlemeye devam ediyorlar.

Yıllar yıllar önce Ekrem Reşit Rey'in kaleme aldığı, Cemal Reşit Rey'in bestelediği 'Lüküs Hayat'ı Eskişehir’de sahneleyen Haldun Dormen bugünlerde 70. Sanat yılını kutluyor.  93 yaşındaki tiyatro insanımız 30 yıl önce İstanbul Şehir Tiyatrosunda sahneye koyduğu Lüküs Hayatı, Eskişehir Senfoni Orkestrası ile sahneleyince, Eskişehirlilerden tam not almıştı.

Adsız Tasarım 2024 12 16T232139.703

DEĞİŞİK LÜKÜS HAYAT 

'Lüküs Hayat' müzikalinde  Eskişehirliler için bir çok değişiklikler yapan Haldun Dormen, "Çok ilginç ve hayli değişiklikler yaptık. Yani Mersin'deki Lüküs Hayat'la, İstanbul'daki Lüküs Hayat'la buranın hiçbir ilgisi yok gibi. Bir kere ben iki perdeye indirdim. Üç perdelik olayı iki perdeye indirdim. Çünkü artık kimse üç perde seyretmek istemiyor. Tek ara yetiyor herkese. Büfeciler kızıyor belki ama bir tek ara yetiyor" diyor.  Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları ve Senfoni Orkestrası'nda yer alan 70 kişilik ekiple oyun 'Lüküs Hayat'ın her zaman kapalı gişe oynamaya devam ediyor. Bizde Eskişehir’e de değer katan Haldun Dormen’in 70. Sanat yılını Eskişehirliler adına kutluyoruz. Zorluk karşısında Haldun Dormen’in sürekli söylediği ‘Yaparsın Şekerim’ sözünü de unutmuyoruz.