Malum hayat şartları özellikle dar ve sabit gelirli kesimleri bir hayli zorluyor. Şehir merkezinde bir tas çorbanın 60, bir pilavın 50 TL’den, fakir fukaranın “susamlı döner” diye tarif ettiği simidin 12 TL’den, bir bardak çayın sıradan çay ocaklarında bile 10 TL’ye satıldığı günlerde İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından İstanbul’da başlatılan “Halk Lokantaları” uygulaması Anadolu’daki belediyelerden de rağbet görmeye başladı. Bunun adına sosyal belediyecik dense de belediye yetkilileri “sosyal demokrat” belediyecilikte ısrar ediyorlar. Her neyse… Anadolu’da kopyala yapıştır yöntemi ile açılan lokantaların sayısı her geçen gün artıyor. İlk etapta fakir fukara için ortaya çıkan birkaç kap sıcak yemek ihtiyacını karşılamak için açılan bu kurumlar kimilerine göre “reklam aracı” gibi değerlendirilse de gerçekten çok ciddi bir ihtiyacın karşılanması bakımından önemli sayılabilecek adımlar.

Eskişehir’de büyükşehir belediyesi tarafından seçim vaatleri arasında var olan “Halk lokantası” hayata geçti. 4 kap yemeğin 65 TL’den satılmaya başlandığı bu uygulamadan ihtiyaç sahibi olsun olmasın herkesin yararlanabildiğini biliyoruz. Eskişehir’de hayata geçirilen “Halk Lokantası” uygulamasının üzerinden nasıl bir eleştiri yapılabilir diye düşünürken birden bire gördüm ki geçmiş dönem de Belediye Meclis üyeliği de yapan, Odunpazarı Belediye Başkan adayı da olan AK Partili Murat Özcan sosyal medya hesabından yaptığı açıklama ile bu uygulamayı eleştirdi. Özcan sosyal medya hesabından Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce’yi de etiketleyerek yaptığı açıklamada, Sayın Başkan @ayseunluce Halk Lokantası projesi, partinizin ve sizin seçimlerden önce vaatlerinizdendi.Uygulamaya alıp almamak sizin inisiyatifinizde.Konu ile alakalı olumlu veya olumsuz birçok yorum yapıldı o yüzden tekrara düşmek istemem.Fakat açılışını yapacağınız Halk lokantası bölgede iş yapan ve gerçekten ayakta kalmakta zorlanan esnaf lokantalarını ciddi anlamda zor durumda bırakacağı aşikar.Bu projenizi esnaf lokantaları ile birlikte yapsanız , anlaşmalı lokantalarda belediyenin vermiş olduğu kartlarla amacınıza ulaşsanız ,hem daha çok lokanta alternatifi oluşturmuş olursunuz hem sübvanse miktarını belirlemiş olursunuz hem de asıl hak eden kesimin bu lokantalardan faydalanmasını sağlamış olursunuz .Tabi ki karar sizin” diye görüşlerini açıklayınca altına o kadar çok tepki yorumu aldı ki benim için çok şaşırtıcı olmadı. Örneğin o eleştirilerden bir kaçını bu sütunlara alıyorum.

Ayakta kalmakta zorlanan esnaf yazmışsınız esnaf neden zorlanıyor? Sebebini de yazın murat bey. Yoksa kiralar yüksek, vergiler fazla, ürünlerin geliş ve maliyet fiyatları mı yüksek? Ondan mıdır? Nedir Bu esnafın durumunun sebebi?

Görüşünüze kesinlikle katılmakla birlikte, düşük gelirli vatandaşların esnaf lokantalarından dahi istifade edememelerine sebep olan dünya tarihinin belki de en trajik, dramatik ve de komik ekonomik sisteminin gelişim sürecine dair kıymetli fikirlerinizi okumak isterim sayın Özcan!

Esnafı düşünmeniz gayet güzel. Lakin vatandaşı lokantaya giremez hale getiren hayat pahalılığı nereden peyda oldu?”

Yine bir başka eleştirmen, Esnaf ve Sanatkar Odaları Birliği Başkanı Ekrem Birsen’de benzeri bir açıklama yapmış. Çok uzun zamandır yaşanan onca olumsuz gelişmeye rağmen sesi soluğu çıkmayan Sayın Birsen’in birden bire “Halk Lokantası” üzerinden esnafı savunası gelmiş. Örneğin kira artışları, enerji maliyetleri, yüksek faiz ve komisyon oranları, yüksek enflasyon konusunda açıklamalarına rastlayamadığımız Sayın Birsen, “Halk Lokantası” üzerinden belediyeyi eleştiriyor. Öyle bir eleştiri ki sözüm ona esnafı savunuyor…

Gelelim “Halk Lokantası” mevzuuna… Eskişehir için daha dün öğleyin gittiğimiz bir lokantada 2 mercimek çorbası, az kızarmış hamsi, 2 suya verdiğimiz parayı buradan yazmamayım. Gittiğimiz yer de öyle lüks bir mekan değil, hani şu herkesin diline doladığı sıradan bir esnaf lokantası…