Tüm insanlar farklıdır, benzersizdir bunda hemfikiriz. Ancak belli koşullarda insanları kategorize etmek pekte yanlış bir fikir sayılmaz bence. Belli başlı benzer özellikleri taşıyan kişilerin aynı astrolojik konuma sahip olması bir ihtimalden fazlası değil mi sizce de?
Gökyüzü hareketlerini, yıldızların ilmini, ayların senelerin yıldızlara göre hesaplanmasını, ayın hareketleri ve dünya üzerindeki etkilerini hesaplama üzerine derin bir ilim olan Astroloji MÖ 2500 yılında yaşadığımız topraklara çok yakın olan Mezopotamya dediğimiz bölgede ortaya çıktı. Gök cisimlerinin hareketlerini ve göreceli konumlarını inceleyerek canlı veya cansız varlıkların bunlardan nasıl etkileneceğini araştıran Astroloji çoğu kişiye göre bir bilim dalı değil. Ama zaten bu yazım inananlar ve ilgi duyanlar için..
Mevsimleri esas alan astrolojiye göre Koç burcunun öncü kabul edilmesinin nedeni, ilkbahar mevsiminin bu burçla başlıyor olmasıdır. Daha sonra Boğa burcu gelir ki, bu o mevsimin sabit yaşandığı dönemdir, bundan dolayı Boğa burçları sabit gruba girerler. Boğa burcunu takip eden İkizler burcu gelir ki, bu mevsimin değişmeye başladığı dönemdir. Bundan dolayı İkizler burcu değişken gruba denk gelir. Dolayısıyla mevsim başlarında yer alan burçlar öncü gruba, sabit olduğu dönem sabit gruba ve mevsimin değişmeye başladığı dönemlerde değişken burçlara denk gelir. Bu nedenle biz ikizleri değişken, koç burçlarını lider öncü buluyoruz..
Bahsetmek ve anlatmak istediğim ise içerisinde bulunduğumuz ay olan Eylül ayının enerjisi..
Sararan yapraklar, yeşilin turuncuyla buluşması sanıyorum ki doğayı seven her insanın içini kıpır kıpır eder. Kavurucu sıcakların yerini hafif hafif esen rüzgârların aldığı, doğanın rengârenk bir hale büründüğü; yeşilin turuncuyla, sarının kızılla buluştuğu, doğanın dengesini ararken bizi de dengeye davet eden eylül ayı astrolojide de başak burcunu da temsil eder ve başak burcu kişiyi derlenmeye toplanmaya düze çıkmaya iter. İçerisinde bulunduğu durumdan, sorundan çıkması gerektiğini hatırlatır. Yere dökülen kurumuş yapraklar gibi kuruyan taraflarını bırakması yenilenmesi gerektiğini anlatır.
Çiçek yetiştirenler bilir. Eğer bir yaprak hastaysa sadece ona odaklanmak çiçeği öldürür. Hastalıklı yaprağı koparmanız gerekir ki çiçeğin diğer kısımları sağlıklı büyüsün. Biz insanlar da böyleyiz. Size iyi gelmeyenleri kendinizi hiçe sayarak iyileştirmeye çalışmayın o kişileri direkt hayatınızdan çıkarın.
Bu yüzden sizi geri çeken, düşüren her detayı her kişiyi ardınızda bırakın ya da bırakmayı öğrenmek için çabalayın. Eylül ayı ise bunu yapmanız için bir işaret olsun.
Herkese iyi haftalar..