Her kaynakta romantizmin başkenti diye bahsedilen İtalya rüya gibi bir ülke olsa gerek. Sanatı, mimarisi, mutfağı, kültürü gibi tüm detaylarıyla adeta bir şiir gibi.. Henüz gitmek nasip olmadı ama gitmeyi en çok istediğim yerler arasında ilk üçte.
Bu muhteşem ülkede çok garip yasaklar var. Mesela bizim bayramlarda çocuklara sorduğumuz milli sorumuz ‘’ Okul nasıl gidiyor ?’’ sorusunu burada soramazsınız. Çünkü yasak..
Siesta, öğle arasında dik güneş ışınlarının sıcaklığından veya öğle yemeği sonrası metabolizma faaliyetlerinin hızlanmasından dolayı vücudun anlık mayışma durumunun, kısa süreli uyku ile dinlenmeye çevrilmesine denir ve İtalya da çalışma saatlerini bile siesta saatlerine uygun olacak şekilde düzenler. Bu uygulama keşke bizim ülkemizde de olsaydı eminim ki birçoğumuzun başta ben olmak üzere çok hoşuna giderdi..
İtalyanların çok hoşuma giden bir felsefesi var hatta düşünce tarzları da denebilir..
‘’ Dolce far niette ’’ dedikleri Türkçe karşılığı “hiç bir şey yapmamanın tatlılığı” olarak çevrilebilecek bu deyiş bize tembellikten çok daha önemli bir farkındalık kazandırabilir. Tamamen bakış açısı..
Öyle ki bizim toplumumuz gibi her şeyi koşturmaca ile yapan toplumlar için ciddi bir farkındalık meselesi. İlk duyduğumuzda kulağa fazla tembelce geliyor olabilir kabul ama daha derinlemesine düşündüğümüzde an’ın hazzı olarak kabul edilebilir.
Kendinize sorun bakalım. Hiçbir şey yapmadan ve bu andan zevk alarak ne kadar süre kalabilirsiniz veya kalabildiniz mi?
Şehir hayatında aynı günleri tekrar eden, hayatı uyku iş ve ev üçgeninden ibaret insanlara yani Türkiye’nin %50’si gibi bir kesimine bahsettiğim şey çok zor gelecektir. Çünkü bir noktadan sonra bu yoğunluğa alışmak, hiç bir şey yapmadan durmayı o kadar zor hale getirebiliyor ki, bazen verimsiz ve suçlu bile hissedebiliyoruz..
Günün yoğunluğundan ve karmaşasından kurtulup anda olduğunuzu hatırlamak, bir anlığına durup kendinize “Beni ne sakinleştiriyor, ne mutlu ediyor?” diye sormak ve küçük bir gün arası molası vermek tam olarak bu deyimin amacı.
O gün hava güzel diye sevinmek, içtiğiniz kahvenin kokusuyla mutlu olmak, hayatı daha sakin rölantide yaşamak, bir sokaktan dümdüz yürümek yerine etrafı inceleyerek detaylar üzerine düşünmek yani kısaca size hayatı biraz daha yavaş yaşamak tam olarak keyfi ve tutkuyu getirecektir..
Herkese mutlu, sağlıklı günler..