Eskişehir ile birlikte ülkemizde geçinemeyen, ev kirasını ödeyemeyen, emeklilikte hayal ettiği hayatı yaşayamayan emekliler, Ankara’da düzenlediği mitingde bir araya gelerek “Geçinemiyoruz” dedi. Dünya özelleştirmelerden vazgeçmişken, biz devam ediyoruz. Özal’dan bu yana özelleştirmeler hız kesmedi. İç ve dış borcumuz 500 milyar doları çoktan geçti. Bir anlamda her şeyimizi satmamıza karşılık, borcumuz katlanarak arttı.

ZAMAN İÇİNDE

Atatürk, 1970’lerin gündemini 1920’de yakalamıştı. Maarif ve İktisat kongresini arka arkaya topladı. Cumhuriyet’in kuruluşu ile birlikte devlete ait kuruluşları ülkenin yedi bölgesinde, bölgelerinde özellikleri ve ihtiyaçları düşünülerek açtı. 12 Eylül ve sonrasında KİT’ler bilerek zarar ettirildi. Sonrada arkasından özelleştirme bayrağı açıldı. Sağ ve sol koalisyonlarda özelleştirmeye hız verdi. Avrupa ülkeleri ise ekonomileri zarar gördüğü için özelleştirmelerden vazgeçti. Biz hatalardan ders çıkarmadık. Çiller’in özelleştirmeleri savunurken
“Son sosyalist devleti yıktık.” Sözlerini bugün bile hayretle hatırlarım. Yıktık dediği, bu ülkenin dişinden tırnağından arttırarak, gelecekteki çocuklarının malları ve mülkleriydi. Zaman içinde Cumhuriyet’in kurduğu tesisler olan
Sümerbank, Et Balık Kurumu, Çimento fabrikaları, SEKA,Gübre fabrikaları, madenler ve diğerleri, değerine karşılık gelmeyen fiyatlar ile satıldı. Hepsi üretimi destekliyordu. Et Balık Kurumu’nun Eskişehir Muttalip’deki tesisini hatırlıyorum. Onun büyük boşluğu bugünde devam ediyor. Avrupa’nın her yerine 200 ile 300 TL arasında olan kıyma fiyatının bizde 500 TL’den aşağıya satan bir yer duymadım. Eskiden Erzurum ve Kars’a yolculuk yapanlar, yoldaki koyun sürülerinden ilerleyemezdi.

EN İLGİNÇ OLANI

Bugün madenci Ankara’ya yürüyor. Ankara’nın Nallıhan ilçesinde kurulu Çayırhan Termik Santrali ile Çayırhan Linyit İşletmeleri özelleştirilmek isteniyor. Hatırlayanımız çoktur. Türkiye Taş Kömürü Kurumunun kapatılması için kampanya yürütüldü. Ünlü bir işadamımız televizyon- lara çıkarak, Zonguldak da, deniz çiftlikleri kurarak, somon üretmeyi savundu. Bugün kömür ithal ediyoruz. Geldiğimiz nokta budur.

ANLADIK, ÇABUK UNUTTUK

Küresel korona döneminde kamuculuğun önemi tüm dünyada anlaşıldı. Atatürk’ün yaptığı gibi kamuculuk, özel sektörle birlikte yoluna yürüyecekti. Atatürk döneminde buna dikkat edildi. Küresel çapta salgın yaşadığımız dönemde kamuculuk iyi anlaşıldı. Avrupa’nın birçok ülkesi salgına kadar vazgeçtiği özleştirmeyi pandemi de iyice ortadan kaldırdı. Bugün dünya çapında yaşanan ekonomik krizde de görülüyor. Bizde ise daha kötü yansıması oldu. Çiftçi üretimden koptu. Maden-İş Genel Başkanı Nurettin Akçul. Özelleştirmeler konusunda kararlı olduklarını söyledi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Bayraktar. Geri adım atmayacaklarını belirtti.

EĞİTİM VE EKONOMİ

Lafa gelince hepimiz, insana yatırım yapmak gerektiğini söyleriz. İnsana yatırım demek, eğitim başta olmak ve de ekonomi, insan karakterinin ve potansiyelinin gelişmesini sağlayacak alanlara kaynak aktarmak gerekir. Atatürk’ün 1921’de Maarif kongresi toplayarak, Cumhuriyet’in temeli kültürdür diyerek işaret ettiği ihtiyacı kavramanın çok gerisindeyiz. Hayat bize Türkiye’nin borçlanarak kalkınamayacağını gösterdi. Borçlanarak, sıcak para bularak kalkınma isteği sabit gelirli yurttaşları etkiliyor. Onlarda seslerini gördükleri her mitinge katılarak duyurmak istiyorlar.