Doğuştan gelmeyen, insan oğlunun sonradan tanıştığı bir duygu kıskançlık. İnsanın var olduğu günden bu güne kadar sanıyorum ki hep çoğalarak arttı. Kiminin sevgilisine, kiminin annesine, babasına kimininse başkasının işine ya da işteki statüsüne beslediği hasetlik duygusu aslında karşıdakine değil içindekine zarar verir. İnsanın kıskançlık duygusunu sonradan edindiği bildiklerimiz arasında. Hatta bu öğretilmiş bir yanlışlık da diyebiliriz. Çocukluktan başlayıp yetişkinlik dönemine kadar devam eder ve insanın içine işledikten sonra o kişi için tek yol uzmanlardan alacağı psikolojik destek olabilir.
Ebeveynler çocukları nasıl olsun istiyorsa öyle davranmalıdır diye bir yazı okumuştum. Sahiden de öyle. Bir çocuğu eğittiğimizi sanıyoruz ama istemediğimiz tüm kötü huylu davranışları çocuklara kodluyoruz. İlk olarak bunu çocukları birbiri ile kıyaslayarak yapıyoruz. Kıyaslanan çocuk, kıyaslandığı çocuğu kıskanmaya ve hasetlenmeye başlıyor. Böylelikle evrenin en kötü duygusunu çocuklarımıza tattırmış ve tanıştırmış oluyoruz. Ne acı, bu çocuklar büyüyor ya kıskanılamayı sevgi zanneden bireyler oluyor ya da çevresinde ki kişileri kıskanmaktan kendi işini yapamayan zavallılar haline geliyor.
Kıskançlık duygusu endişe, sinir ve mutsuzluk hislerini tetikler. Elbette bu her sinirli insan kıskançtır anlamına gelmez ama kıskanç insanların hepsi ani sinir tepkileri ile öne çıkar.
Araştırmalar kadınların erkeklere göre kıskançlık duygularının daha fazla olduğunu söylüyor. İnsan yapısı gereği sosyal bir varlık ve haliyle birçok sosyalleşebileceği ortamda bulunuyor. Zaten gelişen teknolojiyle birlikte herkes hayatını sosyal medya üzerinde yaşıyor ve insanlar kendilerinde olmayanı başkasında görebileceği birçok mecrada buna şahit oluyor. Bu da kişilere kendinde ki eksiklikleri farketmeleri ve başkalarındaki her türlü şeyi görmeleri adına için muazzam bir platform oluşturuyor. İnsan kendinde olmayanı başkasında gördüğünde içerisinde zaten çocukluğunda oluşan o duygu bir anda açığa çıkıveriyor.
Bazıları sırf ondan iyisiniz, başarılısınız, zekisiniz diye sizi kıskanıyor inanın oldukça hastalıklı bir durum. Hiçbir şekilde hafife alınmamalı ve bir şekilde insan kendi kendini iyileştirmeye çalışmalı. Anne-baba iseniz çocuğunuzdan başlayın eğitime. Çünkü yetiştirdiğiniz her çocuk bir gün birey olduğunda kıskançlık adı verilen acizlikle içini kemirerek yaşamaya çalışacak ve bu durum hem kişiyi endişe, kuşku, güvensizlik duygularıyla başbaşa bırakacak hemde karşısında ki insana psikolojik olarak zarar verecek.
Merkezinde özgüvensizlik barındıran bu duyguyu ortadan kaldırmak ve tedavi etmek istiyorsanız uzmanlarında dediği gibi çocukluğunuza inmeniz gerekiyor. Tedavi etmeniz gerekiyor çünkü inanın insanı bu hayatta kendi huzurundan sonra mutlu eden bir şeyler varsa o da sevdiklerinin başarısı ve mutluluğudur.
Elbette tedaviyi reddeden ve hastalıklı olmadığını düşünen ama içten içe hep kaostan beslenen hasetlikle yaşayan insanlar olacaktır. Üzülerek söylüyorum ki bu insanlar için yapacak bir şeyimiz yok. Bu insanlar gerçekten çirkindirler ve bu dış görünüşleri ile alakalı değildir.
Hepinize enerji alanınızı aydınlatacak, size hep artılar katacak ve başarılarınızla gururlanacak bir çevre diliyorum. Çünkü öyle ki aksinde nefes almak bile mümkün gözükmüyor.
Herkese musmutlu haftalar.