Türkiye Narin cinayetinin ardından çocuklarımızın yeterince korunup korumadığını sorgulamaya başladı. Gerçekten Türkiye’de bir anda 8 yaşındaki bir kız çocuğunun neden bir cinayete kurban gittiğini merak ederken herkes bir senaryo yazdı. 19 gün boyunca aranan sonunda da su içerisinde bir torba içerisinde cansız bedenine ulaşılan Narin için vicdanı olan herkesin gözyaşı döktüğüne tanık olduk. Hepimizin gerçekten vicdanı kanadı. Hepimiz öylesine üzüldük ki bir anda bütün sıkıntılarımızı bir kenara bırakıp bu cinayetin sebeplerini ve sonuçlarını sorgulamaya başladık.
Bu arada yaşanan bu hazin ve insanlıktan uzak olay, “Çocuklarımızı yeterince koruyabiliyor muyuz?” sorusunu aklımıza getirdi. Çocuklarımızı gerçekten yeterince koruyabiliyor muyuz? Ya da çocuklarımızı nelerden nasıl koruyacağız?
Eğitim ve öğretim sezonunun ardından okula giden çocuklarımızın korunması konusunda devletin yeterince önlem alıp almadığı da dahil artık her şeyi sorgular hale geldik. Gerçek o ki, siz ne kadar önlem alırsanız alın önce vicdanlarımızı yıkayıp temizlememiz gerekir. Sadece önlemler yeterli değil aynı zamanda çocuklarımızın korunması için toplum vicdanının da kendini tazelemesi gerektiğini düşünüyorum.
Çocuklarımız bizim geleceğimiz. Bugün hayat şartlarının çocuk sahibi her aile olmasa bile özellikle şehirlerde geçimin temel şartlarından biri eşlerin birlikte çalışma zorunluluğu çocuklarımızı biraz da bakıcılara ya da ebeveynlere bırakma gibi bir geleneğin oluşmasına sebep oldu. Bu şartlarda dahi yaşananlar anne-baba olan herkesi kısmen rahatlatsa bile son yıllarda yaşanan ve vicdanları kanatan olaylar silsilesi hepimizin yüreğinde bir korku ve endişenin oluşmasına da sebep oldu. Bu sebeple hemen herkesin yeniden kendini sorgulaması ve bu tip olayların yaşanmasına fırsat vermeyecek şekilde önlemler alması gerekli diye düşünüyorum.
Ancak toplumsal bozulmalar çok hızlı gelişebilir ama toplumsal eğitim düzeltmeler o kadar kolay olmuyor. Bu sebeple her birimizin sorumluluk alarak çocuklarımızı öncelemek ve korumak gibi bir görevimiz olduğunu yeniden hatırlamalıyız. Çocuklarımızı her türlü zararlı alışkanlıklardan korumak için ne kadar çabalıyorsak, kötü ve kötülüklerden korumak için de aynı çabayı göstermeliyiz.