Kısa adı TÜRK-İŞ olan Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu gelirde ve vergide adalet talepleriyle Türkiye çapında bir dizi eylem programı başlattı. Dün Türk-İş örgütlü bulunduğu tüm iş yerlerinde yapacağı iş bırakma eylemi yaptı. Konfederasyona bağlı sendikaların Eskişehir’deki şube başkanları basın açıklaması yaptı. İşçiler, yoğun katılım gösterdiler.
1 MİLYON İNSANIMIZ GİTTİ
Bugün adı konulmamış bir ekonomik kriz var. Yüksek enflasyon tüm kesimleri derinden etkiliyor. Türk-İş’in başladığı eylemleri uzunca bir zamandır görmüyorduk. İşçi sınıfı sokağa çıkınca, pek çok şey olumlu şekilde değişir. Ekonomik krizi aşmak için hereksin Türk-İş ile omuz omuza durması gerekiyor.Atatürk döneminde daha büyük kriz vardı. Krizden dünyada etkilenmeyen iki ülkeden birisi Türkiye oldu. Ülkemizde her zaman, işçinin, çiftçinin, sanayicinin, ücretlilerin, emeklilerin bütün sorunlarını köklü olarak çözecek ülkemizde her zaman kaynak vardır. Kriz nedeniyle son beş yılda nitelikli bir milyon insanımız başka ülkelere taşındı.
GÜVENCEDİR
Ülkemizde vatan ve emek mücadelesi denilince, ilk önce aklımıza Türk-İş gelir. Türk-İş hepimizin güvencesi, ülkemizin de sigortasıdır.Türk-İş başkanı Ergun Atalay, 3 aydır kamuoyunda dile getirdiklerini belirterek,”İşçinin alım gücü yerle bir oldu. İşçi yerle bir oldu. Bunun sebebi de enflasyon. TÜİK'in açıkladığı enflasyon ile işçinin alım gücü arasında dağlar kadar fark var. Türk-İş hem müzakere yapıyor, hem de mücadele ediyor. Hükümet sesimizi duyana kadar eylemlerimize devam edeceğiz. Son çeyrek asırdır yapmadığımız şekilde Türkiye'nin 81 ilinde eylem gerçekleştirdik. İşi durdurmaktan memnun değiliz ama işçinin ücret dengesizliğine dair yasal bir düzenlemeye ihtiyaç var”dedi.
EKONOMİYE YÖN VERENLER
Türk-İş eylemlerini, hemen TBMM’nin açılmasından önce yapıyor. TBMM haftaya açılıyor. Türk-İş ülkenin her sorununun TBMM de çözüleceğini biliyor. Ekonomiye yön verenler, TBMM de dar gelirli kesimin ekonomik sorunlarına bir çözüm bulmak zorundadır.
Son haftalarda, özellikle yerel seçimlerden sonra işçi sınıfında bir hareketlilik var.
PROGRAM DURDURDU
Bundan bir yıl önce Sayın Mehmet Şimşek, Hazine ve Maliye Bakanlığına atandığında nasıl bir ekonomik program uygulanacağı belliydi. Uygulanan bu ekonomik program büyümeyi önce yavaşlatacak sonra da durduracaktı. Uygulanan bu ekonomik programın işsizliğe yol açacağı çok açıktı. Şubat, mart, nisan aylarında işsizliğin azalması tamamen deprem felaketi nedeniyle inşaat sektöründeki hareketlilikten ileri geliyordu. Haziran ayında açıklanan işsizlik rakamı gerçeği ortaya serdi.
SICAK PARA TUZAK
Uygulanan ekonomik programın bir sonucu olan sıcak paranın Türkiye’ye girmesi yönündeki politikalar sonunda sonuçlarını vermiş ve Türkiye’ye 80 milyar dolar civarında sıcak para girmişti. İşte bu tutar da sıcak para tuzağının kendisiydi. Uygulanan bu politikalar ticaret ve sanayide zayıflamaya neden olacak, sonuçta da işsizlik artacaktı. İşte sıcak para girdi ve işsizlik artmaya başladı. Bununla beraber de işçi sınıfında hareketlilik başladı.
Aslında birkaç kez de bu sütunlarda yazmaya çalıştım. Sıcak paranın da içinde olduğu Neoliberal ekonomi anlayışından vazgeçerek, Atatürk döneminde denenen ekonomik modele dönmemiz gerekiyor. Ne yazık ki, Türkiye’de iktidara yakın partiler bu gerçeği göz önüne getirmiyor. Ama, hayat şartları siyasetçilerimizin hepsinin Atatürk döneminin ekonomik politikalarına dönmeye zorlayacak. Başladı bile.