Eskişehir’de AK Parti 2002 yılında tek başına iktidara geldikten hemen sonra yapılan yerel seçimde Eskişehir’de Büyükşehir Beledisini almaya çok yaklaştı. Az farkla yine de Yılmaz Büyükerşen seçilmişti. Bundan sonraki seçimde AK Parti hep iktidardaydı. Ama Eskişehir’de Büyükşehir Belediyesini kazanamadılar. Hep bir seçim sonra umudunu taşıdılar. Şimdi, Yılmaz Büyükerşen de yok. Acaba, Büyükşehir Belediyesinde AK Partili bir başkan görecek miyiz? Eskişehir’de önümüzdeki seçimde başkanlık yarışına katılacak adaylara bakılarak, AK Parti’nin sola kaydığı söylenebilir mi?
TAHMİN YAPILIR
Her seçimden önce istersen milletvekili olsun, ister belediye başkanlığı seçimi olsun, aday bolluğu vardır. Özellikle başta gazeteciler olmak üzere, şehirde siyasete ilgi gösterenler, hemen tahminlere başlarlar. Son yıllarda palavra çıkan ‘sözde gazeteci’ internet siteleri de çıkınca, avcı hikâye gibi palavra hikâyeleri anlatanlar çoğaldı. AK Partililer kendi tahminlerinde, sürekli Odunpazarı adayı önceki başkanlardan biri olacağını söylediler. Bizde tabii ki, partililerin bizden daha iyi bileceğini düşünerek, tahminlerde yanılmış olabiliriz.
AK PARTİ NEYİ HESAPLADI?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir gün önce Eskişehir’deki AK Parti yöneticilerine ilettiği aday tablosu, ilk önce Eskişehir’deki yöneticileri, bir gün önce biz öğrendiğimizde bizi de şaşırttı. Ne hedeflenmişti? AK Parti genel merkezinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatı ile oluşturulan 300 kişilik ekip adayları belirledi. Bütün adaylar ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tek tek görüştüğünü de öğrendik. Bazıları ön seçime taksada, bence bu ortamda ön seçim direk hedefe ulaşmıyor. Çünkü bütün partilerin üye yapıları ön seçime uygun değil.
AK Parti’nin genel merkezdeki kurmay kadrosu, ilk önce Eskişehir’de AK Parti iktidara geldiğinden bu yana, Eskişehir’de Büyükşehir Belediyesini niye kazanamadığını masaya yatırdı? Sonra Eskişehirlinin özel konumu nedeniyle, sağ partiler oy verdiğini ancak tercihinin muhafazakâr yapıdaki adaylara kapalı olduğu tespitini yaptı.
Peki, o zaman ne yapılacaktı? Merkeze yakın ve kendileri ile aile yapıları ile muhafazakar olmayan adaylar bulunacaktı. Bir kıstas daha vardı. Adaylar, sonradan Eskişehirli değil, birkaç kuşaktır Eskişehir’de yaşayan adaylardan olacaktı. Yani, adayların Eskişehirlilikleri tartışılmayacaktı. Bir de ittifakı oluşturan, MHP, BBP ve Yeniden Refah Partisi de gözetilecekti.
Bunlara ilaveten zaten AK Parti son dönemlerde emperyalist ülkelerle çelişkileri belli ölçülerde artan bir partiydi. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra, dünyaya bakış açısı belli ölçülerde değişmişti. Muhafazakar bir parti olarak, AK Parti koşullarında ‘sol’ bir anlayışa gelmişti. Eskişehir merkezdeki üç adayda geleneksel yapıdan uzak olmalıydı. Oyun tamamına yakını merkezde olduğu için, AK Parti koşullarında bu yapıya uygun adaylar merkezde yapıldı. İttifak partilerine dış ilçelerde adaylar verildi.
ESKİŞEHİRLİ NE DİYECEK?
AK Parti’nin adayları açıklandıktan sonra CHP’li bir arkadaşıma bu düşüncemi anlattım. Adayların sol değil, MHP’ye yakın olduğunu söyledi. Benim siyasi terminoloji ve siyaset bilimine göre AK Parti koşullarına göre yaptığım değerlendirmeyi elbette anlayamadı. Ama CHP’nin sağcısının kim olduğunu sordu. Ben direkt Kazım Kurt deyince düşünmeye başladı. Bazen değerlendirme yaparken, değerlendirmenin yapıldığı koşulları ortaya koymak ve sonra yapının neden dışına çıkıldığını hesaplamak gerekiyor. Bu duruma Eskişehirli ne diyecek? Bunu da seçim sonuçları gösterecek. AK Parti’de 15 Temmuz öncesinde kalanlar ortaya çıkan bu tabloyu nasıl değerlendirecek? Bunu da seçimin sonucu bize verecek.